ArkeolojiYeryüzündeki yolculuğumuz yön değiştirdi

Yeryüzündeki yolculuğumuz yön değiştirdi

23.10.2023 - 02:00 | Son Güncellenme:

Çankırı’da bulunan fosil kalıntıları, insanoğlunun dünya üzerindeki yolculuğunun bilinenin aksine Afrika’da başlamadığını gösteriyor. 8.7 milyon önce yaşamış bu kuyruksuz maymun, insanımsıların, bulunduğumuz coğrafyada çeşitlenerek Afrika’ya gittiğini kanıtlıyor.

Yeryüzündeki yolculuğumuz yön değiştirdi

Görkem Evci | gorkemevci@milliyet.com.tr-Anadolu yalnızca farklı uygarlıkların binlerce yıla yayılan kültür mirasına ev sahipliği yapmıyor; günümüzden milyonlarca yıl öncesine uzanan yaşama dair kanıtları da içinde saklıyor. Tarihin bu “canlı” şahitlerinin, büyük bir titizlikle gün yüzüne çıkarıldığı noktalardan biri de Çankırı’da. Uzun yıllardır Çorakyerler Omurgalı Fosil Lokalitesi’nde kazı yapan bilim insanları, 2011 yılında birçok fosille birlikte bugüne kadar bulunmuş canlılara benzemeyen bir canlıya ait kalıntılar buldu. Önemli ve nadir bir kalıntı olduğu ilk anda fark edilmişti ancak tam olarak tespit edilerek bilim dünyasına duyurulması ancak bu yıl ağustos ayının sonunda, dünyanın önde gelen bilimsel dergilerinden Nature’da yayımlanan bir makale ile oldu. Bu önemli makaleyi, makalenin yazarlarından ve kazının başkanı Prof. Dr. Ayla Sevim Erol’la konuştuk.

60’larda keşfedildi

Haberin Devamı

İnsanoğlunun tarihine dair önemli bir tez ortaya atan araştırma, ÇankırıYapraklı yolu üzerinde, il merkezine 3-4 km mesafede yer alan, yoğun miktarda fosil barındıran bir alanda yürütülüyor. Bölgenin milyonlarca yıllık fosillere ev sahipliği yaptığı, 60’lı yıllarda linyit araştırmaları sırasındaki kazılarda ortaya çıkıyor. Ancak 2000’li yıllara kadar bu alanda bilimsel bir çalışma yürütülmüyor. 2001’de Ankara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ayla Sevim Erol başkanlığında başlatılan kazılar halen sürüyor.

Daha önce de bulunmuştu

Prof. Dr. Ayla Sevim Erol’un aktardığına göre günümüzden 7 ila 9 milyon yıl önce yaşamış canlılara ait fosillerin bulunduğu alanda, makaleye konu canlıya ait fosil ilk olarak 2011 yılında bulundu. Kalıntı, canlının yüzüne aitti. Ardından 2015 yılında yüze ait bir parça daha ele geçti ve bulmacanın parçaları birleşti. Aslında bu yeni türe ait ilk fosil, 2000 yılında bulunmuş ve 2007 yılında hakkında bir makale yayımlanmıştı. Ancak o dönemde canlı başka bir tür adı altında sınıflandırılmıştı. Erol, o dönemde de bu görüşe katılmıyordu ama türün isimlendirilmesi diğer meslektaşlarının görüşleri doğrultusunda yapıldı. Ancak yeni buluntuların ardından bilim insanları, bu canlının Orta Anadolu’da yaşayan ve dünyadaki bütün türlerden farklı özellikler taşıyan bir türe ait olduğunu düşünmeye başladı. Böylece bu türe “Anadoluvius turkae” adı verildi.

Haberin Devamı

Yeryüzündeki yolculuğumuz yön değiştirdi

Prof. Dr. Ayla Sevim Erol

Neyi değiştirdi?

Bu canlının gorile benzer bir canlı olduğunu ve 8.7 milyon yıl önce yaşadığını belirten Ayla Sevim Erol, “En az dört bireye ait parçalarımız var. Çorakyerler’de bulundu ve başka hiçbir yerde bulunmadı. Bilim dünyasında ‘ape’ diye bilinir. Türkçeye çevirdiğimizde ‘kuyruksuz maymun’ benzeri bir hayvan” bilgisini paylaşıyor. Anadoluvius, büyük bir erkek şempanze büyüklüğüne (50-60 kg) yakın. Bir şempanze için çok büyük olduğu, dişi bir gorilin ortalama büyüklüğüne (75-80 kg) yakın boyutta olduğu, zamanının çoğunu orman ortamında, muhtemelen genellikle yerde geçirdiği düşünülüyor.

Prof. Dr. Ayla Sevim Erol, bulunan bu fosilin ne anlama geldiğine ilişkin şu değerlendirmelerde bulunuyor: “’İnsanımsılar’ dediğimiz, Afrika’da ortaya çıkan ‘hominin’ler var. Bu homininlerden ‘Sahelanthropus’ dediğimiz, ilk insanımsı olarak tanımlanan canlının özellikleriyle benzer özellikler gösteriyor Anadoluvius. Şimdiye kadar insanın Afrika’dan çıktığına ilişkin teoriler vardı. Afrika’da 7 milyon yıl öncesi fosil yok. 9 ila 7 milyon yıl da Anadolu’da, Yunanistan’da, Bulgaristan’da var... ‘Homininler’ dediğimiz bu grupların burada çeşitlenerek daha sonra iklimsel değişiklikler, çevresel koşullar nedeniyle Afrika’ya dönüp orada ‘insan’ aşamasına geldiğini söylüyoruz yaptığımız çalışmalar sonucu.” Bu çalışmanın desteklenmesi için başka kalıntılara da ihtiyaç var. Prof. Dr. Erol, söz konusu canlının yüz, diş ve çene parçalarının bulunduğunu, vücut parçalarının da bulunmasıyla görüşlerini yüzde yüze yakın bir kesinlikle açıklayacaklarını belirtiyor

Haberin Devamı

Yeryüzündeki yolculuğumuz yön değiştirdi
Çorakyerler’de bilimsel kazı çalışması 2001 yılından bu yana sürüyor.

Profesör Begun: Avrupa ve Anadolu’da var, Afrika’da yok

Çorakyerler Omurgalı Fosil Lokalitesi’ndeki kazılar sürüyor. Bu seneki çalışmalarda 100 civarında fosil çıkardıklarını belirten Prof. Dr. Ayla Sevim Erol, “Bunların içinde atlara, hortumlulara, zürafalara ait fosiller var. Çıkardığımız tüm fosiller son derece özel fosiller” bilgisini paylaştı. Ödenek sıkıntısı yaşandığını belirten Erol “Ekibin yarısını gönderdik. Biraz sıkıntılı bir çalışma dönemi oldu ama en verimli yıllarımızdan oldu” dedi. 43 tür var Çorakyerler’in Türkiye’nin en zengin fosil çeşitliliğine sahip yer olduğunu ifade eden Erol, “Yıllardır Çorakyerler’i tahribatlardan korumaya çalıştık. Yaklaşık 10 milyon yıllık bu mirası doğa bize bıraktı ve bunu korumak zorundayız. Kayalıklar, taşlıklar içerisinde iğneyle kuyu kazar gibi fosil çıkarıyoruz. Bugüne kadar 4 bin 100’ün üzerinde tanımlanabilir nitelikte fosil var ama numarasız olarak da çıkardığımız 5 binin üzerinde fosil mevcut şu anda. 10 ayrı aileye ait 43 ayrı tür var burada” diye konuştu. Makalenin ortak yazarlarından, Toronto Üniversitesi Antropoloji Bölümü’nde görevli Profesör David Begun da bulguların, homininlerin Batı ve Orta Avrupa’da evrimleşip Afrika’ya dağılmadan önce Doğu Akdeniz’e yayıldığı görüşünü desteklediğini belirtiyor. Begun, “Erken homininler Avrupa ve Anadolu’da bol miktarda bulunurken, ilk homininler 7 milyon yıl önce orada ortaya çıkana kadar Afrika’da tamamen yoktu” ifadelerini kullanıyor

Haberin Devamı

Yeryüzündeki yolculuğumuz yön değiştirdi

Bu yıl yaklaşık 100 fosil bulundu

Haberin Devamı

Çorakyerler Omurgalı Fosil Lokalitesi’ndeki kazılar sürüyor. Bu seneki çalışmalarda 100 civarında fosil çıkardıklarını belirten Prof. Dr. Ayla Sevim Erol, “Bunların içinde atlara, hortumlulara, zürafalara ait fosiller var. Çıkardığımız tüm fosiller son derece özel fosiller” bilgisini paylaştı. Ödenek sıkıntısı yaşandığını belirten Erol “Ekibin yarısını gönderdik. Biraz sıkıntılı bir çalışma dönemi oldu ama en verimli yıllarımızdan oldu” dedi.

43 tür var

Çorakyerler’in Türkiye’nin en zengin fosil çeşitliliğine sahip yer olduğunu ifade eden Erol, “Yıllardır Çorakyerler’i tahribatlardan korumaya çalıştık. Yaklaşık 10 milyon yıllık bu mirası doğa bize bıraktı ve bunu korumak zorundayız. Kayalıklar, taşlıklar içerisinde iğneyle kuyu kazar gibi fosil çıkarıyoruz. Bugüne kadar 4 bin 100’ün üzerinde tanımlanabilir nitelikte fosil var ama numarasız olarak da çıkardığımız 5 binin üzerinde fosil mevcut şu anda. 10 ayrı aileye ait 43 ayrı tür var burada” diye konuştu.

Yazarlar