SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

“Sedef hastalığı sadece bir deri rahatsızlığı değil”

Havaların soğumasıyla birlikte şiddetlenen sedef hastalığının sadece bir deri rahatsızlığı olmadığına dikkat çeken Doç. Dr. Filiz Topaloğlu Demir “Dünyada ortalama 125 milyon insanın, ülkemizde ise 1 milyona yakın sedef hastası olduğu düşünülüyor. Sedef hastalarında obezite, diyabet, bağırsak hastalığı ve kalp damar hastalıkları görülme oranının arttığı görüldü. Uzun yıllar tedavi almayan hastalarda, derideki bu iltihabın, damarlarla diğer organlarda da bozukluklara yol açma durumu olduğu unutulmamalı” diyerek konu hakkında bilgi verdi.

|

Psoriasis ataklarla ve iyilik dönemleriyle seyreden bağışıklık sistemi aracılığıyla ortaya çıkan iltihabi bir hastalıktır. Ekvatora uzak özellikle kuzey ülkelerinde görülme sıklığı artarken, Ekvatora daha yakın Afrika ve Asya ülkelerinde görülme oranı azalıyor. Dünyada ortalama 125 milyon insanın, ülkemizde ise 1 milyona yakın sedef hastası olduğu düşünülüyor.

Kış mevsiminde artan cilt kuruluğuna bağlı olarak kaşıntı artar, kaşımak yeni sedef döküntülerinin ortaya çıkmasına yol açabilir. Bu mevsimde, çok sıcak su ile yıkanılmamasını, derimizi kurutmayan sindet temizleyiciler ile yıkanmalarını, banyolardan sonra nemlendiricileri 3 dakika içinde tüm vücuda uygulamalarını, günlük olarak ciltlerini nemlendirmelerini, öneriliyor.

Psoriasis’in bilinirliliği antik çağa, M.Ö. 400’lü yıllara kadar uzanıyor. Eskiden psoriasis, deri hastalığı olarak bilinirdi. Fakat son yıllardaki araştırmalar psoriasis’in basit bir deri hastalığı olmadığını gösteriyor. Deri dışında en sık tutulum eklemlerde görülüyor. Eklem dışında kalp ve damarlar, karaciğer, böbrek ve göz gibi pek çok organ ve sistemde de bulgular ortaya çıkıyor. Ayrıca sedef hastalarında obezite, metabolik sendrom, diyabet, bağırsak hastalığı ve kalp damar hastalıkları görülme oranının arttığı görüldü. Bazı hastaların sedefi sadece bir deri hastalığı gibi düşünüp tedavi istemediklerine şahit oluyorum. Uzun yıllar tedavi almayan hastalarda, derideki bu iltihabın, damarlarla diğer organlarda da bozukluklara yol açma durumu olduğu unutulmamalı.

Sedef hastalığı deride, üzeri sedefi renkte kepeklerle kaplı, hafif kabarık olan kızarıklıklarla seyreden, süreğen ve iltihaplı bir hastalıktır. Adını bu kızarıklıkların üzerindeki kepeklerin renginden alır. En sık gözlenen bölgeler, saçlı deri, diz, dirsek başta olmak üzere kol ve bacakların dış kısımları, kalça ve kuyruk sokumu olsa da tepeden tırnağa her yer tutulabilir. Kepekli kızarıklıklar dışında koltuk altı, kasık, meme altı ve göbek deliği gibi katlantı yerlerinde pişik benzeri bir görünüm ile ortaya çıkabilir. Hastaların yaklaşık yarısında ise tırnaklarda çukurcuklar, yağ damlası benzeri lekeler, tırnak altında boşalma ya da kalınlaşma şeklinde bulgular gözlenir. Az sayıdaki hastada ise el ve ayak tabanlarında daha nadiren de tüm vücutta yaygın içi irinli, küçük su kabarcıkları şeklinde görülebilir.

Kadın ve erkeklerde görülme oranı benzerdir. Çocuklarda yetişkinlere oranla daha az görülür. Genetik yatkınlığı olan kişilerde, fiziksel ve psikolojik travmalar, stres, enfeksiyonlar (çocuklarda özellikle beta mikrobu), ilaçlar, kalsiyum düşüklüğü gibi metabolik durumlar ve güneş yanığı gibi tetikleyici çevresel faktörler nedeniyle bağışıklık sisteminde ortaya çıkan bozukluklar sonucu ortaya çıkar. Kesinlikle bulaşıcı bir hastalık değildir, aile fertleri içerisinde birden fazla kişide görülmesi kalıtsal özelliği ve aile fertlerinin benzer çevresel tetikleyicilere sahip olması ile ilgilidir.

Hastalığın yaygınlık derecesine ve etkilenme durumlarına göre sürme ilaçları, ışık ve lazer tedavilerini, ağızdan alınan çeşitli iltihap önleyici ve bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçları kullanıyoruz. Ayrıca deri altına veya damardan uygulanan bağışıklık düzenleyici iğnelerden oluşan çeşitli tedavileri tek başına veya birlikte veriyoruz. Son yıllarda bağışıklık sistemimizi düzenleyen yeni nesil sedef iğneleri ile sedef hastalarında yıllarca süren tam veya tama yakın iyileşme elde edilebiliyor. Hastaların günlük aldıkları kalori miktarını azaltmalarını yani düşük kalorili beslenmelerini ve ideal kilolarını korumaları öneriliyor.  Mevsime uygun taze sebze ve meyve tüketimi, iyi yağlarla pişirilmiş sebze yemekleri, kırmızı et yerine mümkün olduğunca balığın tercih edilmesi yani vücuttaki iltihabı baskılama özelliği olan Akdeniz diyetini benimsemelerini ve sporu hayatlarına dahil etmelerini, ayrıca sigara ve alkolü bırakmaları tavsiye ediliyor.

© Copyright 2024

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.