Squid Game'i izlemek psikolojik açıdan neden sakıncalı?
Tüm dünyayı kasıp kavuran "Squid Game'' dizisi izleyicilerin her birinde farklı etkiler oluşturmaya devam ediyor. Dizinin hayranları olduğu kadar eleştirenleri de çok fazla! Buna rağmen 90 ülkede en çok izlenen dizi olan Squid Game’in 2'inci sezonunu da sabırsızlıkla bekleyen çok fazla takipçisi var. Peki, 'Squid Game' dizisi çocuklar, gençler hatta yetişkinler için neden sakıncalı? Uzman Klinik Psikolog Burcu Yarapsanlı Zayim açıkladı.
Dizinin hem çocuklar ve gençler için hem de yetişkinler için uygun olmadığının savunulmasına karşın, şiddet içerikli bu dizinin dünya çapında merakla izlenmesinin birçok nedeni bulunuyor. Bu nedenlerin başında dizi senaryosunun mutsuzluk, çaresizlik, öfke, şiddet, umut, merak, yetersizlik, değersizlik, sevgisizlik, sadizm ve mazoşizm gibi her insanın kendi iç dünyasında baskıladığı duygu ve düşünceler üzerinden yazılmış olması geliyor.
SADİZMİN İLERİ DÜZEYİ YANSITILIYOR
Bu duygular arasından sadizm; bir kişinin başka bir kişinin acı çekmesinden keyif alması olarak açıklanırken, mazoşizm ise kişinin kendisinin acı çekmesinden haz duyması olarak tanımlanır. İzleyici olarak sizler de dizide oyunu oynatan kişilerle oyunda VIP olarak anılan kişilerin sadizm belirtilerini, insanların oyun sırasında vahşice ölürken, onların bunu bir bahis oyunu gibi keyifle izledikleri sahnelerdeki davranışları üzerinden daha iyi fark edebilirsiniz. Sadizmin ileri düzeyini yansıtan bu kişiler aynı zamanda sosyopat, psikopat ya da antisosyal kişilik bozukluğuna sahip kişiler olarak da tanımlanabilirler. Özellikle dizide yaşlı amca rolünü üstlenen ve en zayıf halka gibi görülen 1 numaralı oyuncunun aynı zamanda oyunu kuran ve oyunu düzenleyen kişi olması da kendisinin “gizli psikopat” olduğunu ve antisosyal kişilik bozukluğu özellikleri gösterdiğini yansıtıyor. Yine aynı kişinin “Oyunu izlemek, bizzat oynamaktan daha eğlenceli olamaz!” diyerek canı pahasına risk alıp oyunlara katılarak hem duygusal hem de fiziksel yönden kendisine acı çektirmekten haz alması durumu da mazoşizm olarak açıklanabilir.
ZALİM-MAĞDUR DEĞİL, KATİL-KURBAN İLİŞKİSİ VAR
Senaryoya göre parasızlığın getirdiği çaresizlik yüzünden oyuna katılmayı kabul eden 456 gibi görülse de 1 numaralı oyuncuyu ayrı tutarsak 455 oyuncuyu dizinin ilk başında mağdur, oyunu düzenleyenler ise zalim olarak düşünülüyor. Ancak dizide oyuncuların oyunu bırakma fırsatları varken oyuna devam etmeleriyle beraber aralarındaki bu bağ, zalim-mağdur ilişkisinden çıkmış ve katil-kurban ilişkisine dönüşmüştür. Bu durumda dizi bizlere bir insanın kurban rolünü üstlenmede sürü psikolojisinin de etkilerinin olduğunu gösteriyor.
18 YAŞIN ALTINDAYSA DİKKAT!
Gerçek hayatta karşılaşmaktan korktuğumuz ama bir o kadar da hayat hikayelerini merak ettiğimiz kişiler olan sosyopat ve psikopatların hayatlarını nasıl yaşadıklarını ve neler yapabildiklerini gözler önüne seren senaryonun bu yönü dizinin meraklılarını daha çok artırıyor. Ancak bu diziyi merak eden kişiler 18 yaşın altındaki çocuklar ve ergenler ise bu diziyi izlemelerine kesinlikle izin verilmemeli! Tabii günümüz şartlarında bu yaşta çocukların ve gençlerin neyi izleyip neyi izlemeyeceğine karışmak bir hayli zor. Bu yüzden çocuğun diziyi izlemesi yasaklanırken diziyle ilgili merakının giderilmesi adına, çocuğun yaş dönemine uygun kelimelerle çocukları korkutmadan dizi senaryosu hakkında onlara doğru açıklamalar yapmak gerekir. Bunun sonucunda çocukların diziye olan merakları törpülenir ve ebeveynleriyle daha kolay iletişim kurmaları sağlanır.
İZLEMESİNİ NASIL ENGELLEYEBİLİRSİNİZ?
Ayrıca çocuklara şu şekilde açıklama yapmak da onların bu gibi dizileri izlemeye yönelmelerini engelleyebilir: "Çocuklar boş zamanlarında mutlu olmak için film veya dizi izlemeliler. Çünkü hiçbir filmin hiçbir çocuğu korkutmaya, üzmeye, gece uykusunu kaçırmaya ve mutsuz etmeye hakkı yoktur. O yüzden sen sadece seni mutlu edecek sana uygun çocuk filmleri izleyebilirsin. Sen mutlu olmayı fazlasıyla hak eden bir çocuksun!”
Böylece gerilim, korku, şiddet, cinsellik içeren filmlerden uzak tutmaya çalıştığımız çocuklarımızın merakı daha eğlenceli filmlere kayar ve onlar da ebeveynleriyle bu konuda daha iyi iş birliğine girerler.