Nergis çiçeğinin duyulmamış faydası! 'Direkt tedavi etmese de ilerlemeyi durduruyor'
Alzheimer, günümüzün en ciddi nörolojik hastalıklarından biri olarak biliniyor. Uzmanlar, henüz tam olarak tedavi geliştirilemeyen Alzheimer ile mücadelede nergis çiçeğinin faydalarına dikkat çekiyor. Tıbbi Biyokimya Uzmanı Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut'a göre içindeki madde bu hastalığı direkt tedavi etmese de ilerlemesini durduruyor.
Günümüzde dünya genelinde yaklaşık 44 milyon Alzheimer hastası bulunduğu tahmin ediliyor. Araştırmalara göre her yıl yaklaşık 7 milyon kişi Alzheimer oluyor ve 2030 yılına kadar da 75 milyon Alzheimer hastası olacağı tahmin ediliyor. Uzmanlar ise henüz tam anlamıya tedavi geliştirilemeyen Alzheimer ile mücadelede nergis çiçeğine vurgu yapıyor. Tıbbi Biyokimya Profesörü Aysun Bay Karabulut, nergis çiçeğinin nörolojik hastalıklar için kullanılan galantamin içerdiğini belirterek “Galantamin maddesi Alzheimer hastalığını direkt tedavi etmese de ilerlemesini durduruyor, belirtilerini hafifletiyor” dedi.
RUSYA'DA BULUNDU, DÜNYA HABERDAR OLAMADI
Nergisin içinde binbir çeşit alkaloid bulunduğunu ifade eden Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, “Nergisteki alkaloidlerden en önemlisi, daha doğrusu üzerinde en çok araştırma yapılanı galantamin maddesi. Ruslar, galantamini ilk olarak 1950'lerin başında Galanthus woronowii, yani kardelen çiçeğinden izole ediyorlar. Birkaç yıl sonra Japonya'dan Uyeo ve Kobayashi aynı molekülü Lycoris radiata yani kırmızı örümcek zambağından da elde ediyor. Böylece nergisgiller ailesinin tüm fertlerinde bulunduğu fark edilen madde, 1960 ve 70'lerde SSCB'de nörolojik hastalıklar için kullanılıyor fakat demir perde yüzünden dünyanın geri kalanının bu işten pek haberi olmuyor. Amerika'da ilaç olarak onaylanması 2001'i buluyor” dedi.
Dünyada 50 milyon kişiyi etkileyen Alzheimer hastalığının nedeninin hala tam olarak bilinmediğinin de altını çizen Karabulut, sözlerine şöyle devam etti:
“Hayatını kaybetmiş Alzheimer hastalarının beyinlerinde, düğüm ve plaklar olduğu görülüyor ki bunlar hastalığın karakteristik işareti kabul ediliyor. Amiloid hipotezi, hastalığı beta amiloid isimli proteinlerin zamanından önce ve fazla üretilip birikmesinin, yumak gibi dolanıp sertleşmesinin başlattığını varsayıyor. Bunu yavaşlatmaya veya durdurmaya yönelik ilaç adayları da heyecanla karşılanıyor, örneğin zeytinyağındaki oleokantal. AK enziminin de bu plakların oluşmasını hızlandırdığı, bu yüzden galantaminin, bu enzimin çalışmasını durdurmasının veya yavaşlatmasının düğüm ve plakların oluşumunu da yavaşlatabileceği öne sürülmekte. Galantamin hastalığı direkt tedavi etmese de ilerlemesini durduruyor, belirtileri hafifletiyor."
Çiçekten galantamin elde edebilmenin maliyetinin oldukça yüksek olduğunu ve bu nedenle ilaç firmalarının bu maddeyi ticari üretme çabasında olduğunu belirten Karabulut, “Laboratuvarda sentezlenebiliyor fakat bitki hücrelerinde üretilmesi tarımsal ekonomi açısından da milli yerli ilaç üretimi açısından da oldukça önemli” dedi.
Nergisin tüm kısımlarının zehirli bir kimyasal olan likorin içerdiğini de kaydeden Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, “Özellikle soğan kısmı. Bitkinin herhangi bir kısmını yemek mide bulantısı, kusma, karın ağrısı ve ishal gibi belirtilere neden olabilir. Bu belirtiler genellikle üç saat sürer. Düşük kan basıncı, uyuşukluk ve karaciğerde hasar gibi daha ciddi problemler, bitkiden çok fazla miktarda yiyen hayvanlarda rapor edilmiştir. Ayrıca çiçeğin olduğu kısımda, ampulla bölgesinde mikroskobik düzeyde oksalat vardır. Oksalatlar yutulduğunda dudaklarda, dilde ve boğazda şiddetli yanma ve tahrişe neden olur” şeklinde konuştu.
ANADOLU'DAN JAPONYA'YA DOĞAL OLARAK YETİŞİYOR
Nergis çiçeğinin Anadolu'dan Japonya'ya kadar birçok yerde doğal olarak yetiştiğini de belirten Karabulut, şunları söyledi:
"1920'lerde sadece bir Hollanda şirketinin envanterinde 2 bine yakın çeşidi olduğu söylenmektedir. İngiliz nergisseverler, 1898'de Daffodil Society'i kurmuştur, her türlü bilgi bu platformda arşivlenmekte ve paylaşılmaktadır. Türleri arasında, Çin nergisi (narcissus tazetta), yabani nergis (narcissus pseudonarcissus), fulya (narcissus jonquilla), zerrin (narcissus poeticus), güz nergisi (Narcissus serotinus) bulunmaktadır. Türkiye'deki nergis çeşitlerinin tanımlanması, var olanların korunması, ticari değeri yüksek (daha uzun ömürlü, daha hoş kokulu vs) yeni çeşitlerin yetiştirilebilmesi için önemli ama bu konuda yapılmış çalışmalar şimdilik çok kısıtlı. Türkiye'de en çok rastlanan tür Narcissus tazett'dır ama Ege, Akdeniz hatta Karadeniz'in bazı yerlerinde doğal ve doğallaşmış başka türler de bulunmaktadır.Kastamonu ili, İnebolu ilçesinde zellankadef denilen bu çiçek halk pazarlarında köylü kadınlar tarafından satılır. Zellankadef Azerbaycan'da ve Urdu dilinde de nergis çiçeği yerine kullanılır.”
Narcissus poeticus’un Türkiye'de Ege Bölgesi'nde özellikle Karaburun ve Mordoğan'da yetiştirildiğini ifade eden Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, “Karaburun'a gittiğinizde 'Artık nergis falan kalmadı. Eskiden çiçekler açtı mı tepeler boyu bembeyaz, kar yağmış gibi olurdu' diyen Karaburunlularla karşılabilirsiniz. 1980 sonrasında soğan sak nematodu hastalığı, Latince adıyla ditylenchus dipsaci (kühn) büyük zarara neden olmuş, emek verip ticari karşılık bulamayan Karaburunlular zamanla nergis yetiştirmekten vazgeçmiştir. Karaburun'da her kış Nergis festivalleri düzenlendiği de buraya not edelim” ifadelerine yer verdi.