Meğer anadil değil, ‘babadil’ konuşuyormuşuz
Bilim adamları bugüne kadar anadilimizi henüz ana rahmindeyken öğrendiğimizi düşünüyordu. Meğer o bize babalarımızdan mirasmış…
İngiltere’deki Cambridge Üniversitesi’nin araştırmaları sonucunda, toplumlarda dillerin yayılmasında erkeklerin belirleyici olduğu açıklandı. Sonuca, birçok toplumun genetik yapı haritası ve göç akımları incelenerek varıldı.
Göç akımlarının dilin yayılmasındaki etkisi, göç eden nüfusun büyük çoğunluğunu erkeklerin oluşturmasına dayanıyor. Erkekler göç ettikleri bölgelerde yeni hayat kurarken aynı zamanda çocuklarına da konuştukları dili geçirmeyi başardı. Göç alan bölgelerdeki kadınların da eşlerinin dilini benimsemesi, dil üzerinde erkek egemenliğini güçlendirdi.
Sonucu şaşırtıcı bulan genetik bilimciler, yüzyıllardır kültürlere yerleşmiş olan ‘anadil’ olgusunun, şimdiye dek erkek genetiğinin dil üzerindeki işlevini fark etmeyi engellediğini ifade etti.
Konuşulan dilin çocuklara geçişi, erkeklerde bulunan Y kromozomu, kadınlarda ise mitokondriyal DNA’lar (MTDNA) ile gerçekleşiyor. MTDNA çocuğun anneden aldığı yapıyı gösterirken, değişikliğe uğramadan babadan oğula geçen yapıyı ise Y kromozomu sağlıyor. Bu bilgi, göç nedeniyle dünya erkeklerinin yüzde 0.5’inin, Moğol lideri Cengiz Han’la aynı genetik yapıyı taşıdığını gösteriyor.