Türkiye corona virüs hakkında ne düşünüyor? Açıklandı!
Aralık ayında Çin’de başlayan ve kısa süre içerisinde tüm dünyayı etkisi altına alan corona virüs, Dünya Sağlık Örgütü tarafından artık salgın değil, pandemi olarak değerlendiriliyor. Geçen hafta Sağlık Bakanlığı’nın Türkiye'de de ilk vakanın tespit edildiğini açıklaması ile tüm gündemimiz corona virüs oldu diyebiliriz. Dijital araştırma şirketi VeriNays, toplumun corona virüs hakkındaki bilgi ve düşüncelerini araştıran online bir çalışma gerçekleştirdi. İşte sadece 36 saat içinde Türkiye genelinde yaklaşık 7 bin 300 kişi ile yapılan çalışmadan çıkan çarpıcı sonuçlar...
-Öncelikle virüsün Türkiye'de neden geç görüldüğü sorulduğunda görüşmecilerin yaklaşık yarısı bu durumu hijyene önem veren bir toplum olmamıza bağlıyor. Yine büyük bir çoğunluk virüsün açıklanan tarihten önce de Türkiye'de olduğunu fakat geç tespit edildiğini / açıklandığını düşünüyor. Bu görüşlere ek olarak toplumumuzda Türk ve İslam kimliklerinin corona virüse karşı koruma sağladığı görüşü de yaygın. Görüşmecilerin yüzde 30’luk kısmı virüse karşı daha korunaklı olmamızın sebebini İslami bir ülke olmamıza veya Türk genlerine sahip olmamıza bağlıyor.
-Sanattan siyasete, ekonomiden spora neredeyse her alanda gündemin corona virüs olması nedeniyle virüs hakkında çok fazla bilgiye maruz kalınıyor. Bu bilgilerin bir kısmını öğrenmek ve uygulamak –kelimenin tam anlamı ile – hayati önem taşısa da bir kısım asparagas haberler kafaları karıştırıyor. Bu nedenle topluma kendilerini corona virüs konusunda ne kadar bilgili hissettikleri sorulduğunda görüşmecilerin yüzde 45’i çevresindekileri bilgilendirecek kadar konuya hakim olduklarını belirttiler. Üst eğitim grubundan insanlar ve şehirli kadınlar virüs konusunda en fazla bilgiye sahip olduğunu düşünen kitleler.
Kadınlar erkeklere göre daha tedirgin
-Toplumdaki bilgi düzeyi yüksek denebilecek bir seviyedeyken bu konuyla ilgili henüz yoğun bir tedirginlik hissedilmiyor. Toplumun yaklaşık yüzde 64’ü kendisini corona virüs konusunda ya hiç tedirgin hissetmiyor ya da biraz tedirgin hissediyor.
-Araştırmanın en çarpıcı sonuçlarından birisi kadınlar ve erkeklerin birçok konuda birbirinin tam tersi fikirde olması. Virüs gibi tüm toplumu etkilemesi muhtemel bir konuda bile birlik oluşturulamaması dikkat çekiyor. Erkekler virüs konusunda daha umursamaz görünürken kadınların teyakkuz halinde olduğu görülüyor. Erkeklerin 3'te1’i corona virüs konusunda kendilerini hiç tedirgin hissetmezken kadınlarda bu oran 1/10’lara kadar geriliyor. Eğitim seviyesi arttıkça virüsten tedirgin olma oranı da artış gösteriyor.
-Toplumumuz her ne kadar yoğun olarak corona virüs konusunda kendisini tedirgin hissetmese de virüsün yayılımını engelleyecek radikal önerilerin toplum tarafından desteklediği görülüyor. Örneğin sonunda ekonominin daha kötüye gitmesi ve turizmdeki gelirlerden mahrum kalmak söz konusu olsa bile Türkiye’ye yurt dışından yabancı gelişi ve uçuşlar durdurulmasına katılanlar yüzde 72’yi buluyor.
- Konuyla ilgili haber toplanan mecralara bakıldığında televizyon kanalları yüzde 78 ve internet haber siteleri yüzde 42 ile en fazla bilgi toplanan kanallardır. Sosyal medyayı haber kaynağı olarak kullanmak beklenildiği üzere gençler arasında çok yaygın olsa da toplumun genelinde geleneksel mecraların baskın olarak tercih edildiğini görülüyor. Bu kaynaklardan bilgi edinme konusunda en fazla takip edilenler ise devlet kaynakları/resmi kurumlar, doktorlar ve bilim insanları. Açıklanan resmi verilere güven konusunda da toplumda polarize bir durum söz konusu. Bir kısım sürecin iyi yönetildiğini ve açıklanan verilere güven duyduğunu belirtirken diğer kısmı sürecin şeffaf yürütülmediğini bu nedenle güven duymadığını belirtiyor.
Yüzde 72'i corona virüse karşı önlem almış
- Peki önlemler ne durumda? Toplumun yüzde 72’si virüse karşı bir önlem aldığını belirtiyor. En fazla önlem aldığını belirten kitle 50 yaş üstü bireyler. Özellikle üst yaş gruplarında ölüme oranının yüksek olduğu haberlerinin tedirginlik yarattığı görülüyor.
- Uzmanların bir süredir virüsten korunma önerileri toplumumuzda karşılık bulmuş gibi görünüyor. Genel olarak alınan önlemlerin başında elleri daha sık sabunla yıkamak (yüzde 90) geliyor. Kolonya kullanmak (yüzde 73), kimseyle tokalaşmamak (yüzde 71) yine fazla alınan önlemlerden. Pandeminin ilk günlerinde çok fazla gündeme gelen maske takmanın (yüzde12) genel bir yaygınlığı olmadığı görülüyor.
- Salgına önlem olarak makarna, pirinç, tuvalet kâğıdı vb. stokların yapıldığı da medyada çokça konuşuldu. Buna rağmen görüşmecilerin sadece yüzde 13’ü gıda ve ihtiyaç stoğu yaptığını belirtiyor. Burada insanların yaptıkları alışverişi stok olarak görmedikleri düşünülüyor.
- Toplumun yüzde 17’si virüse karşı hiçbir önlem almadığını ve almayı da planlamadığını söylüyor. Önlem alınmamasının altında iki büyük etken yatmaktadır. Birincisi; insanların yaş, coğrafi lokasyon gibi nedenlerden dolayı virüsün kendilerine bulaşacağını düşünmemesi. İkincisi ise kaderci bir yaklaşım ile virüsün bulaşıp bulaşmamasının ilahi bir takdir olduğu, önlem almanın gereksiz olduğu düşüncesi. Bir kesimin ise ekonomik olarak kendisini çaresiz görmesi, bir önlem alsa da sonucu değiştirecek gücü olmadığına inanması çarpıcı.
Çoğunluk "Corona virüsün etkileri uzun sürmeyecek" diyor
- Toplumun virüsün etkilerinin uzun süre devam etmeyeceğine dair inancı tam. Toplumun yaklaşık yarısı yaza kadar virüsün etkilerinin azalacağını düşünüyor. Sadece yüzde 5’lik bir kesim ise virüsün etkilerini uzun süre hissedeceğimize inanıyor.
- Peki ya aşı? Virüse karşı aşıyı virüsün çıkış yeri olan Çin’in geliştireceği düşünülüyor. (yüzde 36). Çin’i yüzde 29 ile ABD takip ediyor. Türkiye’nin aşı geliştireceğine inanların oranı da azımsanmayacak kadar yüksek. (yüzde 15).
- Görüşmecilerin yaklaşık yüzde 62’si virüsün etkileri tamamen geçene kadar okulların tatil olmasını gerektiğini düşünüyor. Açık ofis çalışma düzeninin virüslerin yayılmasını hızlandırdığını düşünenlerin oranı yüzde 52 olsa da iş yerlerinin kapalı olması gerektiğini söyleyenlerin oranı yüzde 38.