SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Yemeklere tuz yerine nane ekleyin

Kronik böbrek hastalıklarının en sık ikinci nedeni arasında hipertansiyon gelmektedir.

|

Ülkemizde yaklaşık yüzde 15 civarında görülen bu rahatsızlığın en büyük sebeplerinden biri de aşırı tuz tüketimidir. Vücudumuzun ihtiyacı olan günlük tuz miktarının çoğu yediğimiz sebze ve meyvelerden kazanılsa da aşırı sofra tuzu kullanmaya devam ediyoruz.

Yemeklerin tuzsuz tadı değişsin diye tuz yerine nane veya diğer baharatları eklemenin aşırı tuz tüketimini azaltacak önlemlerden olduğunu söyleyen Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi Nefroloji Uzmanı Dr. Hamad Dheir; aşırı tuz tüketiminin böbreklerimize olan olumsuz etkisi ve alınacak önlemler ile ilgili şu bilgileri verdi:

Besinlerin pek çoğunun içinde bulunan ve tuzun ana maddesi olan sodyum, vücutta sıvı dengesinin sağlanması ve kan basıncının düzenlenmesinde rol oynayan önemli bir mineraldir.

Sofra tuzu olarak bilinen maddenin asıl adı “sodyum klorür”dür. Bunun %60’ı klor, %40’ı ise sodyumdan oluşur. Yani 100 gram sofra tuzunun 40 gramı sodyumdan oluşur.

Sodyum içeren besinlerin etiket bilgilerine bakarak bir porsiyonundaki sodyum miktarını kontrol edebilirsiniz. Bir besin etiketinde Na, tuz, sodyum şeklinde yazılmış bir bileşik varsa sodyum olduğu anlaşılmaktadır (Sodyumun kimyasal adı “Na”dur).

Yetişkin bir birey için gereken günlük tuz miktarı 2-4 gram civarında olmasına rağmen Türkiye’de kişi başına düşen günlük tuz (sodyum klorür) tüketim miktarı yaklaşık 18 gramdır. Aslında günlük ideal tuz miktarının çoğu doğal sebze ve meyvelerden karşılanmaktadır. Bu oranlar aşıldığında yaş ilerledikçe tansiyon yüksekliğine ve kalp-damar hastalıklarına dolayısıyla kronik böbrek yetmezliğine neden olmaktadır.

Tuz, böbrek hastalıklarına davetiye çıkartıyor

Türk Nefroloji Derneği’nin verilerine göre 1997 yılında yaklaşık 11 bin diyaliz hastası varken bugün yaklaşık 60 bin diyaliz hastası vardır. Bu hastaların, böbrek yetmezliğinin en büyük ikinci nedeni tansiyon yüksekliğidir. Ayrıca, henüz diyaliz aşamasına gelmemiş binlerce hastanın da pek çoğunda hipertansiyon vardır.

Türkiye’de kronik böbrek hastalığın sıklığı yaklaşık %15 civarındadır. Bu oran ciddi yüksektir. Kronik böbrek hastalıklarının en önemli nedenlerinden biri hipertansiyondur.

Hipertansiyon genellikle fazla tuz tüketimi ile birlikte kontrol altına alınamamaktadır. Çünkü fazla tuz tüketildiğinde, beynin susama merkezi uyarılır ve su içme gereksinimi duyarız. Damar içindeki sıvı miktarının artmasıyla kan basıncımız yükselir.

Eğer tuz tüketimi sağlıklı bir şekilde kontrol altına alınırsa, tansiyon yüksekliği kontrol altına alınabilir ve dolayısıyla böbrek hasarı belirgin şekilde geciktirmiş oluruz.

Tüketilen tuzun (sodyum klorür) çoğu (%99.5) böbreklerden tekrar vücuda geri kazandırılır. Çok az miktarı idrar yolu ile atılır. Aşırı tuz tüketimi vücut içindeki sodyum-su dengesi bozar ve yaş ilerledikçe bu sorun başta böbrek olmak üzere organların damarlarında ciddi hasarlar meydana gelmeye başlar ve en sonunda tansiyon yüksekliği ve organ yetmezliğine yol açar.

Kişide var olan böbrek hastalığının ek bir risk faktörü yoksa sadece tuz kısıtlaması ve gerekirse az sayıda ilaç tedavisi kullanılarak zaman içinde gelişebilecek böbrek yetmezliği önlenebilir.

Tuz tüketimini azaltacak öneriler:

Sağlıklı böbreklere sahip olmak için günlük yaşamınızda yapacağınız ufak değişiklikler ile tuz tüketiminizi sınırlandırabilirsiniz.

Susadıkça su içmek gerekir. Ancak günlük su miktarı 1,5 litre altında olmamalıdır. Aşırı su içmek böbrek yetmezliği ve tansiyon yüksekliği üzerine olumlu faydası yoktur.

Yemeklerin tadına bakmadan tuz kullanma alışkanlığından vazgeçiniz.

Yapılan yemeklere az tuz konularak günlük hayatımızda sofralardan tuzluğu tamamen kaldırabilirsiniz.

Çocuklarımıza erken yaşlardan itibaren az tuz tüketimine alıştırmalıyız. Öncelikle anne ve babanın çocuğa örnek olması gerekir.

Evlerde yapılan tuzlu salçalar, aşırı tuzlu beyaz peynirler, turşu ve zeytinleri olabildiğince az tüketmeliyiz. Tansiyon yüksekliği ve böbrek yetmezliği olan hastalar asla bunları tüketmemelidir.

Satın alınan ürünlerin etiketleri mutlaka okunmalı, sodyumu (tuzu) azaltılmış veya tuzsuz ürünler tercih edilmelidir.

Yemeklerin lezzetini artırmak için tuz yerine maydanoz, nane, kekik, dereotu, rezene, fesleğen gibi bitkilerle, baharatlar, limon, sirke, yoğurt gibi alternatifleri kullanılabilir.

© Copyright 2024

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.