Yatak yaralarına karşı alınması gereken önlemler!
Yatak yaraları yatağa bağımlı yada hareket kısıtlılığı olan hastalarda korkulu rüya haline gelebiliyor. Yatak yaralarının açılmasında ise gerek hastaya bağlı gerekse çevreden kaynaklı birçok etken rol oynayabiliyor.
Günümüzdeki yaş ortalamasının yükselmesine bağlı olarak demans ,alzheimer gibi birçok kronik hastalıklar nedeni ile yatağa bağımlı hasta nüfusu oranında artışlar görülmüştür bu orana paralel olarak yatak yaralarının da arttığını belirten Yara Bakım Hemşiresi Deniz Yahcı, yatak yaraları konusunda önemli noktalara değiniyor.
Yara tedavisi konusunda birçok branşın aynı anda kuvvet vermesi sayesinde kronik yara tedavisinde başarının arttığını belirten Deniz YahcıYatak yaralarını önleme adına ise şunları sıralıyor;
Yatak yaralarından önemli noktalardan biri hastaya pozisyon verilmesi
"Yatak yaralarından önemli noktalardan biri hastaya pozisyon verilmesi. Yatak yaraları hastaların özellikler dirsek, kuyruk sokumu, topuklar, kafa arkası ve sağ veya sol bölgelerinde kemik çıkıntılarının olduğu bölgelerde daha çok görülüyor. Kas dokusunun daha az olduğu bu bölgeler uzun süre basıya, oksijensizliğe maruz kaldığı için yatak yaraları oluşuyor.
Dokular iyi beslenemediği için canlılığını kaybetmeye başlıyor. Ölü dokularda ise enfeksiyonlar daha hızlı yayılıyorlar. Hastalar ise çoğu zaman 1 gecede kocaman bir yara açıldı bu nasıl oldu gibi problemlerle karşı karşıya kalıyorlar. Bu problemi çözmek adına o bölgedeki basıyı ortadan kaldırarak dokunun beslenmesinin sağlanması gerekiyor.
Hastanın pozisyonunun en fazla 2 saatara ile değiştirilmesi gerekiyor. Hastalar pozisyonlarını değiştiremedikleri ve uzun süre aynı pozisyonda kaldıkları için hızlı bir şekilde yatak yaraları oluşuyor. Böyle durumlarda oradaki basıncı azaltacak özel donanımlı yataklar, özel ürünler kullanabilir ya da hastayı 2 saatte bir çeşitli açılarda pozisyonlayarak yatak yaralarını önleyebiliriz.
Bu pozisyonların açıları dönem dönem değişebiliyor. Hastanın yatağa temas eden vücut bölgeleri ve yan yatan hastada dizler gibi vücudun birbirine temas eden bölgeleri kızarıklık açısından sık sık kontrol edilmelidir. Geçmeyen kızarıklığın basınç ülserinin başlangıç aşaması olduğu unutulmamalıdır.
Hasta sırt üstü pozisyonda ya da oturur pozisyonda ise topuklardaki basıyı ortadan kaldırmak için mutlaka bacakların altına, yan yatan hastada ise dizlerin arasına yastık konulmalıdır." diyor.
Basınç azaltıcı birçok modern yatakların artık mevcut olduğunu açıklayan Deniz Yahcı;"Eskiden baklava dilimli havalı yataklar önerilirken artık onları önermiyoruz. Araştırmalar sonrası bu yatakların bası yaralarında yararı olmadığını öğrendik. hastanın hava sirkülasyonu olan bir yatakya yatması gerekiyor. Boru tipi yataklarda hava dolaşımından dolayı kan dolaşımınında artmasıyla yaraların açılması bir nebze engelleniyor. Bu demek değildir ki havalı yatak aldık ve yatak yarası oluşmayacak.
Yara açılmasında çevre en büyük etkenlerdendir,
•Basınç
•Sürtünme
•Yırtılma
•Isı
•Nem (cildin ıslak kalması)
•Temizlik eksikliği
•Bakım ve davranış hataları (yatma ve oturma pozisyonunun yanlış olması)
•Yardımcı malzemeler
•İlaçlar
etmenler yüzünden bası yaraları oluşabilir.
Yatak yaralarının tedavisinde bir ya da birçok kombine tedavi yöntemi kullanıldığını belirten Deniz Yahcı, bu yöntemlerin yaraya ve hastaya göre değiştiğini söylerken, Negatif basınç, modern yara bakım ürünleri ve kök hücre tedavisinin ise bunlardan birkaçı olduğuna açıklıyor.