Sanatın Her Yönü
Hayata farklı alanlardan bakmak, sürekli cümleler kurmak, fotoğraflar çekmek, hayatları, insanları ve oluşumları paylaşmak..
Bir fotoğrafçının daha bilinmeyenlerini çözümlüyoruz, hayatını yazarak, hayatına dahil oluyoruz. John Rankin Waddell moda, sanat ve edebiyat dünyasının son 20 yıldır en önemli isimlerinden biri. Fotoğrafçı, yönetmen ve yayıncı olarak çalışan Rankin, İngiliz asaleti ile yetişmiş bir "sanat aşığı" olarak adlandırılabilir.
Hızlı tüketm çağında olduğumuz dönemde Waddell gelişen teknolojiden hiç şikayetçi olan bir sanatçı değil. Aksine gelişen şartlardan oldukça memnun, büyük ekiplerin, ellerindeki şimdiki standartlarda dünyanın bir ucuna anında ulaşabilmelerine hayranlıkla bakıyor. Rankin, bir röportajında, 20 yıl önce fotoğraf çekmeye başladığında ilk makinayı aldığında heyecanlandığını dile getiriyor ve sözlerine devam ediyor; "Eskiden analog makinmakinelerle fotoğraf çekerken, tek söz sahibi siz olurdunuz. Sizden başka kimse sizin gördüğünüzü göremezdi çünkü o lensten sadece siz bakardınız. Oysa dijital makinede çektiğiniz fotoğraf ekrana yansıyor, ekibiniz anında görüyor. Herkesin sürecin bir parçası ve kendini değerli hissediyor.Bu nedenle bence dijital harika bir şey. Fotoğrafçılığın aldığı yolu seviyorum. Son derece pasif bir şeyden, bugün insanları içine alan bir performans sanatına dönüştü".
Kitleleri etkileyen sanat akımları eski çağlardan itibaren edebiyat ve resim sayesinde insanları etkilemeye başlıyor, hayatımıza internetin ve teknoljinin girmesi ile birlikte fraklı sanat dallarında çalışmalar yapar hale geliyoruz. Fotoğraf konusunda uzmanlaşan Waddell aynı zamanda bir yazar ve yönetmen olması ile birlikte fotoğraf konusunda tam teşekküllü bir birey olarak kabul edilebilir. Küçüklüğünden itibaren aldığı eğitimlerin başında resim sanatının geldiği bilinen fotoğrafçıya sanatın farklı alanları ile ilgilendiği için, nasıl hitap edilmeli?. Bu soru akıllarda bir muallak olarak kalıyor ancak, sanatçı kitleleri etkilemeye devam ediyor.
Moda fotoğrafçılığı konusunda çalışmalar yapan Waddell, 1991 yılında Jefferson Hack ile birlikte alternatif tarzı ile takip ettiğiniz Dazed & Confused dergisinin kuruculuğunu yapıyor. Dazed & Confused dergisi için yazarlık yapan, dünya moda haftalarını takip eden, dijital ortamda çizimler yapan ve kompozisyon kaynalklı fotoğraf çekimleri yapan Waddell, fotoğrafın bir fanteziden ibaret olduğunu savunan bir yetenek. "Bir kişinin en doğal haliyle çekildiğini düşündüğünüz bir portre fotoğrafı bile, onun gerçek halini yansıtmaz" diyen sanatçı, bu zamana kadar çalışmış olduğu hiçbir kişinin gerçek hayatındaki hali ile fotoğraflanmadığını ve bundan sonrada fotoğraflanamayacağını da vurguluyor. İki insan arasına giren objektif ne kadar doğal olsa da fotoğrafa yansıyacak kişinin kişilik, mimik ve duygularını hareket edemediği için yansıtamıyor, bu sebeple olacak ki, Waddell'e göre fotoğraflanan kişinin aslında fotoğrafta ne kadar doğal gözükürse gözüksün, "en doğal" hali objektife yansıyamıyor.
John Rankin Waddell'i Dazed & Confused ve diğer çalışmalarının haricinde aslında dünya genelinde sanatseverler, "ünlü" insanlarla yaptığı fotoğraf çekimleri sayesinde tanıyor. Fotoğrafladığı insanlar arasında Kraliçe Elizabeth, David Bowie, Madonna, Prens Williams ve daha birçok "ikonik" isim mevcut. Ancak, Waddell bu "ikon" isimleri kendi dikkatini çektiği için fotoğrafladığını dile getiriyor. Uzun yıllar topluluklara ulaşabilmek için herkesin fotoğraflarını çekmek yerine "belirli" isimlerin fotoğraflarını çekerek kendisine bir yol çiziyor ve ne olursa olsun bu yoldan dışarı çıkmıyor. Düşünceleri ve belirli kriteleri sayesinde dünyanın en çok konuşulan, tanınan ve "ikonları" fotoğraflayan fotoğrafçısı oluyor. Fotoğrafladığı ünlüler ile samimi, rahat bir ilişki kurarak, haklarında yazılar kaleme alıyor, belgesel ya da filmlerine konuk ediyor, hayatlarına dahil oluyor ve bu insanlarla hayatında önemli bir bağ kuruyor. Bu aşamada 2000 yılında piyasaya çıkan Celebritation adlı kitabında kameranın önünde geçen ünlü isimleri, geleneksel ve alışılmış kalıpların dışına çıkararak fotoğraflıyor ve sonuçları ne olursa olsun kitabın yayınını yapıyor. Sonrasında kendisine tepki şle yaklaşan çok dostu olsa da Waddell aslında bildiği işi yaptığı için fotoğraflanan kimse olayın boyutunu büyütmüyor.
Sanatçı 2009 yılında Londra'da başlattığı "Rankin Live" projesi ile birlikte geçtiğimiz yıl New York'ta Milk Stüdyoları'nda beş gün boyunca "sıradan" insanları fotoğraflayarak, 20 dakika içinde bu insanlarında sergi salonlarında portre fotoğraflarının sergilenerek kendilerini "ikon" olarak hissetmelerini sağlıyor elbette şart olan birşey var o da, Waddell objektifine verdiğiniz pozun aslında doğala en yakın olması. New York, Los Angeles'ta yapılan sergi gelecek bir dönemde Çin'de de hayata geçirilecek. 2012 yılında ise Waddell'in Almanya'da bir etkinlik yapma planının mevcut olduğunu okuduğumuz sanatçının çalışmasını ve dünya geneline yayılmasını sabırsızlıkla bekliyoruz.
Sanat hayatını fotoğrafla besleyerek, yazılar yayınlayan, filmler çekerek yönetmenlik yapan Waddell'in objektifine gelecek yıllarda kimlerin konu olacağını beklerken, dünya üzerinde yeteneklerini sergileyen sanatçıların "bildiklerini okudukları" gerçeğine yüz çevirmeden geçemiyoruz!..
Yazı; Modazon.com / İlknur Şener