Şapka - Aksesuarın Ötesinde
Hayatımızda giysilerimizin önemi büyük; fakat onları tamamlayan aksesuarlar olmadan bir anlamı kalmıyor. Bu aksesuarların en güçlülerinden biri olan şapka yüzyıllardır kadın erkek demeden dolabımızda yerini alıyor.
17.yüzyıldan itibaren İngiltere'de şapka, seri üretimle hızla yayılmaya ve 18.yüzyıl itibariyle sosyal statü göstergesi olarak bir aksesuardan öteye geçmeye başlamıştı. Uygarlığın sembolü kabul edilen şapka, kıyafetin tamamlayıcı parçalarından biri olarak da moda dünyasında 1920'lerden başlayarak, varlığını büyük değişimler geçirerek sürdürmektedir.
İngiltere’de 1950 itibariyle şapkasız dışarı çıkılmayan yıllardan sonra bile İngiliz Kraliyet düğünlerinde varlığındaki önemi hissettirmekte ki, düğün sonrası konukların şapkaları haberlere konu olmaktadır. Bir gösterge olarak kullanılan şapka türlerinden biri olan 'frig cap' Yunanistan ve Roma'da serbest bırakılan köleler tarafından kullanılırken, tüylü şapkalar ise her zaman ekonomik istikrar ve bir statüsü yüksek zümrenin sembolü olarak görüldü.
Şapkanın en önemli özelliklerinden biri de, yüzyıllardır insanoğlunu soğuktan ve sıcaktan korumasının ve aynı zamanda savaş yıllarında da koruma görevini yerine getirmesidir. 1.Dünya Savaşı başladığı zaman en ağır koşullar için her ülke kendine özgü şapkaları tasarladığında, kimileri çelikten hazırlanmış, kimileri de en kalın kumaşlar ve kürklerden yapılmıştır.
19.yüzyıla gelindiğinde kadınlar, şapkalara kurdeleler, çiçekler ve tüyler ekleyerek ona ayrı bir görev verdiler ve moda dünyasında yerini almasını sağladılar. Şapka modası sadece doğadan ilham almıyordu. Savaş yıllarından beri militer akımının etkisi devam etmekte ve bunu dönemin modasına yön veren 1959 yapımı Babette Goes to War filmi ile Brigitte Bardot, unutulmaz kullanımıyla hafızalara kazımıştı. Onun bu miğferli halinden etkilenen tasarımcılardan biri de John Galliano oldu.
Aynı dönemdeki filmlerden biri olan That Kind of Woman'da oynayan Sophia Lauren de XL şapkasıyla ekstra bir kadınsılık ve lüks katarak, 70'lerin modasına yön vermişti. Bu şapka ile kadınlar, yıllardır sofistike görünümü tamamlamada onu tercih ederek, zarif ve şıklığın anahtarını bulmuş oldular.
Kullandığı şapka ile tasarımcıların ilham kaynaklarından biri de Cybill Shepherd oldu ve yandan taktığı kasketi ile yakaladığı bohem duruş, Angela Missoniyi etkilemişti. Şapkanın bir aksesuar olarak yüze dikkati çekmek için oldukça fazla potansiyeli olduğunu A Place for Lovers filminde oynayan Faye Dunaway'den gözlerini kimse alamamıştı. Bu başına buyruk ve erkeksi bir duruşu simgeleyen asi ruhtan D&G, Moschino gibi deva markalar, etkilendiklerini koleksiyonlarında göstermişlerdi. Sherlock Holmes filmini ilham kaynağı olarak John Galliano ve Ralph Lauren, Sonbahar kreasyonlarında dedektif şapkalarına yer vermişlerdi.
Moda şovlarında fötr, chilote cap, ascot cap, akubra, chupalla, cloche, gastby, stetson, ushanka ve fes gibi şapka türleri, yıllardır varlıklarını türlü şekillerde sürdürmektedirler. Tasarımcıların onlara can vermesinin dışında dünyaca ünlü stil ikonları olan Anna Dello Russo, Lady Gaga, Daphne Guinness ve Sarrah Jessica Parker en uçuk tarzlarda şapkalarla karşımıza çıkmakta. Isabella Blow, hayatında şapkaya ayrı bir yer vererek onu kendisiyle bütünleştirdiğinde herkesin ilham kaynağı haline gelmişti. Onun taktığı şapkaları gören kim olursa olsun, kişiliği hakkında az da olsa bir fikre sahip olabiliyordu.
Giysilerin vazgeçilmez tamamlayıcalarından biri olan şapkayı, fantastik kreasyonlarla karşımıza çıkaran Stephan Jones, hayal dünyasını en başarılı şekilde aktaran tasarımcılardan biri.. Bu eşsiz tasarımcı kendine koleksiyon hazırlamasının yanında, dev markalar olan Jean Paul Gaultier, John Galliano, Christian Dior ve Marc Jacobs için özel tasarımlar hazırlayarak moda dünyasına iddialı bir hava katılmasını sağlıyor. Çarpıcı, yaratıcı ve romantik tasarımlarındaki şapkalara sanat eseri gözüyle bakarak bizi her seferinde şaşırtmaya devam etmekte.
2012-2013 Sonbahar/Kış koleksiyonlarına baktığımız zaman ise, şapkalara oldukça şaşırtıcı boyutlar ve çizgiler eklenmiş durumda. Marc Jacobs devasa boyuttaki kürk ve baterist çocuk şapkalarıyla, Burberry Prorsum kasketlere deri ve desen ayrıntılarla, Moschino ve Paul&joe fötr şapkada sonbahar renkleriyle, Dior Homme kasketlerde boyut ve renk ayrıntısıyla, Emperio Armani ise fötr şapkaya biraz boyut ekleyerek klasik görünümü sunarak, gelecek yılın trendlerinde şapkayı ön plana çıkardılar.
Charlie Chaplin’in melon şapkası ya da Frank Sinatra’nın fötr şapkası olsun, onları hatırladığımızda kafalarındaki küçük ama güçlü aksesuar olan ‘havalı şapka’, yıllar boyu söz sahibi olmaya devam edecek ve yaşamımızdaki en şık tamamlayıcı olarak yerini korumaya devam edecektir.
Yazı; Modazon.com / Elina Nikolayevna