Serdar Uzuntaş - Röportaj
Modazon ekibi olarak röportajlarımıza hızlı bir şekilde devam ediyoruz. Uzun zamandır takip ettiğimiz ve yurt dışındaki başarılı çalışmaları ile tanıdığımız tasarımcı Serdar Uzuntaş ile Londra-İstanbul hattında gerçekleştirdiğimiz online röportajımız farklı bir deneyim oldu. Uzuntaş'ın detaylı cevapladığı soruları sayesinde kendisini daha da yakında tanıma şansımız oldu. Keyifli röportajımızı okuyarak siz de Serdar Uzuntaş'ın tasarım hayatındaki başarılı gelişmeleri öğrenebilirsiniz..
-Birçok kişi sizi yurtdışındaki başarılarınız ile tanıyor. Bize kendinizden bahseder misiniz? Eğitiminiz? Yurt dışı deneyimleriniz?
İzmir doğumluyum. 1995’ten önce İzmir ve sonra İstanbul’da 2002 ye kadar Türkiye’de uluslar arası ünlü markaları barındıran bir mağazalar zincirinde yöneticilik yaptım. 2002’de bir ihracat firmasından gelen bir teklif ile bayan kolleksiyonu hazırlamaya başladım. Beş sene Bolgna , Milan-İtalya istanbul arası yaşadım. Bu bes sene içinde bir çok moda şehrini ve fuarlarını ziyaret etme fırsatım oldu. Ve isin mutfağında bir çok tecrübe edindim. Daha sonra firma ile çalışma tecrübesinin bana yeterli olduğunu düşünerek farklı eğitimler almaya yöneldim. International anlamda profesyonel moda okulu olan ‘’Central Saintmartines School of Fashion’’ ve Milano’daki ‘’Naba’’ Özel moda okulunda eğitimler aldım. Bu eğitimlerimi tamamladıktan sonra. Kendi markamı yaratmaya karar verdim. PITTI UOMO FLORENCE bu anlamda benim için çok önemli bir fuardı.Erkek tasarımları yapacaksam ilk bu fuar ile çıkısımı yapıp , kendimi ifade etmeliyim diye düşündüm. Ve ortada kolleksiyonum yokken çizimlerim ve üzerine ilistirdiğim kumaş parçaları ve kişilselleştirdiğim metal aksesuar (düğme, çıtçıt, fermuar elçiği ve bağ ucu) tasarımlarını ilk protatiflerini scan edip üzerine koydum ve gönderdim. Ve kabul edilip davet edildim. İlk kolleksiyonum 2010 ilkbahar Yaz kolleksiyonumdu.
-Bir modacı olarak yurtdışında çalışmış olmak, fikirlerinizi geliştirmek açısından önemli midir?
Evet çok önemli. Bu arada bir üçgenin içinde yasadığımı söylemek istiyorum. Istanbul: iş anlamında koleksiyonumu, numunelerimi ve imalatımın hayata geçirdiğim sehir. Londra: Londra’dan besleniyorum ve çizimlerimi Londra’da yapıyorum.Orası benim için bir yaratım merkezi gibi. Milan: Kumaşlarımın yüzde 90’ı İtalya’dan. Yasadığım şehirlerde moda ile ilgilenen arkadaşlarım oldu. Sanırmı yurtdışı macerasının bana kattığı en güzel kazanım budur.Onların sayesinde Dolce&Gabanna, Dsquared, Moschino, Roberto Cavalli, Valentino gibi önemli defileleri seyretme sansım buldum. Özellikle modanın şekillendiği yerlerde bulunmak ve yaşayan biri olmak modaya bakıs acınızı her anlamda değiştiriyor.
Serdar Uzuntaş - London Fashion Week SS12 Presentation
-Peki, modanın her geçen gün gelişmekte olduğuna şahit oluyoruz ve moda dünyasındaki gelişmeler sayesinde son zamanlarda birçok "tasarımcı” koleksiyonlar hazırlıyor, sektör içinde sizin farkınız nedir?
İlk olarak gerçek anlamda hiçbir yere bağlı olmayan bağımsız bir tasarımcı olduğumu söylemek istiyorum. Kolleksiyonumun başından sonuna kadar imalat ve paketlenmesine dair basındayım ve bütün giderlerimi kendim üstleniyorum. Moda sektörüde sponsorluk konusu üzerine gitmeye başladı. Ben bunun yaratıcılık açısından baltalayıcı olduğunu düşünüyorum. Çünkü modacı eserlerini yaratırken başka kaygılar duyma malı. Erkek modasına yöneliyor olmam sanırım zaten en büyük fark Türkiye için. Bildiğiniz gibi Türkiye’de bir iki kişi hariç modacı diyince akla ilk gelen bayan modası nı oluşturanlardır. Özellikle kendi adım altında çıkardığım kolleksiyonumda en çok dikkat ettiğim sey kendimi en iyi sekilde ifade etmeye çalısıyor olmam. Kumaslarım olsun, renklerim ve kisisellestirdiğim küçük detaylarım olsun öncelikle kendi tarzımı yansıtmaya çalısıyorum. Üçüncü sezonumda bu 2012 ilkbahar yaz kolleksiyonumu Pitti Uomo Touch pavilyonunda sundum.Önümüzdeki aylarda Londra Moda Haftası çerçevesinde performansım olacak. Erkek modası içerisinde olup böyle organizasyonlara kabul ediliyor olmam farkı ortaya koyuyor diye düşünüyorum.
-Tasarımlarınız ile ulaşmayı amaçladığınız hedef kitleniz nedir?
Birilerini hedef alarak hareket etmiyorum. Bu bir dil uyumu gibi bir şey. Ben modellerimle kendimce bir şeyler anlatıyorum. Aynı dili konuşuyorsak beni anlayabilirsiniz. Kendini tanıyan, kendinden emin ve bu özelliklerini içinde yasayan ama göstermeyen,modayla ilgili ama trendleri takip etmeyen, fiziğine saygısı olan sporu yasam sitili edinmiş, kendine has bir tarzı olan kişilerle dillerimiz uyuşuyor diyebiliriz.
-Bulunduğumuz zamanda moda dünyasının bulunduğu konumu değerlendirmenizi istersek neler söyleyebilirsiniz?
Bence çok güzel gelismeler oluyor. Bütün dünya da ki tasarımcılarn (talent and passion) gibi özel kabiliyetlerini ve moda ya olan aşklarını gösterme, sunma fırsatı, şansı veriyor. ben de onlardan biri olarak Londra moda haftasında kendi kolleksiyonlarımı sunma şansını elde edenlerdenim. Özellikle dikkat ettiğim bütün tasarımcıların kendilerine ait fikirleri var. Ve herkes kendini çok güzel şekilde ifade etmeye başladı. Zaman mekan kural kaygısı taşımayan koleksiyonların oluşuyor olması heyecan verici.
Serdar Uzuntaş - London Fashion Week SS12 Presentation
-Koleksiyonlarınız gelişim sürecinde etkilendiğiniz, ilham aldığınız detaylar nelerdir?
Kolleksiyonumun başlangıç sürencinden sonununa kadar Londra dan esinleniyorum. Londra'lı gençlerin sokaklarda ki kendi yaratıcı kişisel stillerinden ve özellikle Londra'lıların geçmişlerine ve eskilerine sahip çıkmayı seven bir kültüre sahip olmaları beni etkiliyor.Bu özellikleriyle geçmişte moda anlamında geniş bilgiye sahip olmamı kolaylastırıyorlar. Eski İngiliz askeri köstümler, çalışan işçi kıyafetleri, spor üniformaları gibi unsurlar da ana esin kaynaklarım.
-Moda haricinde ilgi alanınızda başka çalışmalar var mı?
Müzik :) Söz ve beste gibi denelerim oldu bir kaç tanesi albümlerin içinde yer aldı. :) Öne çıkan Hakan Peker "Beni aldatma''. İyi bir müzik kulağım vardır. Müziğin her tarzını dinlemeyi severim. özellikle farklı atmosfer ve ortamlarda ki farklı etnik müzik tarzlarını.
-Yurt dışında öncelikli olarak hangi ülke ya da şehir "moda" konusunda başarılı yansımalar gösteriyor?
İlk Paris olduğunu düsünüyorum. Çünki çok güzel bir mix sözkonusu creativity and comercial anlamında.
-İstanbul'a bakacak olursak, moda haftası hakkında ne düşünüyorsunuz? Moda haftası sayesinde İstanbul moda kültürü açısından gelişim sağlıyor mu? Siz katılmayı düşünüyor musunuz?
Türkiye için güzel bir gelişme. Istanbul’un moda kültürü anlamında da gelecek için atılan çok güzel adımlar. Eminim her geçen sezon çok daha iyi olacaktır. Böyle olması da gerekiyor. Çünkü internatioal büyük markalar Türkiye’den kumaş satın alıyorlar ve imalatın bir coğu da Türkiye’de yapılıyor. Yeni bir marka ve yolunda başında biri olarak Florence, Milan ve Londra ve programıbütün zamanımı alıyor. İleriki sezonlarda bir fırsatım olursa katılacağım.
Serdar Uzuntaş - London Fashion Week SS12 Presentation
-Londra-İstanbul arasında yaşayan bir tasarımcı olarak, kadınların ve erkeklerin moda anlayışını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Istanbul ve Londra arasında çok büyük fark var. Londra da bir çok stil ve bir çok stil sahibi insanları her an ve her zaman görebilirsiniz. Dünya moda baskentlerin den biri olmasını da buna bağlayabilirim. Bu arada Londra’nın yaratıcılık anlamında en yüksek moda şehirlerinden biri olduğunu düşünüyorum. İstanbul ise kesitlere ayrılmış durumda. Londra’da bir getto bölgesinden bile tarz unsuru bir şey çıkarabiliyorsunuz. Ama İstanbul için maalesef bu geçerli değil.
-Geçtiğimiz sene katıldığınız Londra Moda Haftası’nın size geri dönüşleri nasıl oldu?
Çok iyi bir tecrübeydi benim için. Güzel tepkiler aldım. ve dünya basınının büyük ilgisi ile karsılastım. Prezentasyonum sırasında kim bu tasarımcı diye konusulduğumu duydum. (size Presentation ım konsepti ilgili yazı ve resimler gönderiyorum. ) Haftanın fovarileri arasında olarak görüldüm. :) Konseptleri çok beğendiğim ve çok COOL bulduğum Wolf&Badger ın yeni açılak May Fair ve Montenegroda 2 butiğindeyim. 2012 ilkbahar yaz kolleksiyonum ile. Bu bağlantıların hepsi Londra Moda Haftası sayesinde oldu.
- Dolce & Gabbana’nın Spica 2 isimli butik projesinde markanız yer alıyor, ortak çalışmalar konusunda, Türkiye’de birlikte çalışmayı istediğiniz isim ya da markalar var mı?
İlk olarak beni keşfeden ve beni desteleyen Beymen markasına değimeliyim. Nişantaşı Beymen Blender magazasında ilk kolleksiyonum olan 2010 İlkbahar yaz kolleksiyonum daha sonra 2011 sonbahar kış kolleksiyonumu ve bu sezon 2012 ilkbahar yaz kolleksiyonum beğeniye sunuluyor. Türkiye’de en iyi Multi Brand magzaların başında bu mağazanın geldiğini düşünüyorum. Beymen ile çalışmaktan çok mutluyum ve çok gururluyum.
Serdar Uzuntaş - London Fashion Week SS12 Presentation
-Sizin gözünüzden sokakta görmek istediğiniz kadın ve erkekler nasıl giyinmeli?
Kendi stilleri ile görmek isterim. Çünki kisilerin farkli kerekterleri yasam tarzları, zevkleri , is alanları olacağından bir çok sitili bir arada görmeyi tercih ederim.Bu da sokakak modanın olusmasına ve tasarımcılarında esinlenmesine neden olacaktır.
-Peki bir kadının ve erkeğin dolabında mutlaka olması gereken yegane parçalar nelerdir?
Well cut jacket gardırobunda olması gereken en önemli parçalardan birisidir. Ne giyiliyorsa KESİM çok önemli. Çünki her parçanın ne bir beden büyük ne de bir beden küçük olarak kullanılmasını kabul edemiyorum.
-Sizin olmazsa olmaz dediğiniz parçalar nelerdir?
My personel obsession are Shoes :)
-Kişisel olarak giyim konusunda hazır giyim markalarını mı yoksa tasarımcıları mı tercih ediyorsunuz?
Her ikisini de tercih ediyorum. Çünki her ikisini mix etmeyi seviyorum.
Serdar Uzuntaş - London Fashion Week SS12 Presentation
-Sürekli gelişen bir dünyanın içinde tasarım konusunda genç tasarımcılara yardımı olabileceğini düşündüğünüz püf noktalarınız var mı?
Tasarım anlamında gerekli eğitim ve tecrübeleri aldıktan sonra ne yapmak istediklerine kesin karar vermelerini tavsiye ederim. Özellikle bulunacakları zamanı ve şartları gözününe alarak gelecek ile ilgili plan ve programlarını emin bir şekilde yapıp ilk adımı öyle atmalarını öneririm. Tasarım anlamında kendilerini ifade edicek tasarımlara yönelmelerini öneririm.
-Son olarak yeni çalışmalarınız ile alakalı ipuçları verebilir misiniz?
22 Şubat Londra moda haftasında 2012 Sonbahar Kış kolleksiyonumun sunumunu yapacağım. 2012 Yaz Olimpiyatları Londra’da yapılıyor. Bende eski Londra olimpiyatları ve eski ingiliz spor üniformalarından esinlenerek hazırladığım bir kolleksiyon ile Londra moda haftasında sunumumu yapacağım.
Konseptim: Elegant but Comfortable Sport İnspaired
Koleksiyonumun ismi : Şampiyon
Röportaj; İlknur Şener & Selin Çetinkaya