SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Sıcaklar can alıyor!

Yazın çok sıcak günlerinde hepimiz sıkılıp bunalsak da aşırı sıcaklar daha ziyade kalp hastaları için tehlikelidir. Hele bu kişiler bir de sıcak havada iş yapmak zorunda kalırlarsa ciddi şekilde hastalanmaları işten bile değildir.

|

Prof. Dr. E. Murat Tuzcu

Vücudumuz ısısını 36.5 derece civarında tutmak için programlanmıştır. Beynimizin ortasındaki bir merkez, değişikliklerini izleyen bir uzmanı gibi, her an ısı düzeyimizi dikkatle takip eder. Bir iki derece bile yükselse, hemen yakındaki sinirler yoluyla tüm vücuda “ısıyı düşürün” diye talimat verir. Bu emirle derideki damarlar genişler içlerinden daha fazla kan akmaya başlar. Normal sıcaklıkta kalbin vücuda yolladığı kanın en fazla yüzde 10’u derimizden geçerken, arttıkça bu oran yüzde 70’e kadar yükselir.
Deriye temas edecek soğuk bir cisim veya serin tatlı bir rüzgâr, o sırada deri yüzeyine yakın damarlardan geçmekte olan kanı soğutur. Kan da bu serinliği vücudun iç bölgelerine götürür, böylece vücut ısısı düşer. Bu yolla serinleyebilmemiz için vücut ısımızdan daha soğuk bir ortamla temas etmemiz gerekir. Örneğin, soğuk suya girersek, ya da serin bir odada oturursak, doğrudan ısı kaybetmeye başlarız. Sıcak bir günde, öğlen güneşinin altındaysak, tabii ki bu yollar işe yaramaz.
Isı kaybetmenin en iyi yollarından biri de terlemekdir. Terle deri yüzeyine çıkan suyla birlikte bir miktar ısı da vücudumuzdan havaya geçer. Lakin hava nemliyse, suya epeyce doymuş demektir. O zaman, ter halinde deri yüzeyine çıkan sıcak sıvının buharlaşıp havaya karışması zorlaşır. Başka bir deyişle, çok nemli havalarda terleyerek serinlemek zorlaşır.

Soğutucu sistemimiz
Sıcaktan bunalan vücudumuz, serinlemek için, deriye gelen kan miktarını artırmak için iki mekanizmayı harakete geçirir; bir yandan kalbin dakikada attığı kan hacmini fazlalaştırırken diğer yandan da derideki damarların artan kan akımını taşıyabilmesi için genişlemesini sağlar.
Kalbimiz, otomobil motorunu soğutmak için su gönderen radyator pompası gibi, derimize daha fazla kan göndermek için çalışmasını artırır. Hem daha kuvvetli kasılarak her bir kalp atımında attığı kanı fazlalaştırır, hem de eskisine göre daha sık kasılarak, bir dakikada dolaşıma yolladığı kan miktarını iyice yükseltir. Güneşin altında koşturuyorsak, ısıya karşı aldığı önlemlerin yanı sıra kasların artan oksijen ihtiacını karşılayabilmek için ayrıca kat kat daha fazla çalışmak zorunda kalır. Kalbin kasılması iyice şiddetlenir, nabız daha da artar. Derideki incecik damarlar genişleyebildikleri kadar genişleyip, gelen fazla kanın dolaşmasına olanak tanır. Bu nedenle sıcak havada yüzümüz, vücudumuz kızarır. Tüm çabalar ısı kaybedip, dokularımızın, organlarımızın aşırı ısınmasını önlemek çin seferber edilmiştir.



Normalde, kalpten atılan kanın en fazla 10’da biri derimize gider. Sıcaklarda kalp deriye daha çok kan gönderir. Bunu yaparken, diğer organların payından kısmak yerine daha kuvvetli ve daha sık pompalama yapar. Derideki damarlar da artan kana yol açmak için genişler. Kalp hastalarında, bu uyum mekanizmaları layığıyla çalışmadığı için vücut iyi soğutulamaz, ısının yarattığı giderek artar.

Kalp hastalığı serinlemeyi zorlaştırıyor
Daha fazla çalışmak zorunda kalan her kas, her , kalpten nasıl daha fazla kan talep ediyorsa, kalp kasının kendisi de daha hızlı ve kuvvetli çalışmak için daha fazla kana ihtiyaç gösterir. Eğer, kalbi besleyen damarlarda darlıklar varsa, normal koşullarda pek problem çıkarmasalar bile aşırı sıcaklarda sorun yaratabilirler.
1995 yılında Birleşik Devletleri’nin Şikago şehrinde yaz müthiş sıcak geçmişti. Bir yıl sonra ünlü tıp dergisi New England Journal of Medicine’de yayımlanan bir bilimsel makalede sıcaktan ölenlerin çoğunluğunun kalp hastaları olduğu bildiriliyordu. O yaz, 12-19 Temmuz arasında sıcaklar dayanılmaz hal almıştı, havadaki nem oranı da çok yüksekti. Bu kısa süre içinde fazladan 700 kişinin öldüğü saptandı.
2003 yılında ’yı kavuran sıcaklarda da benzer gözlemler yapıldı. Bir çok ülkede sıcak dalgasının kalp hastalarında artan sayıda ölümlere yol açtığı bildirildi. 2003 Ağustosu’nda sadece ’da yaklaşık 12 bin kişi aşırı sıcaklardan hayatını kaybetti. Ölenlerin önemli bir bölümü kalp hastalığı olan yaşlılardı.
Kalbi zayıf olanlarda, gerektiğinde kalbin daha çok kan atabilmesi için gerekli olan önlemler alınamaz. Kalp yetmezliği dediğimiz hastalıkta, beyinden gönderilen talimatlar layığıyla yerine getirilemez. Beyin, böbrek gibi hayati organlara gönderdiği kandan fazlasını, soğusun diye deriye göndermeye kalbin gücü yetmez.
Sorun sadece kalpte değildir. Derideki damarlar da yeteri kadar genişleyemez. Yapılan ölçümler en sıcak havada bile yüzeyel damarların genişleme kabiliyetinin bu hastalarda yarı yarıya azaldığını gösterdi.
Bir yandan kalbin zayıflığı, diğer yandan damarların yetersizliği yüzünden vücut soğutulamadığı için, sıcak ortamdan bir an önce uzaklaşılmadıkça vücut ısısı arttıkça artar.
Kalp hastasının almakta olduğu ilaçlar aşırı sıcaklarda sorunları daha da artırır. Yüksek hastalarına ve kalp yetmezliği olanlara verilen idrar söktürücüler, tansiyon düşürücü etkisi olan ilaçlar bunaltıcı sıcaklarda yarardan çok zarar verebilirler.



Şikago metrosundaki yaşlı adamın hissettiği ısı, termometrenin ölçtüğü ısıya ve havadaki neme bağlı. Bu değer 45 dereceye ulaştığında, artan ölümlerin çoğunun kalp hastalıklarına bağlı olduğu görülüyor. Aşırı sıcaklar başladıktan bir iki gün sonra ölumler tepe noktasına ulaşıyor. Önlem almak için sıcakların gelmesi beklenirse yeterli zaman kalmayacağı açık.

Nasıl korunalım?
Kalp hastalarının sıcaktan etkilenmesini önlemek için alınabilecek bir çok kişisel ve toplumsal önlem var.
En başta, vücudumuzun sıcak havayla baş edebilmesine yardım etmeliyiz. Sıcak ortamdan mümkün olduğunca uzaklaşmak için içinde olmak güneşin altında olmaktan daha iyi. Klimalı ortam ideal, ama her zaman mümkün değil. Lakin, kısa sürelerle bile olsa serin bir ortamda oturmak çok faydalıdır. Çok sıkmayan, açık renkli, hafif elbiseler giymekte yarar var. Bol su içmek, susamadan  içmek, ama alkollü, kafeinli veya bol şekerli içkilerden uzak durmak gerek. Eğer kalp hastalığı nedeniyle çok su içmememiz gerekiyorsa ya da idrar söktürücü ilaçlar alıyorsak mutlaka doktorumuzla konuşup sıcak havalarda ne yapmamız gerektiğini öğrenmeliyiz. 
Aşırı sıcaklarda kesilmelerinin ve su kısıtlılıklarının daha sık olduğunu biliyoruz. Yöneticiler bu olasılıklara karşı mutlaka önlem almalı, neredeyse sayılabilecek aşırı iklim koşullarına hazırlıksız yakalanmamaldır. Özellikle yaşlı ve hasta insanları uyarmalı, eğitmeli, önlem almalarını kolaylaştırmalı, gerektiğinde yardımlarına koşmak için önceden hazırlık yapmalıdır. 
Kavurucu sıcaklar başladıktan sonra değil, daha gelmeden alınacak basit önlemler ve yapılacak hazırlıklar; bir çok hayatı kurtaracak, acılı ve pahalı hastalıkları önleyecektir. 

© Copyright 2024

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.