SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Önce yazdı sonra yaşadı! 'Küçük Prens'in babasının unutulmaz vedası

Sarı saçları, yeşil elbisesi ve yıldız yakalayan oltasıyla sevimli mi sevimli bir prens düşünün. Gözünüzün önüne gelen kişiyi tahmin etmek hiç de zor değil. 'Küçük Prens' milyonlarca insanın gönlünde ve hayatında yer edinmeye devam ediyor. Peki sizce nasıl bir yazarın kaleminden dökülmüştür böylesine özel bir kahraman? Kısacık yaşamı ve trajik ölümüyle herkesin kalbini acıtan 'Küçük Prens'in babası Antoine de Saint-Exupéry’nin hikâyesi sizlerle...

|

Yayımlanmasının üzerinden tam 80 yıl geçen ünlü 'Küçük Prens’ kitabının aslında yazarıyla bütünleşmiş bir hikâyesi olduğunu biliyor muydunuz? Fransız pilot, yazar ve şair Antoine de Saint-Exupéry, kitabın ikinci bölümündeki hikâyeyi yazarken henüz yazdıklarının başına geleceğini bilmiyordu. Asıl mesleği yazarlık olan Exupéry’nin hikâyesinde uçak kazası geçiren birilerinden bahsediliyordu. Hikâyedeki adamın uçağı motor arızası vermiş ve uçak sahra çölüne düşmüştü. Kitapta o 'can alıcı' bölümden şöyle bahsediliyordu, "İşte böyle. Çevremde gerçek sohbetler yapabileceğim hiç kimse olmadan, tek başıma yaşadım. Ta ki altı yıl önce Sahra Çölü'nde uçağım kaza yapıncaya dek. Motorum arızalanmıştı. Yanımda ne bir teknisyen ne de bir yolcu olmadığı için onu kendim tamir etmek zorundaydım. Bu işin güç olacağını biliyor ama sonunda başaracağımı umuyordum. Bu bir ölüm kalım meselesiydi."


44 yaşında ortadan kayboldu

Bağımlılık yaratan uçma telaşı ve kendi yol arkadaşlarına hizmet etme inancı, yazar ve hevesli havacı Antoine de Saint-Exupéry'yi, 1944 yazında ortadan kaybolmasından önce hayatının neredeyse her aşamasına iten şeydi. 29 Haziran 1900'de Lyon'da doğan yazar, henüz 44 yaşında kayıplara karışmıştı. Antoine Saint-Exupéry'nin en popüler edebi eseri olan 'Küçük Prens', 1943 yılında Fransızca ve İngilizce olarak yayımlandı. Kitabın ikinci bölümünde bir pilotun arıza yapan uçağıyla ortadan kaybolması anlatılıyordu. Hikâyenin yayımlanmasının üzerinden bir yıl ya geçmiş ya geçmemişti, 31 Temmuz 1944'te bir restoranda arkadaşlarıyla yemek yedikten ve neşeyle kart oyunları oynayıp komik hikâyeler anlattıktan sonra 'onaylanmış' bir göreve başladı: Yazar bir daha hiç görülmedi...


Olaydan önce psikolojisi iyi değildi

Saint-Exupéry'nin pek hoşlanmadığı Fransız General Charles de Gaulle, yazar-pilotun Almanya'yı desteklediğini açıkça ima etmişti. Yazar da bunun üzerine büyük bir bunalıma girmişti. Fiziksel ve zihinsel sağlığı günden güne kötüleşiyordu. Saint-Exupéry'nin depresyona girdiği konuşuluyor ve hatta ceza alması dahi tartışılıyordu.

Saint-Exupéry, kısa bir süre sonra yalnızca beş görevde uçması şartıyla eski filosuna iade edilmiş olmasına rağmen, 31 Temmuz 1944'te silahsız bir P-38 ile Korsika uçağıyla bir hava üssünden dokuzuncu keşif görevine çıktı. Filodakilerin uyarılarına rağmen geri dönmedi ve iz bırakmadan ortadan kayboldu. Ortadan kaybolduğu haberi kısa sürede edebiyat dünyasına yayıldı ve ardından uluslararası basın kuruluşlarında manşetlere taşındı.


Uçaklar onu pek sevmiyordu

Eylül 1998'de, Marsilya'nın güneyindeki Riou Adası'nın doğusunda bir balıkçı, Saint-Exupéry, eşi Consuelo ve ABD'li yayıncısı Reynal & Hitchcock'un adlarını taşıyan gümüş bir künye buldu. Künye muhtemelen uçuş kıyafetinden alınmış bir kumaş parçasına bağlanmıştı. Keşfin duyurusu, Saint-Exupéry'nin ulusal bir simge olduğu Fransa'da duygusal bir etki yaratmıştı. Bazıları rotadan epey uzakta bulunması nedeniyle uçağın düşürülmemiş olabileceğini iddia etti.

'İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir'

Mayıs 2000'de bir dalgıç, bileziğin bulunduğu yerin yakınında, Marsilya kıyısı açıklarında batmış bir Lockheed P-38 Lightning'in enkazını buldu. Bu keşif, onlarca yıldır uçağını arayan ve Saint-Exupéry'nin kaderi hakkında spekülasyon yapılan ülkeyi harekete geçirmişti. Fransız hükümeti tarafından iki yıllık bir gecikmenin ardından uçağın kalıntıları Ekim 2003'te kurtarıldı. 2004 yılına gelindiğinde Fransız Sualtı Arkeolojisi Dairesi'nden Fransız yetkililer ve araştırmacılar, uçağın Enkaz Saint-Exupéry'nin uçağına ait olduğunu da doğruladı. İlginç olan tek şey bu değildi. Kariyerinin başlarında posta pilotu olarak görev yaptığı sırada Saint-Exupéry bir uçak kazasında kafatasını kırmıştı.

Uçaklar onu hiç sevmedi. Hatta yazdıkları bir nevi geleceğini şekillendirdi. Ama yine de 'Küçük Prens'i yaşamaya devam ediyor. Bazen göremeyiz ama gördüğümüz zaman da tam nokta atışı yaparız. Çünkü kalpten bakmışızdır. Hem ne demişti 'Küçük Prens', "İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir. Gerçeğin mayası gözle görülmez.”

 

instagram.com/akyurekzeynepdilara/

https://twitter.com/akyurekzeynepp

© Copyright 2024

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.