Madonna'nın yeni yüzü
Madonna'nın yeni yüzü
|
Aylin LİVANELİ
ŞÖHRETİ aşka değiştim / Hiç düşünmeden / Saçma bir oyuna dönüştü / Bazı şeyler satın alınamaz / Ben istediğimi aldım / Çok istedim / Daha fazlası için koştum / Aptallardan çok çektim / Mutlulukla / Ama şimdi / Fikrimi değiştirdim.Madonna gerçekten de fikrini değiştirmiş görünüyor. Yeni çıkan albümü "Bay Of Light" da yer alan bu şarkı sanki onun çığlığı gibi.
Artık "Material Girl" (Maddi kız) yok, "Spritual Girl" (Ruhani kız) var. Yoga yapan, kendini arayan, günahlarından arınmak isteyen biri.
"Bu günahları sırtımda taşıyamam" diyor başka bir parçasında. 96'da doğan kızı Lourdes'ın onu kötülüklerden koruduğunu söylüyor.
Olgunlaşmış, daha içten ve duygulu bir Madonna var artık. Yeni albümü için "insanları sessizce etkilemek istedim" diyor.
5 yaşındayken kaybettiği annesi için yazdığı şarkıda acılarıyla yüzleşiyor.
Yanan etinin kokusunu duydum / Çürüyen kemiklerinin kokusunu / Koştum, hep koştum / Bugün hala koşuyorum. Eski çılgınlıklarını, tabuları yıkma isteğini babasının baskıcı eğitimine bağlıyor Madonna.
"Hepimize doğuştan bir isim ve kimlik veriliyor" diyor, "Bu kimliğin altında eziliyoruz, sıkışıp kalıyoruz. Gerçek kişiliğimiz ise içerde bir yerlerde hapsolmuş durumda. Gerçek beni ortaya çıkarma çabasıydı benimkisi."
Sade makyajı ve giyimiyle de yeni tavrını iyice vurguluyor. Bu içtenlik gerçek mi yoksa yeni albümün satışına yönelik bir pazarlama stratejisi mi bilinmez ama Madonna bu şekilde hayranlarıyla daha sağlam bir ilişki kuracak gibi.
YARIN Amerikan filmlerinin sınav günü:
Her yıl parlak bir gösteriye dönüşen Oscar törenlerinin altmış dokuzuncusu.
İlki 16 Mayıs 1926'da yapılan Oscar törenlerinin başlangıcı 1926 yılında, Metro Goldwyn Mayer'in başındaki Louis O. Mayer'in, Sinema Filmi Sanat ve Bilim Akademisi'ni kurmasına dayanıyor.
Akademinin kuruluş amacı, bu sektörde, işçilerle olan sorunları ortadan kaldırmak ve sinemada teknik ilerlemeyi desteklemek.
O zamanlar ödül alanlara plaket ya da para ödülü verilmesi tartışmalarına, Cedric Gibbons adında bir mimar, film rulosunun arasına kılıç sokan çıplak bir adam helkelciği fikrini ortaya atarak son vermiş. Bu fikir hemen benimsenmiş.
Bu yıl en iyi film dalında Oscar'a aday 5 film yer alıyor. Bunlardan; Titanic, As Good As It Gets ve Good Will Hunting filmlerinin seçilme şansı yüksek görünüyor.
En İyi Yönetmen Oscar'ını Titanic'in yönetmeni James Cameron'un alacağına kesin gözüyle bakılıyor. En İyi Aktör dalında Leonardo Di Caprio'nun yer almaması dikkat çekerken, Hollywood'un dahi çocuğu Spielberg'in "Amistad" filminden pek söz edilmiyor.
13. Dalai Lama'nın yaşam öyküsünü konu alan "Kundun" ise sadece sinematoğrafi dalında aday gösteriliyor.
Tüm zamanların en iyi filmi olarak nitelendirilen "Titanic" ise ödüllerin çoğunu silip süpüreceğe benzer.
BUGÜNLERDE New York'ta iki gencin senaryosunu yazıp oynadığı "Good Will Hunting" adlı film konuşuluyor.
"Good Will Hunting" iyi niyet avı anlamına geliyor, aynı zamanda da filmin baş kahramanı Will Hunting'e gönderme yapıyor.
Senaryo başta olmak üzere 9 dalda Oscar'a aday gösterilen bu filmin yazarları Matt Demon (27) ve Ben Affleck (25) eğer kazanırlarsa en genç Oscar ödüllüler kervanına katılmış olacaklar.
"Good Will Hunting" tam bir dostluk filmi.
Boston'daki ünlü M.I.T. Üniversitesi'nde hademe olarak çalışan Will Hunting'in 2 yıldır çözülememiş bir matematik problemini çözmesiyle Einstein seviyesinde bir dahi olduğu ortaya çıkar.
Kişisel sorunları yüzünden sık sık başı derde giren Will'i hapisten kurtaran matematik profesörü, onu bir psikologla tanıştırır. Amacı, böyle bir dehanın harcanmasını önlemek ve bu gence yol göstermektir.
Psikolog, Will'in korkularıyla ve geçmişiyle yüzleşmesini sağlayarak onun hayatında yeni bir pencere açar.
Böylece aralarında sımsıcak bir dostluk başlar.
Hayatın, sevginin, dostluğun ve zekanın sorgulandığı bu film, bazı sahneler fazla uzatılmış da olsa Robin Williams'ın oyun gücü ve Matt Demon'un sevimliliği sayesinde zevkle izleniyor.
Bu filmle birlikte Hollywood yeni bir star kazanmış oldu. Yakışıklılığı ve yeteneğiyle bir anda dikkatleri üstünde toplayan Matt Demon'un Leonardo Di Caprio'ya olan benzerliği de ilginç doğrusu.
Amerika'da neredeyse tüm dergi kapaklarında ve TV kanallarında bu iki aktör yer alıyor. İkisi de sarışın, mavi gözlü ve çocuksu.
Sanırım Hollwood'un son yıllarda öne çıkardığı Latin kökenli, esmer, maço erkekler yerlerini yavaş yavaş bu sarışın, kırılgan gençlere bırakıyor.
39 Amerikan başkanından 9'unun üniversiteye hiç gitmediğini biliyor muydunuz?
Truman, Cleveland, Andrew Johnson, Lincoln, Fillmore Taylor, Van Buren, Jackson ve Washington üniversiteye gitmek yerine kendi kendilerini eğitmişler.
Üniversiteye gitmiş olan başkanlardan da sadece biri, Woodrow Wilson doktorasını almış.
Ne bilinmez şeysin sen,
Çocukları taşıyan, şarkılar söyleyen.
Sonsuz kucağını aç bize
Ve yükselt kendi düzeyine
Don Bradley
(Angels In A Hersh World)
"Hoyrat Dünyanın Melekleri" kitabından