Kıyametin sıfır noktası! Yüzerken içine çekip yuttu, gerçek çok başka
İnsan eliyle yapılan bu devasa çukur görenleri şaşkına çeviriyor! İlk bakışta tüyler ürperten bir görüntüye sahip delik hakkında 'kıyametin sıfır noktası', 'dünyanın merkezine giden kapı' gibi yorumlar yapılıyor olsa da aslında gerçek çok başka.
Derleyen: Oğuzcan Atış / Milliyet.com.tr - Dünya üzerinde en ünlü çukurlardan birisi aynı zamanda dünyanın en derin doğal oluşumu ünvanını da elinde bulunduran Mariana Çukuru. Büyük Okyanus'ta, Guam Adası'nın güney batısında, Japonya ve Endonezya arasında yer alan ve yaklaşık 11 kilometre derinliğe sahip olduğu tahmin edilen doğal oluşu, görenleri hayrete düşürse de aslında rakipsiz değil. Dünyanın birçok noktasında gerek doğal gerekse de sonradan insanlar tarafından çeşitli sebeplerle inşa edilmiş çok sayıda çukur bulunuyor. Bunlardan en ünlüsü ise ABD’nin Kaliforniya eyaletindeki Monticello Barajı'nda yaşanacak olası taşkınları önlemek amacıyla inşa edilen ve görenlerde bir çukura bakıyormuş algısı yaratan bir dolusavak.
İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinin ardından dünya genelinde hayat normalleşmeye başlamış, savaş döneminde devlet bütçelerinin önemli bir kısmı silahlanmaya ayrıldığı için yapımı aksayan birçok projenin inşa faaliyetlerine yeniden başlanmıştı. ABD’nin Kaliforniya eyaletindeki Monticello Barajı tam da böyle bir atmosferde 1950’li yılların başında inşa edildi. Putah Deresi üzerine inşa edilen baraj kısa süre içinde su tutmaya başladı ve ilerleyen zamanda Berryessa Baraj Gölü oluştu. Uzunluğu 93 metreyi bulan baraj, çevresindeki tarım arazileri ve yerleşim birimlerine su sağlayan bir rezervuar olarak kullanılmaya başlandı.
'İŞTE CEHENNEME AÇILAN KAPI'
Berryessa Baraj Gölü, kısa süre içinde çevrede yaşayanların iyi zaman geçirdiği bir alan haline geldi. Göl ve çevresinde insanların hem dinlenebilmesi hem de eğlenebilmesi için çeşitli tesisler inşa edildi. Tüm bu gelişmeler haricinde Monticello Barajı’nın ziyaretçileri için en ilgi çekici detaylardan biri de göldeki su seviyesinin barajı tehdit etmeye başladığında devreye giren drenaj hattı oldu.
Dünyanın en büyük dolusavaklarından birisi olan delik birçok kişinin tüylerini ürpertiyordu. Dolusavak hattının popülerliği aradan yıllar geçmiş olsa da hiçbir zaman etkisini yitirmedi. Birçok sosyal medya fenomeni baraj yakınlarına giderek bu yapının fotoğraflarını çekti ve videoya aldı.
Sosyal medyada milyonlarca kişi tarafından izlenen bu içeriklere kullanıcılar 'Burası cehenneme açılan bir kapı' , 'Aman Tanrı'm kıyametin sıfır noktası 'ya da 'İşte dünyanın ortasına açılan kapı' gibi yorumlar yaptı.
GÖZ ARDI EDİLEN TEHLİKE ÖLÜM GETİRDİ
Glory Spillway isimli yapının popüler hale gelmesi onu zamanla insanlar için tehlikeli bir hale getirdi. Birçok kişi can güvenliğini riske atarak Glory Spillway’in su tahliyesi yaptığı zamanlarda bu yapıya gereğinden fazla yaklaştı. Gölde yaşanan en trajik ölüm 1997 senesinde gerçekleşti.
41 yaşındaki Emily Schwalek, o gün başına geleceklerden habersiz şekilde Berryessa Baraj Gölü kıyısına ulaştığında oldukça heyecanlıydı. Gölde ufak bir gezinti yapacak ve gününü kürek çekerek geçirecekti. En azından kafasındaki plan tam olarak buydu. Sorunsuz başlayan göl gezintisi bir süre sonra Schwalek için adeta bir kâbusa dönüştü. Göldeki su seviyesi artmış olduğu için devasa dolusavak çalışmaya ve fazla suyu tahliye etmeye başlamıştı. Schwalek farkında olmadan devasa deliğe doğru sürükleniyordu. Talihsiz kadın sürüklendiğini anladığında artık kurtulamayacağı bir noktaya gelmişti. Schwalek, devasa dolusavak tarafından yutuldu ve metrelerce yükseklikten düşerek hayatını kaybetti.
Yaşanan korkunç olayın ardından Glory Spillway’in bulunduğu bölge dubalarla kontrol altına alındı. Gölün dolusavak bulunan bölgesinde yüzmek ve tekne ile dolaşmak ise yasaklandı. Ancak zaman içinde alınan önlemlerin sayısının artmasıyla birlikte dolusavak ziyaretçiler için artık bir tehlike olmaktan çıktı.
1989 YILINDA REKOR KIRMIŞTI
Günümüzde insan eliyle açılan en büyük çukurlardan bir diğeri de Rusya’nın Murmansk Oblastı sınırları içinde bulunuyor. Sovyetler Birliği tarafından Kola Yarımadası'nda bilimsel araştırmalar için başlatılan sondaj çalışmasında yer kabuğunu mümkün olduğunca derine inerek incelemek hedeflendi.
1989 yılında 12 kilometre derinliğe inilen çalışma, dünyanın en derin sondaj çalışması olmuştu. 15 kilometre derine inmeyi hedefleyen araştırmacılar, teknolojik yetersizlikler ve aşırı sıcaklıklardan dolayı çalışmayı 1992 yılında sonlandırdı. Kola derin sondajının en derine inme rekoru yaklaşık 20 yıl boyunca kırılamasa da son dönemde Katar’daki 12 bin 289 metrelik sondaj ile Rusya’daki 12 bin 345 metrelik sondajlar Kola Yarımadası sondajından daha derine inerek mevcut rekoru kırmayı başardı.