28.10.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
CEYDA ULUKAYA / İSTANBUL
Emel Demirezen, kurucuları arasında yer aldığı Kayseri Yazar ve Şairler Derneği’nin tam 8 yıldır başkanlığını yürütüyor. Aynı zamanda beşinci kitabını yayımlamaya hazırlanan bir şair. Dernek faaliyetleri sırasında gördüğü açığı kapatmak üzere kurduğu İncir Yayıncılık ve Tin Ajans’la da çalışmalarını Kayseri sınırlarının ötesine taşımayı başarmış. Demirezen’le kenti ve kentin kültür sanat yaşamına katkısını konuştuk.
- Kayseri Yazar ve Şairler Derneği’nin arkasında nasıl bir ihtiyaç vardı?
2012 yılında şair ve yazar arkadaşlardan oluşan bir grup ile Kayseri’de edebi hayatın düzenlenmesine ve sanat insanları arasında dayanışmanın güçlenmesine katkıda bulunma amacıyla kurduk. Derneğimizin bir okul görevi üstlenmesini arzuladık. Ayrıca, şehrimizde büyük organizasyonlar yapabilecek çok yönlü bir derneğin olmayışı sebebiyle de bu boşluğu doldurmayı istedik. Şair olduğum için zaten edebiyat dünyasının içindeydim. Yazılarımla ve faaliyetlerimle bulunduğum ortama kültürel katkıda bulunma heyecanı taşıyordum. Beklentilerimle bulduklarımı karşılaştırdım. Arada uçurum vardı. Neler yapılması gerektiğini bilmeme rağmen onu gerçekleştirecek adımı atmak zaman aldı. Sanat insanları olarak kendimizi ifade etmenin bir dernek çatısı altında edebi güçle gerçekleşebileceğine karar verdim.
İmkânsızlık ve ilgisizlik
- Dernek olarak ne tür faaliyetler yürüttünüz?
Kayseri’de bir edebiyat ortamı yaratacak programları hayata geçirmek, sanat insanlarının duygu ve düşüncelerine tercüman olmaktı ana hedefimiz. Ülkemizin seçkin şair ve yazarlarının katılımıyla imza günleri, şiir geceleri, söyleşi programları düzenledik. Kitap fuarlarına katıldık. 2012’de Abdullah Satoğlu, 2013’te Prof. Dr. Nurullah Genç, 2014’te Hilmi Yavuz, 2015’te Recep Garip adına vefa geceleri düzenledik. Ayrıca her birisi için vefa armağanı kitaplar yayımladık. Yeni yeteneklere kapı aralayacak şiir ve hikâye yarışmaları düzenledik. Yarışmalarımız gelenekselleşti.
- Bu süreçte karşınıza ne gibi zorluklar çıktı? Bunları nasıl aştınız?
En büyük zorluğumuz maddi imkânsızlık ve ilgisizlik. Kültür sanat ve edebiyat alanında hizmetin farklı bir yolu var: İnsanın yüreğini ve zihnini ilgilendiren bir iş yapıyoruz. Sermaye biriktirmek yerine değer biriktiriyoruz. Bu birikimi de toplumun her kesimine ulaştırmaya çalışıyoruz. Ürettiğin, sunduğun toplumun ihtiyaç listesinde yer almıyor. Zorluğun başlangıcı bu, ancak zorlukları aşmak sürekli bir çaba ister. Bazen sıfırdan başlamak gerekir. Biz de ısrarlı çabamızı sürdürdük. Dernek olarak şehrimizin ve ülkemizin şartlarına, ihtiyaçlarına göre projeler ürettik. Bakanlıklardan, belediyelerden, kurum ve kuruluşlardan destek aldık. Projelerimizi ülkemizin pek çok yerinde uygulama imkânı bulduk.
‘Seçkin bir şehir’
- Dernek faaliyetlerinin zaman içinde kentteki kültürel yaşama nasıl bir etkisi oldu?
Bir şehrin ülke içindeki yeri; yerelden ulusala, ulusaldan evrensel çizgide seyretmesine bağlı olarak değer kazanır. Kayseri de tarihî kimliği, kültür seviyesi ve sağlam sosyal yapısı ile evrensel ölçülerde seçkin bir şehirdir. Üniversiteleri, okulları, ilgili okuyucular ile genç bir nüfusu var. Salonları, tiyatro binası ve kültür merkezleri ile de geniş imkânlara sahip. Bu sağlam alt yapıyı değerlendirdik. Faaliyetlerimiz doğrudan veya dolaylı olarak Kayseri’nin kültürel hayatını tamamlayan aslî bir unsur oldu. Yaptığımız programlar büyük ilgi gördü. Bütün programlarımızda salon tamamen doldu. Bazen kapasitenin çok üstünde katılım oldu. Bu yönüyle faaliyetlerimiz Kayseri’de kültür, sanat, edebiyat ve düşünce hayatının doğal akışını düzenlemede ve bunlara dayanarak geleceği şekillendirmede fark yarattı. Geriye dönüp bakınca boşa kürek çekmediğimi net olarak görebiliyorum.
‘Sanata ilgi yeterli değil’
- Kayseri’de genel olarak kültür sanata ilgi ve erişim nasıl?
Tarihin en eski dönemlerinden beri pek çok medeniyetin beşiği olan Kayseri, sağlam ve dışarıya açık bir şehir kimliğini taşıyor. Bir kültür şehri olarak ilgi çok iyi ancak yeterli değil. İlginin canlı kalması ve geliştirilmesi gerekir. Biz de bu yüzden projeler üretmek zorundayız.