SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Peruk, kaynak ve çıtçıtın karanlık yüzü! Taraktan, giderden toplanıp 80 saatte çözülüyor

Pek çok ünlüde görüp hayran kaldığımız peruk, kaynak, çıtçıt ve postiş gibi saç aksesuarları çok şık ve parlak görüntüsüyle göz kamaştırsa da ne yazık ki birçoğu taraklardan, giderlerden toplanan kıl yumakları olarak hayata başlıyor. Peki bu saçların sahip oldukları ülkelerdeki hikâyesi ne? Hangi işlemlerden geçiyorlar? 7 gün 24 saat sizinle birlikte olan saçınız aslında kime ait? İşte cevapları.

|

Derleyen: Betül Topaklı / Milliyet.com.tr - Cildimiz ve vücudumuz kadar dış görünümümüzü etkileyen en önemli unsurlardan biri de saçlarımız. Bakımlı saçlar, kendimizi iyi hissetmemizi sağlarken; renginden, boyundan ya da dolgunluğundan memnun olmadığımız saçlar mutsuz olmamıza neden olabiliyor. Saçından şikâyet edenlerin imdadına ise peruk, örgü, kaynak, çıtçıt gibi farklı renk ve boylardaki saç alternatifleri yetişiyor. Ancak görüntüsüyle göz kamaştıran ve pek çok ünlüde görüp hayran kaldığımız bu saçların son aşamaya gelene kadar geçtiği süreçler akıllara durgunluk veriyor.

Peruk, kaynak, çıtçıt, postiş tercih edenlerin sayısının artmasıyla birlikte saç sektörü de her geçen gün büyüyor. Söz konusu bu aksesuarlardan birini kullanmak için saç araştırması yapanlar Hint saçının doğal bir parlaklığa sahip olduğunu, Brezilya saçının dolgun göründüğünü, Çin saçının en kaba saç olduğunu, Filipin saçının ise Çin saçına benzediğini fakat daha parlak bir dokuya sahip olduğunu biliyor. Peki bu saçların sahip oldukları ülkelerdeki hikâyesi ne? Hangi işlemlerden geçiyor? 7 gün 24 saat sizinle birlikte olan saçınız aslında kime ait?

Günümüzde güzellik amaçlı kullanılan peruğun geçmişi çok eskilere dayanıyor. Söz konusu bu saç aksesuarı için 1800’lü yılların Fransa’sında köylü kadınlar, zavallı bir koyun gibi kırpılmak zorunda bırakılıyordu. 1900’lü yılların başında satılan saçlar da Çin’deki kanalizasyonlardan ve cesetlerden geliyordu. Peki kötü bir geçmişe sahip olan saç sektöründe günümüzde durum ne? Durumun her geçen iyi gittiğini söylemek isterdik ama  sektörün mutlaka öğrenmek isteyeceğiniz karanlık tarafları var.

ÇİN’DEN GELEN SAÇLAR MİDE BULANDIRICI

Özellikle Çin’den gelen saçların (ki piyasaya sürülen saçların büyük kısmı Çin’den geliyor) hikâyesini öğrendikten sonra kafanızda hangi saç aksesuarı varsa hemen çıkarıp atmak isteyeceğinizden eminiz. Çünkü Çinli kadınlar, taraklarından çıkan ya da banyo giderinde biriken saç yumaklarını biriktiriyor ve köylülerle seyyar satıcılara satıyor. Saçların bazıları ise sokaklardan toplanıyor ve ne yazık ki pisliklere ya da plastiklere karışmış oluyor. Bu taraktan çıkan atıkların çözülmesi, sınıflandırılması ve işlenmesiyle ilgili koca bir prosedür uygulanıyor.

1,5 KİLO SAÇ 80 SAATTE ÇÖZÜLÜYOR

Tüccardan tüccara aktarılan söz konusu bu saçlar; Bangladeş ve Hindistan gibi ücretlerin düşük olduğu ama insanların çalışmaya ihtiyaç duyduğu Myanmar’ın bazı bölgelerindeki saç çözme atölyelerine götürülüyor. Onlarca kadın, yerde oturup diğer insanlardan gelen kıl yumaklarını çözmekle uğraşıyor. Çözülen saçlar, uzunluklarına ve renklerine göre demetlere ayrılıyor. O kadar emek gerektiriyor ki 1,5 kilogram saçın çözülmesi yaklaşık 80 saat sürüyor.


İşleme aşamasına gelen saçlara kimyasal banyo gerekiyor. Çünkü saçın dış katmanı olan katikül, içler acısı hale geliyor.  Katikül, balık pulları gibi hepsi aynı yöne bakan pullara sahip fakat tarak atıklarında saçlar birbirine karıştığı için saçların iyice dolaşmasına ve düğümlenmesine neden oluyor. Kimyasal banyolar ise bu katikülü çıkarıyor. Banyo sırasında işlevini kaybeden saçın kalitesi de bir hayli düşüyor.

HİNDİSTAN’DA 'TANRIYA ADANAN SAÇLAR'

Saç sektörünün önemli bir parçası da Hindu tapınakları. Bunun nedeni, her yıl milyonlarca dindar insanın, tapınakları ziyaret ederek saçlarını tanrılara adak olarak tıraş etmesi. Söz konusu bu durum da tapınak için yılda 7 milyon dolardan fazla bir gelir elde edilmesini sağlıyor. Böylece devamlı olarak ucuz ve kaliteli saç tedariği de sağlanmış oluyor. Yani tam anlamıyla iki tarafın da kazançlı çıktığı bir durum ortaya çıkıyor.

VİETNAMLI KADINLAR SÖMÜRÜLÜYOR

Saç sektörü konusunda sömürünün en çok olduğu ülke ise Vietnam. Kadınlar, çok az para karşılığında saçlarını satmak zorunda kalıyor. Hatta ülkede dolandırıcılık hat safhada olduğu için bazen saçlarını verip paralarını bile alamıyorlar. Vietnam’da bulunan Dan adındaki bir adam, bu sahtekârlık ve sömürü odaklı sektörü dönüştürmek için harekete geçti ve uzun saçlı olmanın hâlâ önemli bir kadınlık göstergesi olarak görüldüğü kırsal bölgelere odaklandı. Burada kadınlar güzel ve uzun saçlarını Dan’e satıyor ve en az 1 ay boyunca ev geçindirecek kadar gelir elde edebiliyor.


Sahip olduğu ince dokusu, renk çeşitliliği ve daha az bulunması nedeniyle en değerli saç Avrupa’ya ait. Bu saçların çoğu Rusya, Romanya veya Ukrayna gibi Doğu Avrupa ülkelerinden geliyor. Pazarın tepe noktasında ise hiç kimyasal işlem görmemiş ‘bakire’ saç ve doğrudan bir donörden kesilmiş veya traş edilmiş "Remy-doğrudan bir donörden kesilen veya tıraş edilen" saçlar yer alıyor.

100 GRAM DOĞAL SAÇ MİNİMUM 500 LİRA

Çin olsun ya da olmasın, pek çok şık ve parlak saç; taraklardan ve giderlerden toplanan kıl yumakları olarak hayata başlıyor. Saçların arka planında yaşananlar tam anlamıyla bu kadar da olmaz dedirtiyor. Çünkü görünmeyen tarafta tam anlamıyla kadın emeği, sömürüsü ya da mecburiyeti yatıyor. Modern dünyada görsel anlamda sürekli değişen trendler saç sektörünün hız kesmeden büyümesine neden oluyor.

Sektöründe gerçek saçlar kadar yapay saçlar da bulunuyor. Türkiye'de peruk dükkanlarından alınan 100 liralık peruklar ya da takma saçlar sentetikken, 'Remy' doğal saçların 100 gramına minimum 500 lira civarı ödemeniz gerekiyor. Söz konusu saçın ise gerçekten de doğal olup olmadığına inanmak ise kişiden kişiye değişiyor.

© Copyright 2024

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.