Sigara içmeyenlerde artışta! Kanser muamması: Evlerden yayılıyor, akciğere yapışıyor
Her yıl ortalama 2 milyon kişinin ölümüne sebep olan akciğer kanserinin en büyük nedenlerinden biri olarak sigara kullanımı gösteriliyordu. Ancak son zamanlarda yapılan çalışmalar, sigara içmeyen kişilerde akciğer kanseri riskinin büyük bir artışta olduğunu gösteriyor. Ardındaki gerçeği, Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Doktor Tayfun Hancılar ve Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu'ya sorduk.
Betül Topaklı / Milliyet.com.tr - Dünya genelinde en yaygın kanser türlerinden biri olan akciğer kanseri, aynı zamanda en fazla ölüme yol açan hastalıklar arasında yer alıyor. Bunun en büyük nedeni ise, meme, prostat ve kolon kanseri gibi diğer yaygın kanserlerden farklı olarak, genellikle geç teşhis edilmesi.
Uzun yıllardır akciğer kanserinin en büyük sorumlusunun sigara olduğu düşünülüyordu. Ancak son araştırmalar, bu algının değişmesi gerektiğini gösteriyor. Çünkü sigara içmeyen kişilerde de akciğer kanseri görülme oranı hızla artıyor. İlginçtir ki dünya genelinde sigara kullanım oranı düşerken, akciğer kanseri hâlâ her yıl yaklaşık 2 milyon insanın hayatına mâl olmaya devam ediyor. Peki sigara içmeyenlerde bu hastalığın yükselişe geçmesinin ardında ne yatıyor?
ZEMİN KATLARDAKİ 'RADON GAZI' DA NEYİN NESİ?
Akciğer kanserinin bilinen en önemli nedeninin sigara olduğunu söyleyen Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Doktor Tayfun Hancılar, “Tüm akciğer kanserlerinin yüzde 85’i sigara kullanan kişilerden oluşur. Öyle ki sadece sigara içenlerde değil, uzun süre sigara içilen ortamlarda yaşayan pasif içicilerde de akciğer kanseri oranı yüksektir. Çok fazla bilinmeyen ama önemli etkenlerden biri de radon gazıdır. Toprak, kaya ve suda bulunan bu doğal gaz özellikle izolasyonu kötü olan bodrum ya da zemin katlarda birikerek solunum yoluyla alınıyor ve akciğer kanserine yol açabiliyor. Bu nedenle evleri sık havalandırmak ve izolasyonu iyi yapmak çok önemli. Dünya Sağlık Örgütü, radon gazını sigaradan sonra en yüksek risk faktörü kabul ediyor. İnşaat, madencilik ve gemi sanayisinde kullanılan asbest, solunum yoluyla akciğerlerde hasara yol açar. Egzoz dumanı ve ağır metaller de (arsenik, krom, nikel) akciğer kanseri riskini artırabilir. Ailesinde akciğer kanseri olanlarda risk daha fazla” dedi.
'HEDEFE YÖNELİK İLAÇLARA DAHA UYGUNLAR'
Ancak son yıllarda kadınlarda daha belirgin olmak üzere sigara içmeyen kişilerde akciğer kanseri vakalarında artış yaşandığına dikkat çeken Tayfun Hancılar, “Yapılan araştırmalar, bu konuda en büyük etkenin, radon gazı ve hava kirliliği olduğunu gösteriyor. 2022’de Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (IARC), hava kirliliğine bağlı yaklaşık 200 bin adenokarsinom vakası saptadı. Yine 2023’te Lancet Respiratory Medicine’de yayımlanan bir başka araştırma ise, sigara içmeyenlerde ‘adenokarsinom oranının’ yüzde 70’e kadar çıktığını ve artan hava kirliliğinin önemli bir rol oynadığını vurguladı. EGFR gibi bazı genetik mutasyonlara sahip kişilerde akciğer kanseri oranı yüksek olarak bulundu. İlginç olan sigara içmeyen kişilerde görülen akciğer kanserinin hedefe yönelik ilaçlara daha fazla uygun olması ve bu ilaçlarla tedavilerin daha iyi sonuç vermesidir” bilgilerini paylaştı.
"Akciğer kanserinin belirtileri arasında geçmeyen ve kötüleşen öksürük, kanlı balgam, özellikle derin nefes alma ve gülerken artan göğüs ağrısı, nefes darlığı, ani gelişen ve iki haftadan fazla süren ses kısıklığı, iştahsızlık ve açıklanamayan kilo kaybının yanı sıra genel halsizlik ve yorgunluk yer alıyor. Sigara için ve içmeyenlerdeki belirtiler ise temelde aynıdır. Ancak sigara içenlerde epidermoid ve küçük hücreli akciğer kanseri daha sıktır ve bu tümörler daha merkezi yapılara yakın olduğu için daha erken dönemde belirti verirler. Oysa sigara içmeyenlerde adenokarsinom daha sık görülür ve bu tip tümörler akciğerin periferinde (dışa daha yakın ) olduğu için daha geç dönemde teşhis edilirler. Bu tiplerde daha az öksürük ve balgam görülür. Bence daha önemlisi sigara içen kişilerde akciğer kanseri taramaları daha sıktır. Son yıllarda uzun süre sigara kullananlarda düşük radyasyon içeren tomografilerle yılda bir kontrol yapılmakta ve tümörler daha erken dönemde yakalanmaktadır. Ancak sigara içmeyen kişilerde bu tip taramalar daha az önerildiği için var olan tümörler daha geç teşhis ediliyor. Yani sigara içmeyenlerde akciğer kanseri riski düşüktür ama erken teşhis oranı da düşük olduğu için tehlike daha büyüktür." - Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Doktor Tayfun Hancılar
'15 YIL SONRA SİGARA İÇMEYEN BİR KİŞİYLE AYNI OLUR'
Bu hastalıktan korunmak için atılması gereken ilk adımın sigarayı bırakmak olduğunu söyleyen Tayfun Hancılar, “Sigara içmiş bir kişi sigarayı bıraktığı andan itibaren riski giderek azalır ve 15 yıl sonra sigara içmeyen bir kişiyle aynı riske sahip olur. Oturduğunuz evin radon gazı içermediğinden emin olun. İzolasyonu iyi yapılmış evler ve üst katlar daha az risklidir. Sık sık evinizi havalandırın. Özellikle büyük şehirlerde hava kirliliği yüksek olabilir. Maske kullanmak riski azaltabilir. Asbest, arsenik, dizel egzozu gibi kimyasallarla çalışıyorsanız, koruyucu ekipman kullanın. Beslenmenizde yüksek antioksidan içeren gıdaları seçin. Beslenmede meyve-sebze tüketiminin fazla olması akciğer kanseri riskini düşürüyor. Özellikle haftada 3 gün birer saat yapılacak yürüyüş, bisiklet, yüzme gibi aktiviteler kanserden korunmanızda çok önemli” uyarısında bulundu.
SİNSİCE SEYREDİYOR, GENELDE BULGU VERMİYOR
Akciğerlerimizin duyu sinirlerini içermeyen bir organ olduğunu söyleyen Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, "Bu nedenle tümör belli bir noktaya gelene kadar bulgu vermiyor. Eğer tümör ana broşlardaysa bazen balgamlı kan gelmesi, kemiklere sıçradıysa kemik ağrılarının ortaya çıkması ya da bazen beyne sıçrarsa denge ve duyu bozukluğu gibi bulgularla kendisini gösterebiliyor. Yani açıkçası kötü hastalıklar genelde sinsi hastalıklardır. Akciğer kanseri de bunlardan biri. Belli bir noktaya ve belli bir evreye gelene kadar genelde bulgu vermez. Sigara, akciğer kanserinin yüzde 80 nedenini oluşturuyor. Yüzde 20 civarında ise başka nedenler ve genetik faktörler bulunuyor. Hava kirliliği, mesleki maruziyetler, tozlu işlerde çalışmak yine kanser yapıcı özelliklere sahip. Maalesef bazı genler de kanser oluşumuna neden olabilen altyapıya sahipler” dedi.
“Sigara içenlerle içmeyenlerin kanserleri genel itibarıyla farklı kanser türleri. İçmeyenlerde genelde adeno kanserleri görürken, içenlerde genelde epidermoid ve küçük hücreli akciğer kanserleri dediğimiz kanser türlerini görüyoruz. Bunların gidişatları ve tedavileri de genelde birbirinden farklı. Fakat bu net bir ayrım değil. Sigara içenlerde maalesef adeno kanserleri görebiliyoruz. Sigara içmeyenlerde bazen de epidemik kanserleri görebiliyoruz. Semptomlar ve şikayetler olarak sigara içenler ya da içmeyenler arasında farkı yok. Son dönemlerde akciğer kanserlerini daha çok görmeye başlamamızın nedenleri arasında sağlıksız beslenme, hareketsizlik, hava kirliliği, çalışma koşulları, stres faktörleri ve radyasyona maruziyet yer alıyor." - Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu
'YAŞ İLERLEDİKÇE KANSER RİSKİ ARTIYOR'
Kişide kanser oluşumunun söz konusu şeye belli bir süre maruz kalması sonucu meydana geldiğini anlatan Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, sözlerine şöyle noktaladı:
"Bu nedenle yaş ilerlediği zaman kanser riski artıyor. Belki de toplumda son zamanlarda kanserin daha fazla görünmesinin en önemli nedenlerinden biri, insanların artık kanser olabilecek kadar uzun yaşaması yani yaşam süresinin uzamasıdır. Bununla beraber tabii ki gereksiz yere yapılan tomografik taramalar, radyoaktif maddelerin tetkikler sırasında yoğun bir şekilde kullanılması, beslenme içeriklerindeki tatlandırıcılar ve koruyucu maddelerin yoğun bir şekilde alınması kanserin çok daha yoğun görülmesine yol açıyor. Genel olarak yaşam şartlarımızın, hareketliliğimizin, hayata bakış açımızın, beslenme tarzımızın ve radyasyon maruziyetimizin kanseri etkilediğini, kanser oluşumunu ortaya çıkardığını ve bunun olasılığını artırdığını biliyoruz. Ancak şunu net bir şekilde söyleyelim ki hâlâ akciğer kanserlerinin ve birçok kanserin en önemli nedeni sigaradır. Değiştirebileceğimiz bir etkendir. Bu nedenle sigarayı bırakarak bu hastalıktan korunmuş oluruz. Ayrıca hayata pozitif bakarak, doğal ve sağlıklı beslenirsek, egzersiz yaparsak ve gereksiz tıbbi tehditlerden uzak durursak kanserden kendimizi korumuş oluruz."