Türkiye ve dünyada aile içi şiddet
Aile içi şiddet kavramı bir aile üyesinin; diğer üyelerine ya da eski üyelerine karşı fiziksel ya da psikolojik olarak hükmetmeye çalışması veya zarar vermesi şeklinde tanımlanmaktadır. Ülkemizde de adını sıkça duyduğumuz aile içi şiddet nedir?
Şiddet nedir?
Bireyin fiziksel, psikolojik, cinsel, ekonomik yönden zarar görmesi ya da yıpratılmaya çalışılmasına şiddet denilmektedir. Tehdit, baskı, özgürlüğün elden alınması, taciz olarak fiziksel ya da sözlü bir şekilde karşılaşılabilir. Özellikle fiziksel istismar ve çocuk istismar,aile içi şiddetin bir parçasıdır ve çocuklara yönelik yapılan şiddet eylemleri, çocuk istismarı altında incelenir. Her ne kadar göz ardı edilse de fiziksel ve cinsel şiddet istismarlarının büyük çoğunluğu aile fertleri tarafından yapılmaktadır. Ülkemizde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı ALO 183 hattıyla, şiddet gören ya da görme tehlikesi bulunan bireylere danışmanlık hizmeti ve yararlanabilecekleri hizmet kuruluşları hakkında bilgi verilmektedir.
Çeşitli ülkelerde aile içi şiddete bakış açısı oldukça farklıdır. Değişik toplum ve dini inanışlar arasında da farklılıklar bulunmaktadır.
Dünya’da aile içi şiddet
Amerika Birleşik Devletleri'nde aile içi şiddet mağdurları %35 oranında erkektir; fakat büyük çoğunluğuşikâyette bulunmuyor. İngiltere'de ise bu oran %16,6 civarındadır. Amerika'da mahkemeye intikal etmiş şiddet eylemlerinin %95'i kadınlara yöneliktir.
Çağdaş toplumlarda aile içi şiddet fiziksel seviyede ise kriminal bir suç olarak değerlendirilir. Ekonomik, duygusal, zihinsel, sosyal ve ruhsal baskı olarak şiddet uygulayanlar ise yüksek tazminat bedelleri ödemeye mahkûm edilirler.
1992'de Avrupa Birliği'nde yapılan araştırmaya göre, her 4 kadından 1'i hayatları boyunca en az bir kez aileiçişiddetle karşılaştığını söylemiştir.
Türkiye'de aile içi şiddet
Avrupa Birliği standartlarına göre her 7500 kadına bir sığınma evi kurulması zorunlu tutulmuşken, Türkiye'de toplam dokuz adet kadın sığınma evi mevcuttur. Bu da ortalama 3 milyon kadına bir sığınma evinin düştüğü anlamına gelir. SODEV araştırmasına göre mevcut sığınma evleri de güç koşullarda çalışmalarını sürdürmektedir. Belediyeler ise açılan birçok sığınma evini kapatmıştır.
Bu sebeple Türk Kadınlar Birliği, Türk Anneler Derneği, Çağdaş Eğitim Vakfı, AÇEV, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı, Türkiye Aile Sağlığı ve Planlama Vakfı, Roteryenler, Lions ve Soroptimistler gibi dernekler Türkiye'de mağdur kadınlara yönelik yardım etmeye çabalamaktadırlar.
T.C. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu'nun 1995'de yaptığı araştırma incelendiğinde aileiçişiddete uğrayanların %80'i yapılacak pek bir şey olmayacağına inanır. Türkiye’de 2000 yılında yapılan bir araştırmaya göre de Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğu'sunda yaşayan kadınların %50,8’ininaileleri tarafından rızaları olmadan evlendirildiği ortaya çıkmıştır.