SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Paris 2012 Sonbahar Couture Haftası vol.2

Sezonun o haftası yine rüzgar gibi geçti! Kırmızı halıda görüp bayıldığımız tasarımların sergilendiği Haute Couture Sonbahar/Kış 2012 Moda Haftası geçtiğimiz hafta Paris’te düzenlendi. Biz seçtiğimiz koleksiyonları sizlerle paylaşmaya devam ederken, siz de kırmızı halılarda hangi tasarımı hangi ünlünün üzerinde göreceğimizi tahmin etmeye çalışın. Kolay gelsin!

|

İlk olarak, sizleri Giambattista Valli’nin “Gizli Bahçe”sine davet ediyoruz. Koleksiyonu anlatmaya başlamadan önce, Valli’nin Couture haftalarında yalnızca üçüncü kez boy gösterdiğinin altını çizmek gerek. Kullandığı renklere ve floral desenli kumaşlara bakılacak olursa, tasarımcının doğadan ilham aldığı apaçık ortada. Fakat, “tabiat ana” esintilerini daha da ön plana çıkarabilmek için defile sunumunda modellerin yüzlerinde kullanılan ağların ve kelebeklerin, koleksiyonu Haute Couture havasından dışarı taşırdığını savunanların eleştiri okları tasarımcıyı vurdu bile. Defiledeki 50’ler havası da, Valli’nin “parti kızı” konseptinden artık uzaklaştığının kanıtı! Koleksiyonda kilit rol oynayan detayların; tasarımlara geleneksel bir hava katan ve boğarcasına saran hacimli boyunlar, işlemeli kabarık omuzlar ve katlı peplumlar olduğunu söyleyebiliriz. Söz konusu “baskı” olunca ne kadar yaratıcı olabileceğini gösteren Giambattista Valli’nin, ilerleyen yıllarda -göz ardı edilebilecek olumsuzluklara rağmen- Haute Couture moda haftalarında daha çok beğeni toplayacağına eminiz.

Giorgio Armani’nin Armani Privé için hazırladığı Haute Couture sonbahar/kış 2012 koleksiyonu moda severlere sunuldu. Romantik bir koleksiyonla beğenileri toplayan Armani, alışagelmiş Couture koleksiyonlarının aksine gündüzden geceye giyilebilecek geniş tasarım yelpazesiyle karşımıza çıkıyor. Soluk pembelerin, bebek mavilerinin, kremlerin ve grilerin hakim olduğu koleksiyonun sunumunda kullanılan Philip Treacy tasarımı şapkalar da adeta tasarımları tamamlıyor. Geniş paçalı, bol pantolonların baş rolü kaptığı parçalar arasında kadife kumaşlar Armani’nin gözdesi olmuşa benziyor. Fakat, parıltılı kısa ceketlerin kombinlere kattığı havayı da kesinlikle göz ardı etmemek gerekiyor. Uzun elbiseler içinse; kırmızı halıda hangi yıldızların üzerinde göreceğimizi şimdiden tahmin etmeye başladık bile. Peki ya sizler?

Givenchy çatısı altında Haute Couture sonbahar/kış 2012 koleksiyonunu görücüye çıkartan Riccardo Tisci için, tasarımlarını görür görmez kendisine ait olduğunu artık rahatlıkla anlayabildiğimizi söyleyebiliriz. Kişiye özel tasarımları sokak tarzıyla birleştiren Tisci, bir yandan Hubert de Givenchy’nin moda evinin başında olduğu 60’lardan esinlenirken bir yandan da son zamanlarda özellikle Kuzey İtalya’da esen –ki kendisi bir İtalyan- “gypsy” rüzgarına kapılmışa benziyor. Mozaik desenlerin ve saçakların sıkça kullanıldığı koleksiyon; uzun kadife tulumlardan, kaşmir eteklerden ve bol işlemeli gece elbiselerinden oluşuyor. Yedi yıllık emeğinin ardından Tisci’nin Givenchy’si olarak anılan marka, bu yolda daha uzun süre ilerleyeceğe benziyor.

Jean Paul Gaultier, son Couture defilesiyle izleyenlere adeta şov yapmışa benziyor. 19. yüzyılda yaşamış bir şair olan Alfred de Musset’in erkek kıyafetleri giyen bir kadına aşkını konu alan “Confession of a Child of the Century” adlı çalışmasından ilham alan Gaultier, dolayısıyla maskülen bir koleksiyonla karşımıza çıkıyor. Erkek modelleri de defileye çıkartarak izleyenlere sürpriz yapan tasarımcı –ki bu sürprizin 90 dakikalık gecikmeyi unutturduğunu pek sanmıyoruz-, bu defilesiyle moda şovlarının ustası olduğunu bir kez daha gösteriyor. Moda severlerin onu ilerde “abartı dahisi” diye anacağına şüphemiz yok.

Son olarak, bizim de favorimiz olan Elie Saab Couture koleksiyonunu sizlerle paylaşıyoruz. Şovuna “Constantinople’s Wake”, yani “Bizans’ın uyanışı” ismini veren Elie Saab’ın tasarımlarının ilham kaynağının biz Türklere de dokunduğunu görüyoruz. Şu zamana kadarki en “sempatik” şovlarından birini gerçekleştiren tasarımcı, parçalarının hepsinde yine binlerce, hatta belki milyonlarca pul, boncuk ve kristal kullanıyor. Bol işlemeli detaylarıyla her zaman moda severlerin gönüllerini fethetmeyi bilen Elie Saab, bu koleksiyonunda pembe, mavi ve toprak tonlarına yer veriyor. Etek boylarının genelde yerlere kadar uzandığı parçalardaki yırtmaç boyları, tasarımların masalsılığını kaybettirmeden kalça hizasına kadar çıkıyor. Kesim tekniklerinde genelde çok zora kaçmayan Elie Saab, kumaş yaratma konusundaki ustalığını dantel ve payetleri de kullanarak bir kez daha gözler önüne seriyor. Tasarımlarını altın detaylarla daha da süsleyen Saab’ın, bir imparatorluk ihtişamından ilham alarak yarattığı 46 parçanın hepsinden adeta asalet akıyor diyebiliriz. Şovun kapanışını gelinlikle yapan tasarımcının diğer parçalarının kırmızı halıda fazlasıyla giyileceğinden biz eminiz. İlk Elie Saab tasarımını kimin üstünde göreceğiz dersiniz?

© Copyright 2024

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.