Pankreas kanseri gençlerde yaygınlaşıyor
Erken teşhisi pek mümkün olmayan pankreas kanseri, son yıllarda obezitenin yaygınlaşması nedeniyle genç yaşlarda da ortaya çıkabiliyor
Didem Seymen - Vücudumuzda yaprak şeklinde yer alan pankreas, yağ ve karbonhidratların sindirimi için gerekli olan enzimleri sağlıyor, kandaki şeker seviyesini düzenliyor. Günümüzde sağlıksız yaşam alışkanlıkları, hareketsizlik, sigara ve alkol kullanımı gibi etkenlerle pankreastaki sağlıklı hücreler kontrolden çıkıp hızla çoğalarak pankreas kanserine yol açıyor. Uzmanlar, son yıllarda görülme sıklığı artan pankreas kanserinin sinsice, hiçbir belirti vermeden ilerlediği, ileri evrelerde ise karın ağrısı, bulantı, hazımsızlık ve bel ağrısı gibi şikayetlerle kendini gösterdiğini belirtiyor. Tarama programının da bulunmaması nedeniyle hastalığın erken teşhisi pek mümkün olmuyor. Pankreas kanseri genellikle ileri yaşta görülmekle birlikte son yıllarda sağlıksız yaşam alışkanlıklarının ve obezitenin yaygınlaşması nedeniyle genç yaşlarda da ortaya çıkabiliyor.
Acıbadem Üniversitesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Güralp Onur Ceyhan, bu sinsi hastalığa karşı toplumsal farkındalık yaratılması amacıyla Pankreas kanseri hakkında bilinmesi gereken noktaları anlattı, önerilerde bulundu…
Sinsice ilerliyor
Son yıllarda giderek yaygınlaşan pankreas kanseri, günümüzde en çok ölüme neden olan 4. kanser türü olarak dikkat çekerken, 2030 yılında 2. sıraya çıkması bekleniyor. Pankreas kanserinin genellikle belirti vermeden ilerlediğini, bu nedenle hastaların hekime çoğunlukla metastaz yapmış olarak geldiğini belirten Prof. Ceyhan “Toplumda hastalığın genellikle şiddetli ağrıya yol açtığı düşünülüyor. Oysa bu sinsi hastalık sanılanın aksine ağrı olmadan gelişebiliyor. Yapılan çalışmalar da her iki hastadan birinde ağrıya yol açmadığını gösteriyor. Ancak ileri evrelerde bel ağrısıyla karıştırılabilen sırt ağrısı veya karında şişkinlik, karın ağrısı, hazımsızlık gibi şikayetlerle kendini gösteriyor. Ağrı şikayeti genellikle tümörün çevresindeki damarların üstünde bulunan sinirlere baskı yaparak onları zedelediği durumlarda gelişiyor. Sarılık tanısı konulan hastalarda da pankreas kanserini erken veya geç evrelerde görüyoruz” diyor.
Akdeniz diyetiyle beslenin
Günümüzde sebze ve meyveden yoksun, kırmızı et ağırlıklı, aşırı yağlı beslenme, sigara ve alkol kullanımı, hareketsizlik ve obezitenin pankreas kanserini tetiklediğini vurgulayan Prof. Ceyhan, bu nedenle aşırı kiloların sağlıklı şekilde verilerek ideal kiloya ulaşılmasının, düzenli egzersizin, sağlıklı beslenmenin ve lifli gıdalar tüketmenin, Batı tipi beslenme yerine Akdeniz diyeti uygulanmasının, sigara ve alkolden uzak durulmasının çok önemli olduğunu söylüyor.
Pankreas kanserinin tedavisinde son yıllarda çok önemli ilerlemeler kaydedildi. Geçmişte hiçbir şekilde tedavi verilemeyeceği, ameliyat edilemeyeceği düşünülen hastalar şu an tedavi edilip ameliyat olabiliyor. Bunlar genelde damarları sarmış olan pankreas kanserleri oluyor ve çok sık görülüyor. Geçmişte hastalara sadece kemoterapi veriliyor hastalıktan kurtulma imkanı sağlanamıyordu. Ama artık kemoterapi ve radyoterapi ile beraber hekimlerin elinde çok ciddi ajanlar ve efektif silahlar var. Böylece multidisipliner bir ekibin ortak çalışmasıyla tümör kontrol altında tutulup damarı çok sarmış ve ‘ameliyat edilemez’ denilen hastalar bile ameliyat edilebiliyor. Hastaların sağkalımları da sanki damarları sarmamış gibi uzayabiliyor. Yani artık pankreas kanseri eşittir ölüm anlamına gelmiyor” diyor.
Pankreas kanseri için günümüzde ne yazık ki tarama programı olmadığını, bu nedenle erken teşhis imkanının çok bulunmadığını söyleyen Prof. Dr. Güralp Onur Ceyhan, eskiden sadece ileri yaşlarda görülen bir hastalık olan pankreas kanserinin son yıllarda sağlıksız yaşam alışkanlıkları nedeniyle gençlerde de ortaya çıktığını belirtiyor. Ailesinde genç yaşta pankreas kanseri olanların da daha fazla risk taşıdığını, sağlıklı yaşam tarzı benimsenmesinin kritik öneme sahip olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Güralp Onur Ceyhan “Aynı zamanda Türkiye’de akraba evlilikleri yoğun olduğu için maalesef Avrupadan daha fazla ailesel genetik pankreas kanseri ile karşı karşıya kalıyoruz ve böylece hastalar çok daha erken yaşlarda bu hastalığa kapılıyorlar” diyor.
Aniden diyabet hastalığı ortaya çıkarsa…
Herhangi bir sağlık sorunu olmayan, o ana kadar diyabet öyküsü olmayan kişilerin bir anda diyabet tanısı alması akla pankreas kanserini de getirmelidir. Bu nedenle hiç zaman kaybetmeden pankreas kanserinin tanısına yönelik tetkikler mutlaka yapılmalıdır. Ancak pankreas kanserinin her zaman diyabete yol açtığı şeklindeki inanışlar veya her uzun vadeli diyabet hastasının yüksek risk taşıdığı doğru değildir.
Her pankreas tümörü kanser değildir
“Pankreas; hem iç (hormon), hem dış (sindirim enzimleri) salgı özelliği olan bir organ” diyen Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Mert Erkan; “Sayı olarak en çok bulunan ve dış salgıları üreten hücreler organın büyük bölümünü oluştursalar da pankreas kanserlerinin sadece yüzde 1’ine neden olurlar ve iyi seyirlidirler. Dolayısıyla her pankreas kanseri ölümcül olmadığı gibi, nöroendokrin tümörler gibi lezyonların bir kısmı da kanser değildir” diyor.
Diş eti hastalığı pankreas kanserinin sinyali olabilir
Araştırmalar, ağzında yüksek oranda bakteri bulunan kişilerde pankreas kanseri görülme oranının daha yüksek olduğunu gösterdi. Diş Hekimi Pertev Kökdemir; “Yapılan araştırmalar, kanserden sonra diş eti hastalığı oluşumundan ziyade, diş eti hastalığı olanlarda pankreas kanseri riskinin daha fazla olduğunu gösteriyor. Elbette diş eti hastalığı olan herkes pankreas kanseri olacak diye bir şey yok ama uzun süredir geçmeyen diş eti iltihabı varsa, kontrole gitmek erken teşhis için faydalı olabilir” diyor.