'Öteki Türkiye'de kadınlar mağdur
Ev işleri, çocuk ve yaşlı bakımının asli görev olarak görülmesi ile iş sürekliliğinin olmaması, en düşük ücretlerle en uzun çalışma saatleri, sendikasızlık ve terfi edememe sorunlarının kadın istihdamını düşürdüğü belirtildi.
CHP'nin, "Öteki Türkiye" raporunda, ev işleri, çocuk ve yaşlı bakımının asli görev olarak görülmesi ile iş sürekliliğinin olmaması, en düşük ücretlerle en uzun çalışma saatleri, sendikasızlık ve terfi edememe sorunlarının kadın istihdamını düşürdüğü belirtildi
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin'in koordinasyonunda hazırlanan "Öteki Türkiye" başlıklı raporda, Türkiye genelinde işçiler, çocuk ve kadınlar ile Suriye'den Türkiye'ye sığınanların durumlarına ilişkin çeşitli veriler ve değerlendirmeler yer aldı.
Raporun, kadın sorunlarına ilişkin bölümünde Türkiye'nin kadın erkek fırsat eşitliği bağlamında ideal seviyeye hiçbir zaman ulaşamadığı, son 10 yılda ise ilerleme kaydedilemediği ifade edildi.
Kadın Adayları Destekleme Derneğinin (KADER) 2012-2013 yılı araştırmasına göre 2 bin 924 belediye başkandan 26'sının, 34 bin 210 muhtardan 65'inin, 81 validen 1'inin, 103 rektörden 5'inin, 185 büyükelçiden 21'inin kadın olduğu, 26 müsteşar arasında ise hiç kadın bulunmadığı tespiti raporda yer aldı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından hazırlanan istatistiklerde, kadının iş gücüne katılım oranlarında da düşüş görüldüğünün ifade edildiği raporda, "2004'ten bugüne, iş gücü bağlamında, aktif olmayan kadın sayısı yaklaşık 800 bin artarak 19,5 milyon seviyesine kadar ulaşmıştır. Bu artışın sebepleri; kadınların asli görevleri olarak görülen ev işleri, çocuk ve yaşlı bakımı, iş sürekliliğinin olmaması, en düşük ücretlerle en uzun çalışma saatleri, sendikasızlık ve terfi edememe sorunları" denildi.
Ekonomik büyümenin doğal sonucu olarak kadınların iş gücüne katılımında artış olması beklendiği, ancak bunun tam tersi bir durumun söz konusu olduğu ifade edilen raporda, iktidarın politikalar sonucu, kayıt dışı istihdamın doğallaştığı, başta ev işçiliği sektörü olmak üzere, tüm sektörlerde cinsiyetçi emek sömürüsünün yaygınlaştığı değerlendirmesi yer aldı.
"Ev işçileri"
Raporda, şu tespitler yer aldı: "İş gücüne katılım gösteren kadınların çoğu, güvencesiz ve kayıtsız olarak çalıştırılan ev işçileridir. Hizmetçi, aşçı, garson, temizlikçi, bahçıvan, kapıcı, bebek bakıcısı ve sekreter olarak çalışanlarda ev işçileri kapsamında değerlendirilmektedir. TÜİK tarafından ev işçilerinin sayısı yaklaşık 150 bin olarak verilmiş olsa da, birçok sivil toplum kuruluşu bu rakamların gerçeği yansıtmadığında hemfikirdir. Ev işçiliği sektörünün en temel sorunu sosyal güvencesizliktir."
Kadın cinayetleri
Raporda, toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin Türkiye'de giderek normalleştiği, şiddet, tecavüz, cinayet, taciz, sömürü, ücrette eşitsizlik gibi konularda tepkisizliğin büyüdüğü ifade edildi. "Bu nedenle, Türkiye'de kadın cinayetleri son on yılda yüzde bin 400 artış göstermiştir" denilen raporda, bu konuda daha çok hukuk ekseninde çözümler üretilmeye çalışıldığı, ancak, alınan tedbirler ve ağırlaştırılan cezaların, sorunu çözmeye yeterli olmadığı belirtildi.
2012'de kabul edilen Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'un olumlu bir gelişme olduğu, ancak kanunun yürürlüğe girmesinden bu yana 162 kadının cinayete kurban gittiğinin aktarıldığı raporda, kadın cinayetlerinin artmasının nedenleri arasında gelir dağılımındaki eşitsizlikten kaynaklı ekonomik bunalımlar ve kadına yüklenen ikincil rol olduğu belirtildi.