22.01.2024 - 01:00 | Son Güncellenme:
Doç. Dr. V. Belgin Demirsar Arlı/ İznik Çini Fırınları Kazı Başkanı- İznik’in tarihi ve kültürel mirasını toplu olarak ve çeşitli yönleriyle ele alan İznik Kazıları iki dönem halinde incelenir: I. Dönem Kazıları (1963-1969) ve II. Dönem Kazıları (1981’den günümüze). I. Dönem çalışmaları Prof. Dr. Oktay Aslanapa’nın 1963 yılı Orhan İmareti ve Hamamı Kazısı ile başlamıştır. Sur dışında Orhan İmareti çevresinde başlatılan kazılarla, mimarlık tarihi terminolojisinde çeşitli isimler önerilen, yan mekânlı tipteki yapı iki yıllık çalışma sonucunda tamamen ortaya çıkarılmış ve bilimsel saptamaları yapılmıştır. Parçalar halinde bulunup tümlenen kitabesinden yapının tarihi de Hicri 735 (Miladi 1334-1335) olarak belirlenmiştir. Cami duvarlarının iç yüzünün çini kaplı olduğu duvarlardaki izlerden ve döküntü halinde bulunan firuze ve yeşil renkli sırlı, altıgen biçimli çini parçalarından tespit edilmiştir. 1986 yılı kazı sezonunda bu bölgede yeniden çalışılmış ve 1963’teki çalışmalar sırasında temizlenerek planı çıkarılan hamam ve çevresine ağırlık verilmiştir. Bu çalışmalar esnasında hamamın güneybatı dış köşesinde küçük bir çini fırını kalıntısının izleri saptanmıştır. Böylelikle Bursa ve Edirne yapılarının duvar çinilerinin üretiminde öteden beri kabul gören bir düşünceye de uygun olarak, yapının çinilerinin -en azından bir bölümününsöz konusu bu fırında pişirilmiş olması ihtimali güçlenmektedir. Orhan İmareti çalışmalarının ardından İznik’e asıl ününü sağlayan çini ve seramikle ilgili araştırmalara yönelinmiştir. Aslında Osmanlı Dönemi’nde İznik’te üretilmiş çini ve seramiklere, yabancı bilim insanlarınca 1960’lı yıllara kadar kaleme alınmış az sayıdaki bilimsel eserde değinilmiştir. Bu yayınlarda bezeme üsluplarına veya satın alındıkları yerlere göre isimler verilen Osmanlı seramiklerinin ve duvar çinilerinin üretim merkezlerini ve tekniklerini tespit yanında, üretildikleri fırın ve atölyeleri de açığa çıkarmak için başlatılan sondajlar, üretimin yoğunluğu hakkında şaşırtıcı sonuçlar vermiştir. Kazılar İznik’teki ilk üretimin kırmızı hamurlu olduğunu ortaya koymuştur. Farklı bezeme tekniklerinin kullanıldığı bu seramikler Sgrafito, Slip ve Milet İşi olarak nitelendirilmekte, bunlar dışında kırmızı hamurlu Baskı tekniğinin de İznik’te yoğun biçimde üretildiği son kazı sonuçlarıyla netleşmiştir. Daha geç dönemde üretimine başlanan beyaz hamurlu seramikler ise literatürde MaviBeyaz, Haliç, Şam ve Rodos İşi şeklinde tanımlanmıştır. Özetlenecek olunursa İznik’te 14. yüzyılda başlayan, daha sonra çinicibaşı denetiminde faaliyetlerini sürdüren yüzlerce atölye, hem sarayın, hem de dış piyasanın ihtiyaçlarını 18. yüzyıl başlarına kadar karşılamıştır. 1969 yılı da dâhil olmak üzere düzenli olarak sürdürülen kazı ve sondaj çalışmaları, İznik’te Osmanlı Dönemi çiniseramiğinin devirleri, bezeme teknik ve üslupları ile yoğunluğu hakkında önemli saptamaların yapılmasını sağlamıştır. Ancak bu kazı sonuçlarının literatüre olan asıl katkısı Milet İşi, Haliç İşi, Şam İşi, Rodos İşi gibi isimlerle tasnif ve tarif edilmeye çalışılan Osmanlı seramik ve çinilerinin asıl ve önemli üretim merkezinin İznik olduğunu bilim çevrelerine kanıtlamış olmasıdır. Bu çalışmalar, yoğunluk, fırınların türleri, malzeme ve teknik bakımından önemli veriler sağlamasının yanında, bezeme teknikleri ve üsluplarına dayalı bir yöntemle Osmanlı çini ve seramiğinin devirlerinin saptanması ve yayınlanmasını, en önemlisi olarak da uluslararası bilim çevrelerinde kabulünü gerçekleştirmiştir.
II.Dönem
1980 yılındaki yol çalışmaları sırasında ortaya çıkan bir fırın kalıntısını değerlendirmek üzere İznik’e gelen Prof. Dr. Şerare Yetkin ve Prof. Dr. Ara Altun’un teklifi ve Bakanlar Kurulu’nun izniyle, 1981 yılından itibaren yine Prof. Dr. Oktay Aslanapa başkanlığında oluşturulan bir ekiple II. Dönem Kazıları başlamıştır. Prof. Dr. Aslanapa’nın başlattığı çalışmalar, 1993 yılından 2006’ya kadar Prof. Dr. Altun’un başkanlığında sürdürülmüştür. 2007 yılından itibaren Kazı Başkanı Doç. Dr. Belgin Demirsar Arlı olmuştur. İznik içi ve köylerindeki araştırmalar Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstanbul Üniversitesi, Bursa Büyükşehir Belediyesi ve İznik Belediyesi’nin desteği, İznik halkının katkılarıyla İstanbul Üniversitesi öğretim üyeleri ve öğrencilerinin özverili çalışmalarıyla sürdürülüyor 1981-1983 yılları arasında, o yıllarda hızlanan inşaat faaliyeti göz önüne alınarak gittikçe azalan boş alanlarda sondajlara ağırlık verilmiş ve bu çalışmalarda elde edilen sonuçlar, I. Dönem sondaj verileriyle birleştirilerek, 1984 yılından itibaren II. Murad Hamamı’nın doğusundaki alanda düzenli kazıya başlanması kararlaştırılmıştır. Zaman içinde yeni kamulaştırmalarla genişleyen alanın, kazı bitiminde, bir açık hava müzesi olarak düzenlenmesi amaçlanıyor. II. Dönem çalışmalarında hedef; fırınlar, fırınlama teknolojisi ve analizlerde yoğunlaşma şeklinde belirlenmiştir. İznik çini ve seramiğinin teknolojik değerlendirilmesi için disiplinlerarası bir çalışma gerektiği göz önüne alınarak, MTA, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, TÜBİTAK, İstanbul Teknik Üniversitesi, Koç Üniversitesi KUYTAM, Kültür ve Turizm Bakanlığı/İstanbul Restorasyon ve Konservasyon Merkez ve Bölge Laboratuvarı çalışmalara bilimsel destek sağlamıştır.
Yeni bir boyut
Sondaj, kazı ve temel hafriyatı denetimleri İznik’te seramik üretiminin, kısa süren Selçuklu Dönemi de dâhil olmak üzere, genel bir çizgide gelişerek sürdürüldüğü yolunda önemli veriler sağlamış ve bunlar yayımlanmıştır. Kazılar sırasında ağırlıklı olarak Osmanlı Dönemi’ne ait buluntular ele geçmekle birlikte özellikle Bizans Dönemi buluntuları da azımsanmayacak miktardadır.
2014 kazı sezonundan itibaren kazı çalışmalarının ağırlık kazandığı kuzey parselde rastlanılan defolu ve yarı mamul nitelikteki sırlı tuğla yoğunluğu, II. Dönem kazılarının İznik’teki çini seramik üretimine kazandırdığı yeni bir boyutu oluşturuyor. Söz konusu buluntu grubu, İznik’in beyaz hamur öncesi çini üretimi konusundaki düşüncelerimizin de gözden geçirilmesi gerektiğine işaret ediyor. Önceki yıllarda ele geçenler ile bu son yıllardaki sırlı tuğla atıklarının yoğunluğu ve formları dikkate alındığında, bunların sadece Yeşil Cami ve Mahmud Çelebi Camii’nin minareleri için üretilmiş olamayacaklarını söylemek mümkündür. İznik Kazılarının sonuçları büyük bir kitap dışında, sempozyum bildirileri ile düzenli olarak sunuluyor, her yıl pek çok tanıtıcı konferans ve uluslararası toplantılarda bildiriler ve makalelerle bilim çevrelerine tanıtılıyor.
Slip teknikli tabak