SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

‘Okumadan bu kadar kolay konuşulur mu?’

‘Okumadan bu kadar kolay konuşulur mu?’

|





Fatih Altaylı, dün Hürriyet gazetesinde Ahmet Altan’ın yeni kitabı ‘Aldatmak’ın, Arthur Hailey’in ‘Tekerlekler’ adlı kitabıyla büyük benzerlikler taşıdığını yazınca yeni bir polemiğin de kapısını aralamış oldu.
Kendini savunan yazar Ahmet Altan önce "Hailey’in o kitabını okumadım" dedi, ardından da Fatih Altaylı’yı edebiyattan anlamamakla suçlarken şunları söyledi:
"Ben Arthur Hailey’in ‘Otel’ ve ‘Hastane’sini bilirim. ‘Tekerlekler’i ise okumadım. Edebiyattan biraz anlayan biri benden ve ondan dört satır okusa ikisi arasında bir benzerlik, esinlenme, ortaklık olamayacağını görür. Benim yazdığım, tümüyle bir kadının duygularını derinlemesine anlatmaya çalışan bir kitap. Böyle bir kitabı bu şekilde suçlamak ancak, edebiyatla gerçekten hiç ilgilenmemek ya da yazara bir nefret duymakla mümkün. Birinin okumadığı bir kitap hakkında saçma sapan ve dayanaksız şeyler yazabilmesi bu kadar kolay mı? İnsanlar öfkelerini, nefretlerini, kıskançlıklarını, hiçbir zekâ süzgecinden, hiçbir entelektüel denetimden geçirmeden yazarların üstüne bu kadar rahatlıkla boşaltabilir mi? Benim kitabımı okuyan hiç kimse bu iddiaya inanmaz."

İşte benzerlikler ve farklar
• ‘Aldatma’nın kadın karakteri Aydan, başarılı bir cerrah olan kocasını çok sevmesine karşın komşusu mimar Cem’in etkisinde kalıyor ve cinsel dürtülerinin önüne geçemeyerek aldatıyor. Hiçbir neden olmamasına karşın kocasını aldatmasını ise mimarla yaşadığı cinsellikten büyük zevk alışına, duyduğu yoğun heyecan, tutku ve onu yatakta kocasından daha iyi bulmasına bağlıyor.
• ‘Tekerlekler’ adlı kitabın kadın karakteri Erica, bir otomotiv firmasının başarılı yöneticisi olan kocasını, otomobil yarışçısı Peter’le aldatıyor. Kitapta aldatmanın nedeni yine cinsel tutkulara bağlanıyor. Kadın kocasını çok sevmesine ve iyi bir evlilikleri olmasına karşın yatakta "usta bir eş olduğuna" inandığı otomobil yarışçısına karşı koyamıyor.
• Altan’ın kitabında, kadın alıştığı heyecan duygusunu yeniden yakalamak için hırsızlığa başlamasına karşın, Hailey’in kitabında kadın zaten sahip olduğu çalma alışkanlığını yineliyor. Kadının hırsızlık yapması terk edilişine bağlanmıyor.
• İki kitapta da kadınlar, bol kadınlı bir hayat yaşadıkları sezdirilen sevgililerinin sıkılması nedeniyle terk ediliyorlar.
• Her iki kitabın kadın kahramanları, hırsızlık yaptıkları iddiasıyla karakolluk oluyorlar. Altan’ın kitabında kadın, durumu kocasına anlatıyor ve affediliyor. Hailey’in kitabında ise otomobil yarışçısı, bir yarışta hayatını kaybettikten sonra olanları zaten her şeyden haberdar olan kocasına itiraf ediyor ve affediliyor.
• Altan’ın kitabı mutlu bir evliliğe karşın aldatan kadının duyguları, kendini, evliliği sorgulayışı çerçevesinde gelişirken, Hailey’in kitabında olaylar kitabın yalnızca küçük bir bölümünde bir yan öykü olarak ele alınıyor.

Fatih Altaylı, dünkü yazısında Ahmet Altan’ın kitabını okumadığını ancak konusunu eşi Hande’den dinlediğini anlatarak şöyle diyordu: "Hikâyeyi dinleyince kahkahayı patlattım. Sizin Ahmet Altan bu hikâyeyi yürütmüş kızım dedim...
... Yani Hailey’in kitabındaki yan hikâye, Ahmet Altan’ın kitabının omurgasını ve tüm fikrini oluşturuyordu. Üstelik Arthur Hailey kadınları çok iyi tanıdığı ve kadın ruhunu çok iyi bildiği için bu kitabı yazmamıştı. İmajdan ibaret Amerikalı gazeteciler bu kitabın reklamını yapmak için sıraya girmemişlerdi.
Hiçbir edebi iddiası olmayan best seller yazarı Hailey için bu, basit bir öykü içinde daha basit öyküydü. Bana acı geleni, bunun Türkçeleştirilmiş ya da fazlaca esinlenilmiş halinin bize kadınlar üzerine bir başyapıt olarak sunulması."

KİM NE DEDİ?
Ahmet Ümit (yazar):
Yazarlar aynı konuyu ele alabilirler. Önemli olan o konunun nasıl ele alındığıdır. Dil, yaklaşım farklıysa, çalıntı demek doğru değildir. Bu olabiliyor. Önemli olan üsluptur.

Memet Fuat (yayıncı/çevirmen):
"Dünyanın en önemli sanatçılarından Shakespeare konularının hepsini eski yazarlardan, tarihteki olaylardan almıştır. Önemli olan işleyiş, üsluptur. Bu kitapları okumadım ama sadece konu aynı diye böyle bir suçlama olmamalı."

Metin Celal (yayıncı):
Konu benzeyebilir. Önemli olan biçimdir. Ama Altaylı’nın anlattığına bakılırsa aşırı bir benzerlik vardır. Bu benzerlikleri örneklemek gerekir.
‘Beyaz Kale’ ile ilgili Orhan Pamuk’a bu tür bir eleştiri gelmişti. O da kitabının daha sonraki basımlarında kaynak göstermişti. Altan kitabında belirtmiş ya da röportajlarında esinlendiğini söylemişse buna intihal ya da çalma diyemeyiz. Bire bir midir bakmak gerekir. Suçluyu yakaladık, diye bakmak yerine ayrıntıları incelemek gerekir. Sinemalarda oynayan ‘Sadakatsiz’in konusu da benziyor. Şimdi onu da mı çaldı diyeceğiz?.






















© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.