20.04.2025 - 00:01 | Son Güncellenme:
Prof. Dr. Mustafa Şahin
Prof. Dr. Mustafa Şahin- Nikaia Antik Kenti’nin üzerinde yer alan İznik, Hristiyanlar tarafından “İznik Doktrininin” kabul edildiği yer olarak bilinir. İznik Gölü’nde 2014 yılında kıyıdan yaklaşık 20 metre açıkta ve 1,5-2 metre derinlikte keşfettiğimiz bazilika planlı kilise, aynı sene Amerika Arkeoloji Enstitüsü’nün Arkeoloji Magazin Dergisi tarafından yılın en önemli 10 keşfi arasında gösterilmiştir. 2021 yılından sonra başlayan su çekilmesi sonrasında kilisenin büyük bir bölümü tekrar su dışında görünür hale gelmiştir.
Kilise kalıntısında 2016 yılında başlatılan su altı kazıları aralıksız devam etmektedir. Doğu-batı doğrultusunda uzanan yapı, üç koridora sahiptir. Orta koridorun doğu ucunda bulunan yarım daire planlı ana apsisin her iki yanında kilisenin değerli eşyasının saklanması, kurban adaklarının ve kutsal nesnelerin korunması gibi işlevlere sahip iki oda yer almakta; batı bölüm ise giriş ve ön avlu bölümleri ile son bulmaktadır.
4-13. yüzyıllar
2016 yılında kilise önde gelenleri için ayrılmış platform duvarının altında yer alan mezarlarda bulduğumuz Valens (364-378) ve Valentinianus (371-392) sikkeleri, bazilika kilisesinin M.S. 4. yüzyılın sonlarına doğru inşa edildiğini ortaya koymuştur. Başlangıçta Aziz Neophtos’a adanmış olabileceğini düşündüğümüz kilisenin ön avlu bölümünde vaftizhanenin keşfedilmesi araştırmalarımızı farklı bir boyuta taşımıştır. Vaftiz alanında yapılan kazılarda 11-13. yüzyıllar arasına tarihlenen çok sayıda çukur sikke, ince seramik, cam bilezikler, altın düğmeler, kemer tokaları, haç tasvirli metal yüzükler, değişik türde haçlar bulunmuştur. Sözü edilen alanda en geç tarihli buluntu olan sikkeye (III. Ioannes Dukas Vatatzes sikkesi, M.S. 1221-1254) göre, M.S. 13. yüzyılın ortalarına doğru mimari ögelere ait parçalanmış mermer malzeme ile vaftizhanenin gömülerek terk edildiği anlaşılmıştır.
Pantokrator (kâinatın efendisi) İsa’yı betimleyen pişmiş toprak mühür, Galli Asker Aziz Baruc’un kurşun mührü, Aziz Nikolaos’u tasvir eden kolye ucu, kutsal yer-kutsal mekân-kutsal obje kriterlerini karşıladığından, yapının hacı kiliseleri arasında yer aldığını açıkça göstermektedir.
1.Konsil’in mekânı
Bilindiği gibi İznik, I. ve VII. Konsillere ev sahipliği yapması açısından Hristiyanlar için çok önemli bir dini merkezdir. C. Mango’ya göre de İznik’i kutsal bir kent yapan Neophytos veya Tryphonos gibi yerel azizler değildir. Özellikle 325 yılında toplanan I. Konsil’e ev sahipliği yapmış olması ve böylece 318 Peder’in kenti haline gelmesinin çok önemli olduğunu savunmaktadır. Toplantının yapıldığı yer ile ilgili genel kanı Büyük Konstantin Bazilikası’nın bulunduğu saray yapısıdır. Söz konusu sarayın konumu hakkında farklı görüşler vardır. A. Bryer, Polonyalı Simeon, Le Vicomte de Marcellus, Charles Fellows, John Murray, Moritz Busch, Marie de Launay, John Covel gibi seyyahlar sarayın surların dışında ve göl kenarında olduğunu düşünmektedirler. U. Peschlow’un başını çektiği bazı araştırmacılar ise İznik’te daha önce böyle bir sarayın olmadığını ve konsilin toplanma tarihinin yakınlığı göz önüne alındığında bu kadar kısa sürede toplantıya uygun bir yapı inşa etmenin imkânsız olduğunu iddia etmektedir.
Saray tartışmasını bir kenara bırakırsak, C. Mango, toplantının yapıldığı yere işaret eden önemli bir yapıya işaret etmektedir: Kutsal Pederler Kilisesi. Mango’ya göre I. Konsil’in yapıldığı yerin kutsanarak sonrasında bir tapınma alanına dönüştürülmesi doğaldır ve bu gerçekleşmiştir. Böyle bir kilisenin varlığını doğrulayan ilk kaynak, 727 yılında İznik’i ziyaret eden İngiliz hacı Willibaldi’dir (727-729). Willibaldi’nin ziyaretinden kısa bir süre sonra, Haziran 727’de gerçekleşen Arap akınlarına ilişkin kaynaklarda da böyle bir kiliseye işaret edilmektedir. Mango, söz konusu kilisenin İstanbul Kapısı’nın batısında yer aldığını iddia etmektedir.
Aslında Kutsal Pederler Kilisesi’nin konumu hem sarayın yerini hem de 325 yılındaki konsilin toplandığı alanı göstermesi bakımından oldukça önemlidir. MS. 9. yüzyılın başlarında Peder Nikephoros tarafından Babalar Kilisesi’nden bahsedilmesi, 740 depreminden fazla tahrip olmadan kurtulduğunu göstermektedir. Ancak yazılı kaynakların bu tarihten M.S. 13. yüzyıldaki Laskarisler Dönemi’ne kadar sessiz kalması, İznik’te büyük yıkıma neden olan 1065 depreminde kilisenin tahrip olduğuna işaret etmektedir. Doğu ve Batı Kiliseleri Birliği’ne bağlı bir heyetin 1234 yılında İznik’e yaptıkları ziyarette Kutsal Pederler Kilisesi’ni de ziyaret etmeleri kilisenin hala ayakta olduğunu gösterir bilinen son yazılı belge niteliğindedir.
1.Konsil’i tasvir eden en önemli betimlerden birisi Vatikan’daki Sistine Salonu’nda bulunan fresktir. Kompozisyonun sol üst yarısında yer alan ve toplantının yapıldığı yere işaret eden detay önemlidir. Bu detayda toplantının yapıldığı yer olarak kent surlarının dışında ve göl kıyısında bir alan gösterilmektedir. Freskte yer alan detaya göre, 20 Mayıs 325 tarihinde başlayan ve haziran ayı sonuna kadar devam ettiği düşünülen ilk konsilin toplandığı yer ve daha sonra bu yeri ölümsüzleştirmesi için inşa edilen Kutsal Pederler Kilisesi, Bazilikal Kilise’nin bulunduğu mekândır.
İznik’teki en büyük kilisenin şehir surlarının dışına inşa edilmiş olması da bu olasılığı desteklemektedir. Zira bazilika planlı kiliseler genellikle şehir merkezinde yer alırlar. Ancak kentin en eski ve en büyük bazilikal planlı kilisesi, ilk olarak Got saldırılarına karşı M.S. 3. yüzyılın 3. çeyreğinde inşa edilen sur duvarlarının dışındadır. Arkeolojik kazılarda elde edilen veriler ve Fransız jeologlarla yaptığımız araştırmalar yapının 1065 depreminde yıkıldığını, vaftizhanede yapılan kazılar, 13. yüzyılın ortalarına kadar kilisenin kullanıldığını, bu tarihten sonra olasılıkla suların yükselmeye başlaması ile birlikte gömülerek tamamen terk edildiğini göstermektedir.
Sonuç olarak güncel araştırmalar sonucunda ilk keşfettiğimizde Aziz Neophytos’a ait olduğunu düşündüğümüz kilisenin aslında Orta Çağ’dan beri kayıp olan Aziz Pederler Kilisesi olduğu anlaşılmıştır. Diğer bir ifade ile Hristiyanlar açısından çok önemsenen I. Konsil İznik’te bu alanda toplanmıştır.
2025 yılı I. Konsil’in 1700. yıl dönümüdür. Bundan dolayı da kilise kalıntısı Hristiyan âlemi açısından ilgi odağı haline gelmeye adaydır.