Meme kanserinden korunmak için 7 öneri
Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Rafet Yiğitbaşı, Meme Kanseri Farkındalık Ayı sebebiyle meme kanserini, sebeplerini ve korunma yöntemlerini açıkladı.
Meme kanseri, meme dokusunu oluşturan, süt yapan veya süt kanallarını oluşturan hücrelerin kontrolsüzce çoğalması sonucunda oluşur. Bu sürecin gelişebilmesi için uzun bir zaman gereklidir. Çoğalan hücreler başta lenfler olmak üzere diğer organlara yayılma tehlikesi taşır. Kansere yayılmadan, meme içerisinde küçük bir kitle halindeyken fark edilip tanı koyulması çok önemlidir.
İlk safhada belirtiler görülmeyebilir
Meme kanseri ilk evrede ağrısız olmakla birlikte bazı belirtilerle kendini ele verir. Memede gelişen sertlik ve kitle, iki meme arasında oluşan boyut farkı, meme altında bir anda başlayan ve kaybolmayan kırmızılık, ciltte çekilme, kol altında meydana gelen kitleler ve memelerin birinden berrak veya kanlı sıvı çıkması bu belirtiler arasında sayılabilir. Erken teşhis meme kanserinin temel tedavisinde en kritik noktadır. Bu nedenle kadınların bilinçlendirilmesi büyük önem taşır.
40-50 yaş grubu kadınlar risk altında
Meme kanserinin 20’li yaşlarda oluşma ihtimali oldukça düşüktür. Orta yaş grubunda risk artarken, 50 yaş sonrasında meme kanseri riskinde ciddi bir artış gözlenir. Kanser teşhisi konulan kadınların %50’sini ise 65 yaş üzeri kişiler oluşturur. Bu nedenle 50 yaş üstü kadınların ekstra tedbirli olması ve düzenli olarak kontroller yaptırması gerekir. Hatta belli zamanlarda yapılacak elle meme muayeneleri de erken teşhis konusunda yol gösterici olacaktır.
Yaşam koşulları tetikleyici olabilir
Son zamanlarda sıklıkla karşımıza çıkan ve kadınların korkulu rüyası haline gelen meme kanseri, kansere bağlı ölümlerde akciğer kanserinden sonra 2. sırada geliyor. Bu hastalığın nedeni tam olarak bilinmese de birçok risk faktöründen söz edilebilir. İşte onlardan bazıları…
1. Genetik-Ailevi faktörlerin öyküsünü öğrenin
Tüm meme kanserlerinin %10’u ailevi-genetik geçişlidir. Birinci derece yakınlarında 2’den fazla meme kanseri olgusu bulunan kişiler 4 kat artmış risk altındadırlar. Böyle kadınlar, rastlanan en genç olgu yaşından 5 yıl önceden başlayarak yakın kontrol altında olmadırlar. Yüksek riskli kişilerde BRCA 1, BRCA 2 gen mutasyonları araştırılabilir. Gerekli görülen durumlarda, koruyucu cerrahi veya medikal tedavi gündeme gelebilir.
2. Çalışma koşulları ve strese dikkat
Yapılan çalışmalar günümüz iş dünyasında ağırlaşan çalışma koşulları ve yüksek stresin kanseri tetiklediğini, bilhassa kadınlarda meme kanseri riskini arttırabileceğini ortaya koyuyor. Bu çalışmaların sonuçlarına göre, genç yaşlarda zorlu çalışma koşullarına ve strese maruz kalan kadınların meme bezlerinde bulunan yağ hücrelerinden çeşitli maddeler salgılandığı belirlenmiş, bu maddelerin de memede kanser gelişimini tetiklediği saptanmıştır.
3. Beslenme tarzınızı önemseyin
Meme kanserini tetikleyen sebeplerden biri de beslenme şeklidir. Yetersiz ve dengesiz beslenme şekli kanserin oluşmasına zemin hazırlayabilir. Vücuda yeteri kadar diyet posası (bitkilerde temel olarak bulunan sindirilemeyen karbonhidratlar) almamak, aşırı ve yetersiz beslenmek, zararlı pişirme yöntemlerinin uygulandığı besinleri yemek ve küf ve toksinlere maruz kalan gıdaları tüketmek meme kanserine yol açan zararlı beslenme şekline örnektir. Günlük hayatın koşturmacası arasında cazip hale gelen hazır ve kolay gıdaların tüketimi de meme kanseri oluşumuna yol açabilen faktörlerden. İşlenmiş katkılı etler, paketlenmiş unlu mamüller, cipsler, hazır çorbalar ve dondurulmuş yiyeceklerin tüketimi meme kanserini tetikleyen unsurlar arasında sayılıyor.
4. Hareketsizlik ve kilodan uzak durun
Dünyada en sık görülen kanser çeşitlerinden olan meme kanserine neden olan sebeplerden biri de hareketsiz yaşam ve aşırı kilodur. Bilhassa menopoz sonrası şişmanlık, meme kanseri riskini iki katına çıkarabiliyor. Günlük düzenli egzersiz yapan kadınlarda ise meme kanseri oranı en az yüzde 10 azalıyor. Üstelik sadece tempolu yürüyüş dahi meme kanseri riskini düşürmede büyük rol oynuyor.
5. Kozmetik ürünlerdeki kimyasallardan kaçının
İçeriğinde paraben, sentetik renklendirici, parfüm, ftalat ve SLS kullanılan nemlendiriciler, saç bakım ürünleri ve oje gibi kozmetik ürünlerin yanı sıra birçok kişisel bakım ve temizlik ürününün meme kanseri ile bağlantıları bulunuyor. Hatta birçok kanser hastasından alınan biyopsi örneklerinin sonuçlarında parabene rastlanabiliyor. Kozmetik ürünlerde bakteri ve küf oluşumunun önüne geçmek için kullanılan parabene ise makyaj ürünlerinden deodorantlara hatta şampuanlara kadar neredeyse çok çeşitli ürünlerde rastlanabiliyor.
6. Sigara ve alkol kullanmayın
Neredeyse tüm kanser türlerinde önemli faktörlerden biri olan alkol ve sigaranın içeriğindeki maddeler meme kanserini arttıran sebepler arasında sayılıyor. Bu nedenle meme kanserinden korunmak için sigara ve alkol faktörüne de ciddi önem vermek gerekiyor. Üstelik meme kanserine yakalanmak için çok içici olmak gerekmiyor. Yapılan çalışmalar gösteriyor ki günde iki bardaktan fazla alkol tüketen ve sigara içen kadınlarda meme kanseri riskinde artış görülüyor.
7. Self-kontroller hayat kurtarıcı olabilir
Kadınlar 20’li yaşlardan sonra kendi kendine meme kontrolü yapmaya başlamalıdır. 20 yaş öncesi meme kanseri riski düşük olduğundan düzenli kontrol önerilmez. Muayeneye erken başlamak kişide panik ve kafa karışıklığına yol açabilir. Fakat 20 yaşını aşan her kadın, her ay regl dönemi başlangıcından 7-10 gün sonra kendi kendini muayene etmelidir. Ayrıca 40 yaşına kadar 3 yılda bir, 40 yaşından sonra ise her yıl doktor muayenesinden geçilmedir. Özellikle rahim ameliyatı geçirmiş kadınların her ayın ilk haftası içinde kendilerine bir muayene tarihi belirlemeleri şiddetle tavsiye edilir.
Her kitle kanser ile karıştırılmamalıdır
Memede tespit edilen her kitle kanser işaretçisi demek değildir. Genç kadınlarda kist ya da fibroadenom adı verilen kitleler görülebilir ve bu kitleler kanser ilişkili değildir. Orta yaşlarda ve sonraki dönemlerde olan kadınlarda fibrokistik değişiklikler de kanser kitleleriyle karıştırılabilir. Bu kitlelerin ağrılı ya da ağrısız olması kanser sinyali vermez. Buna rağmen memede ele gelen bir kitle ile karşılaşılırsa mutlaka uzman bir doktor tarafından incelenmesi gerekir.
Meme kanserinden korunmak mümkün
Alınacak bazı önlemler kanser riskini azaltabilir. Özellikle menopoz dönemine girmiş her kadın mutlaka beslenmesine özen göstermelidir. A ve C vitamini yönünden zengin besinler tüketmek, hayvansal yağlardan uzak durmak ve posalı gıdalar yemek gibi önemler meme kanserine karşı koruyucu olabilir. Bununla beraber alkol ve sigara kullanımı bırakılmalı, tuzlu, tütsülenmiş ve konserve edilmiş yiyeceklerden uzak durulmalıdır. İdeal kilonun üstüne ya da altına inmemeye de dikkat edilmelidir. Ayrıca haftada 3-4 saat spor yapmak da meme kanseri riskini düşürmede önemli bir pay sahibidir. Ailesinde meme kanseri hikayesi görülen bireylerin ise ekstra korunma yöntemlerine başvurmaları gerekir. Bunun yanında mümkün olduğunca stresten ve ağır, yorucu çalışma şartlarından uzak durulmalıdır.
Erken teşhis hayat kurtarır
Meme kanseri tedavisinin en kritik noktası; teşhis ve hastalığın bulunduğu evredir. 1 cm altındaki tümörlere cerrahi ile müdahale yapılabilir. Cerrahi tedaviye alternatif olarak radyoterapi (ışın tedavisi), kemoterapi ve ve hormonoterapi de uygulanabilir. Tedavi şekline, hastalığın evresi, hastanın yaşı ve tümörün özelliklerine göre karar verilir.
Kemoterapi, tümörün kaybolmasında etkili olabilir
Cerrahi operasyon öncesi kemoterapi uygulamaları mevcut tümörün yok olmasını sağlayabilir. Bazı hastalarda memenin korunması önem arz eder, bu da ancak kemoterapi ile mümkündür. Son dönemlerde gelişen yeni teknolojiler kemoterapi uygulamasında önemli yenilikler sağlamıştır.
Olumsuz mamografi sonuçları memenin alınmasına yol açabilir
Eğer memede aynı anda başlamış ve yayılmış tümörler varsa memeyi korumak mümkün olmaz. Bu durumda memenin alınması zorunludur. Eğer mamografi sonuçları yaygın ve kötü kireçlenmeler gösteriyorsa ve kanserin birçok yerde yaygınlaşması olasıysa mutlaka memenin alınması gerekir. Daha önce göğüs duvarlarına radyoterapi uygulaması yapıldıysa ameliyat sonrası yenilenmesi gerekir. Bu hastalara masektomi uygulaması önerilir. Son olarak en önemli nokta, bütün bu süreçlerin uzman bir ekip tarafından yönetilmesi gerekir.