Yazı, kışı yok: Ne kadar sivrisinek varsa üzerine yapıştı! 1 muz bile yetiyor
Özellikle yaz aylarının kâbusu olan sivrisinekler kış aylarında da çileden çıkarır oldu. İçimizden bazıları ise hâlâ aynı soruyu sormaya devam ediyor: 'Neden sivrisinekleri mıknatıs gibi üzerime çekiyorum?' Kan grubundan kiloya, hatta yediğiniz muzdan sevdiğiniz renklere kadar her şey sizi sivriseklerin radarına sokuyor. İyi haber: Mevsim fark etmeksizin, kimyasal ürünler kullanmadan bundan kurtulmanın yolları var!
Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr - Özellikle yaz aylarının kâbusu olan sivrisinekler küresel ısınmanın da etkisiyle kışın bile birçoğumuzu çileden çıkartabiliyor. Sivrisinek ısırıkları kimilerinde kaşıntı, kızarıklık hatta şişliklere dahi neden olabilirken kimi insanlar ise bu ısırıkların hiçbirine maruz kalmayabiliyor. Yapılan araştırmalar, sivrisineklerin terden ve ateşi yüksek olan insanlardan etkilendiğini ve özellikle bu kişileri seçtiğini ortaya koyuyor. Araştırmalara göre sivrisinekler amonyak, ürik asit ve laktik asit gibi bileşiklere özel bir ilgi duyuyor ve egzersiz yapan kişilerin ısırılma şansı daha yüksek. Keza cildimizde yaşayan bakterilerin türü ve sayısının da sivrisineklere karşı bizleri daha az ya da çok çekici kıldığı bilinen bir diğer bilgi. Uzmanlar ise kan grubundan kiloya, hatta giyilen kıyafetin rengine kadar sivrisineklerin radarına girilebildiğini söylüyor.
NEDEN SİVRİSİNEKLER HEP BENİ BULUYOR?
Kan grubunuza bağlı olarak sivrisineklere karşı az ya da çok çekici olabilirsiniz. Yapılan araştırmalara göre sivrisinekler, kan grubu 0 olanların kanını çok daha lezzetli buluyor ve karbondioksite özel bir ilgi duyuyor. Bunun da nefes almamızın dahi sinek ısırıklarıyla karşılaşmamızı etkilediğinin kanıtlarından biri olarak gösteriliyor. Sinek ısırıklarına maruz kalmayı doğrudan etkileyen diğer faktörler arasında kilo ve kıyafetlerdeki renk tercihi de var. Yapılan araştırmalar, daha kilolu ve obez insanların daha fazla soluma eğilimi olmasından ötürü sivrisinekler tarafından çekici bulunduğunu ortaya koyuyor. Keza giydiğimiz kıyafetlerin de sanılanın aksine ısırılmaya dair oldukça doğrudan bir etkisi var.
Siyah ve yeşil gibi koyu renkler sivrisinekler tarafından daha kolay fark ediliyor. Bu yüzden ısırılmamak istiyorsanız beyaz gibi daha açık bir renk giymeyi tercih edebilirsiniz.
Genetiğiniz, ne kadar sık nefes aldığınız ve vücut sıcaklığınız sivrisineklere ne kadar lezzetli göründüğünüzü etkileyebilir. Konuyla ilgili yapılan araştırmalar, sivrisineklerin belirli ve net tercihlere sahip olduğunu ortaya çıkardı. Örneğin Asya kaplanı sivrisinekleri (Aedes albopictus) özellikle 0 kan grubunu tercih ederken, bataklık sivrisinekleri (Anopheles gambiae) ise AB kan grubunu tercih ediyor. Sivrisinekler, vücut ısısından ve insan terindeki bileşiklerden de etkileniyor. Dinlenme halindeki vücut sıcaklığınız daha yüksekse veya egzersiz yapıyorsanız dışarıya çıktığınızda sineklerin ana hedefi olabilirsiniz. Özellikle de daha kolay fark edilebilecek koyu renkler giyiyorsanız aslında pek de şansınız kalmıyor. Spor yapanlar haricinde hamile kadınlar da benzer bir şekilde sivrisineklerin hedefinde. 2000 yılında Afrika'da yapılan bir araştırma, hamilelerin iki kat daha fazla sivrisinek çektiğini ortaya çıkardı.
MUZ YİYENLER SİVRİSİNEKLERİ MIKNATIS GİBİ ÇEKİYOR
Sivrisineklerin diğer ana hedefleri arasında tatlı, tuzlu veya baharatlı yiyecekler yiyen kişiler yer alıyor. Yapılan bazı araştırmalar, potasyum açısından zengin olan muz yiyen insanların sivrisinekleri mıknatıs gibi çektiğini de ortaya koydu. Yediğiniz, içtiğiniz şeyleri değiştirmenin ve açıkta kalan cildinizin çoğunu kapatmanın yanı sıra dışarı çıkmadan önce sivrisinek koruyucu kullanılabilir. Kan grubunuz değiştirebileceğiniz bir şey değil ancak sivrisinekler büyük bir sorun haline geldiyse ve doğada çok fazla zaman harcıyorsanız yaşam tarzınızda bazı başka değişiklikler yapabilirsiniz. Örneğin, biraz kilo vermek ve daha sağlıklı nefes almak için sağlığınıza daha iyi bakabilir, daha fazla egzersiz yapabilir ve daha besleyici bir diyet uygulayabilirsiniz.
Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Ekoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Çetin, insan vücudunda oluşan karbondioksit, ter kokusu, laktik asit, indol, nonanol ve oktenol gibi moleküllerin sivrisinekler açısından çekici özellikte olduğuna değindi. Prof. Dr. Çetin, yapılan araştırmalarda sivrisineklerin insanlara yönelmesindeki en önemli faktörlerin karbondioksit ve vücut sıcaklığı olduğunu söyledi ve şu bilgileri paylaştı:
"Antenleri yardımıyla bu maddeleri ve sıcaklığı algılayarak yöneliyorlar. Yetişkin bir bireye göre metabolizma hızları daha yüksek ve vücut sıcaklığı daha fazla olabilen bebeklerin, çocukların, gebelerin ve bazı hormonal rahatsızlığı olan kişilerin sivrisinekler tarafından tercih edilme olasılığı daha fazladır. Koyu renklerde kıyafetler giyen insanlara sivrisinekler daha fazla saldırmayı tercih ederler. Kırmızı, siyah ve turuncu gibi renklerde kıyafetler giyen insanlara daha fazla yönelirler. Dünyanın farklı bölgelerinde yapılan bazı araştırmalarda sivrisineklerin 0 kan grubuna sahip insanlara A kan grubuna göre 2 kat daha fazla saldırgan davranış gösterip kan emdiği belirlenmiştir. Ancak sadece kan grubuna göre bir değerlendirme yapmak doğru bir yaklaşım değil."
'ÇAY AĞACI YAĞI DOĞAL SİVRİSİNEK KOVUCUDUR'
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zekayi Kutlubay, sivrisinek kovucular olmadan da kendimizi koruyabileceğimizi dile getirdi. Prof. Dr. Kutlubay, "Fiziksel olarak kendimizi korumaya alabiliriz. Uzun paçalı ve uzun kollu giysiler tercih edilebilir. Ayrıca açık renkli giysiler tercih edin, çünkü sivrisinekler açık renkleri daha az çekici bulurlar. Evlerimizde sineklik ve cibinlik kullanılabilir" açıklamasında bulundu.
"Sinek kovucu spreyler, sineksavarlar ve sinek tuzakları gibi ürünler etkili olsa da doğal yöntemler arayanlar için sivrisinek kovucu özellikleriyle bilinen farklı malzemelerle hazırlanan doğal sinek kovucuları da var" diyen Prof. Dr. Zekayi Kutlubay, “Bunlar çoğunlukla bitkisel esansiyel yağlardır. Çay ağacı yağı, lavanta, nane, limon otu, fesleğen, sarımsak bunlardan bazıları" diyerek şöyle devam etti:
"Çay ağacı yağı, doğal bir antiseptik ve sivrisinek kovucu olarak bilinir. Çay ağacı yağının birkaç damlasını suya katıp sürebilirsiniz. Papatya çayını öncelikle oda sıcaklığında soğutun. Daha sonra sprey şişesine aktarın ve ihtiyaç anında cildinize sürün. Papatya çayının kokusu sivrisinekleri uzak tutar. Yağ şişesinin içine badem yağını ve bitkisel yağlardan aynı oranda koyun ve güzelce karıştırıp daha sonra cildinize sürün. Sivrisineklerin sevmediği kokulardan biri de sirke kokusudur. Bir su bardağı su ve yarım su bardağı sirke karıştırılıp oda köşelerine konulabilir. Taze fesleğeni başucunuzda ya da yaşam alanlarınızda bulundurmanız da yeterli olacaktır. Okaliptus diğer bitkisel ilaçlar gibi yağ solüsyonu şeklinde vücuda sürülebilir."
İSHAL, KUSMA, EKLEM AĞRISI VE KURDEŞENE YOL AÇABİLİR
Sivrisinek ısırıklarının sık karşılaşılan önemsiz ve sıradan bir durum gibi görünse de ciddi enfeksiyonlara yol açabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Zekayi Kutlubay, "Özellikle sık sık seyahat edenler, açık alanlarda çalışanlar ve bağışıklığı düşük olanlar sivrisinek ısırıklarının yaratacağı enfeksiyonlara daha fazla maruz kalabilirler. Sivrisinek ısırığı ishal, eklem ağrısı, kusma, baş ağrıları ve vücut döküntüleri (kurdeşen) gibi belirtilere neden olabilir" bilgisini paylaştı.
Büyük lokal reaksiyonların en yaygın alerjik reaksiyon türü olduğunu söyleyen Prof. Dr. Kutlubay, “Tipik olarak çapı 2 ila 10 cm arasında değişen, kaşıntılı ve hatta ağrılı kızarıklık, sıcaklık, şişme ve/veya sertleşme alanından oluşur. Büyük lokal reaksiyonlar ısırıktan birkaç saat sonra gelişir, 8 ila 12 saat veya daha uzun sürede ilerler ve 3 ila 10 gün içinde iyileşir. Isırığın konumuna bağlı olarak büyük lokal reaksiyonlar, özellikle bebek veya çocukta göz çevresinin tamamını ve yüzün büyük bir kısmını veya ekstremitenin tamamını kapsayabilir. Şiddetli büyük lokal reaksiyonlara düşük dereceli ateş ve halsizlik eşlik edebilir. Tüm vücutta yaygın kızarıklık, kaşıntı tarzında alerjiler de gelişebilir” dedi.
"Sivrisinek ısırığına aşırı reaksiyon gösterenler, özellikle alerjik reaksiyon riski taşıyanlar için bu önlemler çok önemli" diyen Prof. Dr. Kutlubay, “Kanser, diyabet, hipertansiyon, akciğer ve böbrek hastalığı gibi kronik rahatsızlıkları bulunan kişilerin daha ciddi enfeksiyon belirtileri gösterdikleri görülmüştür” diyerek sözlerini şöyle noktaladı:
"Antihistaminik dediğimiz kaşıntı giderici tablet, jel, losyon ve kremler kaşıntıyı hafifletmek için uygulanabilir. Kortizon içeren iğne, tablet veya kremler, büyük lokal reaksiyonlarla ilişkili alerjileri tedavi etmek için kullanılabilir. Soğuk jeller veya kremler kaşıntı ve kızarıklığı azaltmak için denenebilir. Eğer sivrisinek ısırıkları ciddi bir reaksiyona yol açıyorsa özellikle şişme, solunum sıkıntısı veya alerjik reaksiyon gibi belirtiler görülüyorsa hemen uzman bir doktora başvurmak gerekir."