Korunmaya muhtaç çocuk sorunu
Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı’nın Koruncuk Haftası’nda düzenlediği “Türkiye’de Korunmaya Muhtaç Çocuk Sorunu” forumunda, GfK Türkiye tarafından gerçekleştirilen “Korunmaya Muhtaç Çocuk Bilinirlik ve Algı Araştırması”nın sonuçları tartışıldı.
Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı “korunmaya muhtaç çocuk” kavramı üzerine dikkat çekmek, korunmaya muhtaç çocukların en iyi şekilde topluma kazandırılmaları, sosyal ve psikolojik açıdan irdelenerek rehabilitasyonları, ruh sağlıkları ve fiziki koşullarının iyileştirilmesi için çözümler önerilmesi ve farklı çalışma yöntemlerinin geliştirilmesini sağlamak üzere, 26 Kasım Salı günü Işık Üniversitesi Maslak Kampüsü Güzel Sanatlar Fakültesi Konferans Salonu’nda Türkiye’de Korunmaya Muhtaç Çocuk Sorunu Forumu’nu düzenledi.
Forumda GfK Türkiye tarafından gerçekleştirilen“Korunmaya Muhtaç Çocuk Bilinirlik ve Algı Araştırması”nın bulguları açıklandı. Konunun uzmanı akademisyenlerin bu önemli sorunu tartıştığı organizasyonun moderatörlüğünü ise sunucu ve aynı zamanda Koruncuk Dostu Ali İhsan Varol üstlendi.
Korunmaya Muhtaç Çocuk Bilinirlik ve Algı Araştırma Raporu
Korunmaya muhtaç çocuk dendiğinde aklınıza ne geliyor? Korunmaya muhtaç, sokakta veya yetiştirme yurdunda yetişmiş çocukların ileride hayatta, iş dünyasında karşılaşabileceği sorunlar neler? Peki, korunmaya muhtaç çocukların korunması konusunda kimlere görev düşüyor? Bütün bu soruların cevapları Koruncuk Vakfı ve GfK işbirliğiyle gerçekleştirilen araştırmanın sonucunda ortaya kondu.
GfK Türkiye tarafından 15 ilde, 15-65 yaş aralığında, 1.240 kişi ile yüz yüze görüşülerek gerçekleştirilen araştırma ortaya önemli sonuçlar çıkardı. Araştırma sonuçlarına göre korunmaya muhtaç çocuk denildiğinde akla ilk gelen kimsesiz çocuk olurken, sonraki ifadeler bakıma muhtaç çocuk ve evsiz çocuk şeklinde.
Korunmaya muhtaç çocuğu en iyi tanımlayan üç ifadeyi belirtmeleri istenen katılımcılar sırasıyla “annesi/babası veya ailesi olmayan”, “fiziksel istismara uğrayan/şiddet gören” ve “aile sevgisinden uzak” ifadelerini belirttiler.
“Korunmaya muhtaç çocuk”ların hayatta karşılaşacağı zorluklar
Korunmaya muhtaç, sokakta veya yetiştirme yurdunda yetişmiş çocukların ileride karşılaşabileceği en büyük zorlukların “toplum tarafından dışlanma”, “iş hayatı ile ilgili sıkıntılar” ve “güven sorunu” olarak belirtildiği araştırmada, sosyal hayatta karşılaşabilecekleri en önemli sorunların başında “toplum tarafından dışlanma”, “aile kültürünün eksikliğinden dolayı evlilik/aile hayatına uyum sağlayamayacağının düşünülmesi”, “suça eğilimi olduğunun düşünülmesi” belirtilmiş. İş dünyasında karşılaşılabilecek en önemli sorunlar arasında ise “şiddete eğilimli olarak algılanması”, “işveren tarafında güven sorunu oluşturması”, “iş için yeterli görülmemesi” bulunuyor.
Öncelikli görev devletin ve ilgili bakanlığın
Korunmaya muhtaç çocukların korunmasında öncelikli olarak görevin devlete ve devlete bağlı kurumlara düştüğü belirtiliyor. Gönüllüler, STK’lar, eğitimciler ikincil sorumluluk sahibi olarak değerlendiriliyor. Araştırma sonucuna göre her 10 kişiden 7’si korunmaya muhtaç çocukların korunması konusunda devlete, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na görev düştüğünü ifade ediyor. İkinci sırada Çocuk Esirgeme Kurumu, Yetiştirme Yurtları yer alırken üçüncü sırada ise bireyler ve gönüllüler bulunuyor. Korunmaya muhtaç çocukların korunmasında görev düşenler konusunda doğaçlama cevaplarda cinsiyette farklılaşma görülmezken, devletin Doğu Anadolu ve Marmara’da belirtilme oranı daha yüksek. Ege’de ise “Çocuk Esirgeme Kurumu” cevabı ön plana çıkıyor.
Araştırma sonucuna göre korunmaya muhtaç çocuklarla ilgili yapılması gereken en önemli üç görev; “devletin, belediyelerin veya muhtarların bu çocukları düzenli bir şekilde kayıt altında tutmaları ve aile bakanlığı ile işbirliği yapılması”, “bağımsız vakıfların ve sivil toplum örgütlerinin/üniversitelerin bu soruna dikkat çekecek çalışmalar yapması” ve “medya/basın aracılığıyla toplumsal bilinç kazandırılması, farkındalık yaratılması”.
Her 10 kişiden 9’u çevresinde korunmaya muhtaç çocuk bulunmadığını belirtmiş. Çevresinde korunmaya muhtaç çocuk bulunduğunu belirtenlerin oranı İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde daha yüksek.