ArkeolojiArpaz Konağı ve Kulesi: İsyan ateşleriyle yanan konak…

Arpaz Konağı ve Kulesi: İsyan ateşleriyle yanan konak…

15.12.2024 - 04:36 | Son Güncellenme:

Aydın Nazilli’de bulunan Arpaz Konağı ve savunma amaçlı yapılan kule, mutlu sonla bitmeyen bir aşk ve isyanlar ile zenginleşen hikâyesini asırlardır taşıyor.

Arpaz Konağı ve Kulesi: İsyan ateşleriyle yanan konak…

Mehmet Kervan - Nazilli-Bozdoğan kara yolu üzerinden 2 km içeride yer alan Aydın Nazili’ye bağlı günümüz adıyla Esençay eski adıyla Arpaz Mahallesi’nde yer alan Arpaz Konağı ve Arpaz Kulesi, Antik Dönem’de Kuzey Karya sınırını oluşturan Harpasa Antik Kenti’nin içerisinde yer alan tarihi bir konak ve kule yapılaşmasıdır.

Haberin Devamı

Harpasa Antik Kenti, Büyük Menderes ile Akçay nehirlerinin birleştiği kesişim noktasında M.Ö. 6. yüzyıl civarlarında kurulmuştur. Konum olarak Menteşe Dağları’nın eteğinde, doğusunda Karıncalı Dağı, batı yakasında ise Madran Dağı sınırları içerisinde yer almaktadır. Bu kente hayat veren Akçay Nehri önemli bir vadi oluşturmaktadır. Bu vadi tarih boyunca çok önemli uygarlıklara hayat vermiştir. İşte Arpaz Konağı ve Kulesi ismini de bu antik kentten almaktadır.

Arpaz Konağı ve Kulesi: İsyan ateşleriyle yanan konak…

Arpaz Kulesi, Rodos’ta 1400 yılında inşa edilen 40 metrelik bu kulenin benzeridir.

Ayanların ‘kale’leri

Klasik Dönem’den itibaren Osmanlı’da “ayan” adı verilen halkın temsilcisi durumunda kişiler ortaya çıkmışlar. Bu kişiler toplumun varlıklı, sevilen kişileriydi. Ancak 18. yüzyıldan itibaren merkezi otoritenin sarsılmasıyla birlikte bu ayanlar önemli otorite haline gelmişler. Merkezi yönetimin halk üzerinde adaletsiz vergi uygulaması, halkın üzerinde baskıya ve sonucunda da halkın topraklarını terk etmelerine neden olmuş. Halk toprakları ekip biçmeyi bırakıp topraklarını terk etmeye başlayınca bu büyük toprak parçalarına ayanlar el koymuşlar. Gün geçtikçe güçlenen bu kişiler, devlet otoritesiyle ve halkla çatışma içerisine girmişler. Bu durum ayanların müstahkem yapılar yapmalarına ve kendi silahlı güçlerini oluşturmalarına neden olmuş. 19. yüzyılda ise eşkıyalık önemli ölçüde bölgenin varlıklı ailelerini ve ayanları tehdit etmeye başlamış. Arpaz Konağı da bu gibi her türlü saldırıya karşı savunma amacıyla yapılmış. Büyük bir çiftlik görünümünde olan bu yapı uzun bir süre özel mülk olarak kullanılmış. Son yapılan çalışmalar sonucunda Arpaz Konağı ve Kulesi’nin mülkiyeti Nazilli Belediyesi’ne devredilmiştir.

Haberin Devamı

Arpaz Konağı ve Kulesi: İsyan ateşleriyle yanan konak…

Ayanlar kendilerini ve güçlerini korumak için hiçbir zaman tedbiri elden bırakmamışlar. Sonuç olarak da Batı Anadolu’da çok sayıda kule yapısı karşımıza çıkmaktadır: Arpaz Kulesi (Nazilli- Aydın), Cihanoğlu Kulesi (Koçarlı-Aydın), Mehmet Bey Konağı ve Kulesi (Bozdoğan-Aydın), Cincin Kulesi (Koçarlı-Aydın)…

Ahşap konak

Etrafı tahkimat duvarları ile çevrili olan Arpaz Konağı’nın yapıları doğu, batı ve kuzey olmak üzere üç kota ayrılmıştır. Merkezde konak bulunmaktadır. Konak dolgu malzemeyle doldurulmuş, seviyesi yükseltilmiştir. İki katlı ahşap konak açık sofalı Türk evi mimarisi geleneğine uygun inşa edilmiştir. Konakta beş oda ve bir de yazlık oda bulunmaktadır. Bu odalarda dönemin önemli bir sanat bezeme anlayışı olan kalem işi bezemeleri bulunmaktadır. Hem geometrik hem de bitkisel bezemelere yer verilmiştir. Dönemin konut sanat modası yansıtılmıştır. Yapı; hamam, misafirhane, tuvalet, pamuk deposu, çeşmeleri ile birlikte tam bir yapı kompleksidir.

Haberin Devamı

Arpaz Konağı ve Kulesi: İsyan ateşleriyle yanan konak…

16 metrelik kule

Konak içinde Rodoslu ustalar tarafından yapılmış 16 metre yüksekliğinde bir kule de bulunmaktadır. Bu kule savunma amacıyla yapılmıştır. Her türlü tehdit altında konak sakinleri bu kuleye sığınmaktadırlar. Kulenin kapısı ilk yapıldığında palanga ile açılan tarzdadır. Bugün bu palanga yuvaları duvarda yer almaktadır. Günümüzde kuleye sonradan yapılmış yığma taşlarla örülü taş merdiven bulunmaktadır. Kulenin altında bodrum katı bulunmaktadır. Zemine açılan kapak yardımıyla bodrum kata inilmektedir. Bu bölüm başlarda hapishane; daha sonraları da depo ve mahzen olarak kullanılmıştır. Kule dört katlıdır. Kulenin girişinde ahşap döşemeli giriş odası yer almaktadır. Sağ taraftan ahşap bir merdivenle üst katlara ulaşım sağlanmaktadır. Bugün bu merdiven bakımsızlık nedeniyle aşırı tahrip olmuştur. Yapının üst katlarında okçular ve ateşli silahlar için yapılmış mazgallar bulunur. Yapının dıştan bakılınca en gösterişli bölümü yapının teras katının dört köşesinde kat boyunca yükselen, üzerinde mazgalların yer aldığı, dışa taşkın, küçük silindirik kulelerdir. 

Haberin Devamı

Arpaz Kulesi,  Antik Dönem’den itibaren önemli bir sanat merkezi olan Rodos’tan gelen ustalar tarafından inşa edilmiştir. Ustalar Rodos’un güvenliğini sağlamak için Philibert de Nailac tarafından 1400 yılında inşa edilmiş olan 49 m yüksekliğindeki kulenin bir benzerini Arpaz’da yapmışlardır. Yapılan işçilik birbirine çok benzemektedir.

Yapılacak ilk iş ve işlem yapının özgünlük değerini değiştirmeden korumak ve yaşatmak olmalıdır. İki asırdır ayakta duran bu eşsiz yapı kaderine terk edilmemelidir. Süreç içerisinde meydana gelen bozulmaların yol açtığı olumsuzlukları gidermek ve daha fazla ilerlemesini engellemek için acilen koruma ve restorasyon işlemlerine başlanmalıdır.

Haberin Devamı

Arpaz Konağı ve Kulesi: İsyan ateşleriyle yanan konak…

‘Bize de derler Çakıcı yakarız konakları…’

Arpaz Konağı, 1829 yılında Atçalı Kel Mehmet önderliğinde çıkan Aydın İhtilali sırasında Atçalı Kel Mehmet tarafından ele geçirilmiş ve ateşe verilmiştir. Rivayete göre Atçalı Kel Mehmet konakta sığır çobanı olarak çalışmaktadır ve konağın kızına âşık olmuştur. Annesini kızı kendisine istemesi için göndermiştir ancak kız kendisine verilmemiş, bir de üstüne dayak yemiştir. Bunu üzerine Atçalı Kel Mehmet dağa çıkıp efe olmuştur. İlk olarak konağa baskın düzenlemiş, konağı yakmıştır. Bunun üzerine Aydın ve çevresindeki ayanlara gerekli desteği vermedikleri için Arpazlı Hacı Hasan Bey de dâhil bazı ayanlar Rodos’a sürülmüştür. Daha sonra sürgün sonlandırılmış, Hacı Hasan Bey Arpaz’a geri dönerken yanında 30 kadar usta ile dönmüş ve konak içerisinde kuleyi yaptırmış.

Hacı Hasan Bey’in torunu Arpazlı Osman Ağa ise 1911 yılında sel sonucu yıkılan Menderes Nehri üzerindeki köprüyü yaptırmamış. Halk bu durumu bölgenin en önemli efesi Çakırcalı’ya bildirmiştir. Çakırcalı halkın bu feryadına kayıtsız kalmamış, konağı ateşe vermiş, konaktaki Osman Ağa’yı Karıncalı Dağı’na kaçırmış. Yapılan baskın sonucu Çakırcalı Efe vurulmuş. “İzmir’in Kavakları” adlı türküde ‘’Bize de derler Çakıcı / Yakarız konakları” sözlerindeki konak Arpaz Konağı’dır