SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Odetta’dan yaşama, Brendel’dan sahneye

Bu ay biterken iki hüzünlü haber: “Afrikalı-Amerikalı” şarkıcı Odetta, hayata gözlerini yumdu; bir kuşağın son temsilcisi olan piyanist Alfred Brendel, Viyana’da verdiği son konserle sahnelere veda etti

|

Odetta, 2 Aralık’ta ölmüş. “Kim Odetta?” diyeceksiniz. Şimdiki siyaseten doğrucu tanımlamayla “Afrikalı-Amerikalı”, 1960 öncesi aşağılayıcı tanımlamayla da ‘nigger’ yani zenci, ilk ünlü kadın halk şarkıcısıdır Odetta.
Martin Luther King’in “Amerikan halk müziğinin kraliçesi” ilan ettiği kişidir Odetta. Amerikalı siyahilerin sivil haklar mücadelesinde Martin Luther King ile Selma’dan Montgomery’ye kelleyi koltuğa alarak yürümüş kişidir Odetta.
28 Ağustos 1963 günü Washington’daki büyük sivil haklar mitinginde, Beyaz Saray’ın önünde “Oh, Freedom”, “We Shall Overcome” ve “I’m On My Way” şarkılarını o eşsiz alto sesiyle kitlelere dinletmiş kişidir Odetta.
“Nobody Knows You When You’re Down and Out”, yani “Düşenin dostu olmaz” diye çevirebileceğimiz blues’u siyahilerin bağrından koparıp beyazlara dinletmiş kişidir Odetta. Joan Baez’in, Janis Joplin’in, Tracy Chapman’in Bob Dylan’ın ilham perisidir Odetta.

Kölelerin torunu
Kölelerin torunudur Odetta. Birmingham, Alabama’da doğar. Babası çelik işçisi, annesi de beyazların hizmetçisidir. Babası ölünce annesi yeniden evlenir ve Los Angeles’a göç ederler.
Orada okulda sesi keşfedilir. Odetta bir yandan hizmetçilik yapar, bir yandan da klasik opera çalışır ama gönlü hep atalarının müziğindedir.
Kölelerin, zincire vurulmuş mahkûmların blues/spirituals ve halk müziğini birleştiren tarzıdır onu etkileyen. Ünü 1970’lere kadar sürer. 1970’lerden sonra popüler müziği etkisi altına alan gospel/blues tarzının getirdiği değişimler, Odetta’yı unutturur. Ta ki 1980’lerin sonunda yeniden doğana kadar.
Eğer o iri yarı, sahneleri dev cüssesiyle dolduran kadın, 77 yaşında böbrek yetmezliğinden ölmemiş olsaydı, ocak ayında Barack Obama’nın başkanlığa geçiş töreninde siyahların şarkısını, yine Beyaz Saray’ın önünde, ama bu kez mutlulukla söyleyecekti.

Brendel’in vedası
Piyanist Alfred Brendel, 78. yaş gününden iki gün önce, 18 Aralık’ta, Viyana’da, Musikverein Konser Salonu’nda verdiği son konserle sahnelere veda etti.
Sahnelere veda etme cesaretini, henüz kontrol elindeyken gösteren ve kariyerinin zirvesindeyken böyle bir kararı verebilen ender müzisyenlerden biri Brendel.
Brendel, aynı zamanda geçmişi 19. yüzyıl piyanistik geleneğine dayanan bir kuşağın son temsilcisi. Geriye doğru gidersek o, Beethoven’la başlayan, Czerny, Leschetitzky, Schnabel, Backhaus, Kempff ve Serkin’le devam eden bir geleneğin son halkası.
Son noktayı koydu
Haydn, Mozart, Beethoven, Schubert, Brahms ve Liszt yorumlarıyla şimdiden adı tarihe altın harflerle yazılan bir piyanist.
Soyunda Alman, Avusturya, İtalyan ve Slav karışımı bulunan Brendel, veda konserinde vedayı çağrıştıran bir eser çalmayarak da 60 yıllık kariyerini mutlu sonla bitirdi.
Mozart’ın gençlik döneminin başeserlerinden “Jeunnehomme” yani “Genç Adam” diye adlandırılan K271 numaralı Mi Bemol Majör Piyano Konçertosu ile damarlarındaki kanın bir kısmını paylaşan Viyanalılara son bir ziyafet çekmiş oldu.
Salondaki dinleyicilerin ondan ayrılmak istemeyerek dakikalarca sürdürdükleri alkışlar sonunda Brendel, Bach’ın Busoni tarafından piyanoya uyarlanan Nun Komm, der Heiden Heiland Korali ile geceye bir de ruhanilik katarak son noktayı koydu.

© Copyright 2024

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.