‘Kötü uyku’ öldürür
Uykusuzluk, horlama ve uykuda solunum durması olarak nitelendirilen apne... Bu rahatsızlıklar, fazla önemsenmiyor; ancak ya çeşitli hastalıklara yol açarak ya da bizzat kendileri öldürücü olabiliyor
|
UYKUSUZ GECELERE SON
AYŞEGÜL AYDOĞAN
Uyku... Yaşamımızın üçte birini geçirdiğimiz, bedenin fiziksel olarak dinlendiği, beynin kendini düzenleme fırsatı bulduğu yaşamın aktif süreci... Kimimiz kısa süreli uykuyla yetinebiliyor, kimimiz ne kadar erken yatarsak yatalım sabahları başımızı yastıktan kaldırmakta zorlanıyoruz. Süreleri kişiden kişiye, 4 ile 10 saat arasında değişse de uyku, yemek içmek gibi vazgeçilemez bir zorunluluk. Bazı kişilerde yokluğuyla, bazılarında ise varlığıyla çeşitli sorunlara yol açan uyku rahatsızlıklarının bugün bilinen 80’den fazla çeşidi var. Ve kalp hastalıklarından hipertansiyona, ani ölümlere kadar ciddi sonuçlar doğuruyor.
Horlama, apne, uykusuzluk
Araştırmalar, sadece ABD’de 100 milyondan fazla kişinin düzenli uyuyamadığını, 33 milyon Amerikalının uykusuzluk çektiğini, dünya nüfusunun yüzde 15 ila 30’unu etkileyen uykusuzluğun özellikle kadınları vurduğunu ortaya koyuyor.
Uykusuzluk, en çok rastlanan ve doktora başvurma nedeni olan ‘uyku’ sorunu. Ancak horlama ve uykuda solunumun durması olarak tanımlanan ‘apne sendromu’, uykuyla uğraşan bilim adamlarınca ölüme götüren ciddi sonuçları nedeniyle daha çok önemseniyor.
Sorunlar 3 çeşit
Uykuda yaşadığımız sorunlar, yapısal bozukluklar (dissomni), uykudaki anormal hareketler (parasomniler) ve hastalıklardan kaynaklananlar olarak 3’e ayrılıyor.
Dissomnilere uykusuzluk, apne, huzursuz bacak sendromu, narkolepsi, hipersomniler ve jet lag sendromu giriyor.
Parasomniler grubunda ise horlama, uyurgezerlik, uyku tik, felç ve krampları, uykuda konuşma, kâbuslar, diş gıcırdatma ve idrar kaçırma yer alıyor. Uyku sorunu yaratan bazı hastalıklarsa depresyon, panik atak, alkolizm, psikoz, kronik bronşit, astım ve mide hastalıkları.
Uykuda solunum durursa..
İstanbul Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı’na bağlı Uyku Laboratuvarı Sorumlusu Dr. Çağlar Çuhadaroğlu’na göre horlamanın neden olduğu en önemli hastalık, uykuda solunumun durması olarak tanımlanan ‘uyku apne sendromu’. Yani trafik ışıklarında, konuşurken, kısacası bıraktığınız her yerde uyuyan, hımbıl, tembel diye nitelendirilenlerin hastalığı.
Sabahları baş ağrısıyla uyanma, yataktan kalkmak istememe, unutkanlık, konsantrasyon bozukluğu, sosyal, ailevi, cinsel ve iş sorunları bazı belirtileri. Çok fazla bilinmeyen apne, trafik kazası riskini 7-8 kat artırıp, iş kazalarına neden oluyor ve toplumun yüzde 5’inde var.
Kendini böyle gösteriyor
Apne sendromu olan kişide horlama, 3-4 kat daha fazla, adeta dizel motor gibi çok kaba ve gürültülü... Bu kişilerde uyku, nefes durmalarıyla kesiliyor. Horlamanın yanı sıra nefes daralmaları, iç çekmeler, el kol hareketleriyle çırpınarak uyumaya çalışma, sık ve uzun süreli solunum durmaları, sabah yorgun uyanmayla kendini gösteriyor.
Zararları saymakla bitmez
Apne olan kişide solunum, gece boyunca 300-400, hatta 700 kez duruyor. Kişi ortalama 8 saat uyusa bile dinlenemiyor, çünkü solunum durması nedeniyle aslında bu kadar uyumuyor. Ertesi gün öğrenme yeteneği ve dikkati azalıp,unutkanlık başgösteriyor. Tedavi edilmezse kalp büyümesi, ritim bozukluğu, hipertansiyon, iş kazaları, cinsel isteksizlik, uykuda ölüm ve unutkanlığa neden oluyor. Nedeni bulunamayan hipertansiyonlu hastaların 5’te biri apne sendromu yaşıyor.
İki hastalık bir olunca...
Horlamayla beraber apne olduğunda, vücut, solunumun durmasını önlemek için derin uykudan yüzeyel (hafif) uykuya geçer. Bunun nedeni hava geçişini açmak. Horlaması ve apnesi olanlar sürekli yüzeysel uyurlar; uykuları kalitesizdir. Bu vücutta stres yaratır. Bu da damarların kasılması ve tansiyonun yükselmesine neden olur. Her gece yaşanan geçici hipertansiyon, kalıcı hale gelir, kalp hastalığı riski artar.
"Üst solunum yollarında daralma ve buna bağlı direnç artışı varsa hava geçerken sıkışır. Sıkışan hava geçerken üst solunum yolundaki küçük dili ve gırtlağı titretir. Bu titreme sesyaratır. Şişmanlarda üst solunum yolunun içini kaplayan zarın yağ bağlaması nedeniyle 3-4 kat daha fazla görülür. Haftada 3-4 gün ve daha fazla görülen horlama, hastalık habercisidir. Uykunun yarıdan fazlasında horluyorsanız hemen doktora gidin."
Doktor Çağlar Çuhadaroğlu, REM (hızlı göz hareketleri) ve NREM (hızlı göz hareketleri olmayan) olarak ikiye ayrılan uyku bölümlerini de şöyle açıkladı:
"REM, rüya gördüğümüz, insanın gündüz öğrendiği bilgilerin pekiştiği dönemdir. NREM ise bedenin ve beynin dinlendiği aşamadır. REM’de kaslar tam olarak gevşemiş durumda, kalp ve solunum düzensiz, beyin aktif, gözler hareketli. NREM uykuda ise beyin daha az aktif. Uykunun ilk yarısına NREM, ikinci yarı sına REM uyku hâkim olmalı. Bu evreler 40 - 70 dakikalık periyotlarla sabaha kadar 3 - 4 kez tekrarlar. Kişi ihtiyacından fazla ya da az uyursa bu denge bozulur. Gereken uyku süresi 4-10 saat arasıdır. Bunlardan az ya da çoğu normal değildir.
YARIN
Uykusuzluğun nedenleri
Uyur gezerlik, gece korkuları, kâbuslar, uykuda altını ıslatma ve diş gıcırdatma... Bunlar neden olur, nelere yol açar?
‘Huzursuz bacak sendromu’ nedir?
Uykuda tavuk musunuz yoksa baykuş mu?
YAŞAM