Kesin tanı doğum sonrası konuyor
Vajina yokluğunun sıklığı, kaynaklar arasında farklılık göstermekle birlikte dünyada 4-5 bin doğumda bir görülüyor. Türkiye’de yılda MRKH sendromuna sahip yaklaşık 120 bebek doğuyor.
Prof. Dr. Ateş Karateke, vajina yokluğunun tedavisindeki en büyük sorunun geciken teşhis olduğunu söylüyor. Bu durum, vaka sayısını her geçen yıl katlayarak çoğaltıyor. Karateke, şöyle devam ediyor: “Anne karnında vajinanın yokluğu veya vajinanın gelişim basamakları doğrudan görülemiyor. Eşlik eden rahim ve böbrek anormalliği varlığında vajina yokluğundan şüpheleniliyor. Ancak kesin tanı, doğumdan sonra konabiliyor.
Yenidoğanlarda muayene kritik öneme sahip
Her yenidoğanın genel sistemik muayenesinin yapılması gerekiyor. Bu muayenenin bir parçası da genital sistem muayenesidir ve bu sırada vajinanın yokluğu rahatlıkla anlaşılıyor. Vajina yokluğunun yenidoğan döneminde fark edilmesi çok önemli çünkü soruna eşlik eden diğer sistemlere ait rahatsızlıkların da erken teşhis edilmesine yardımcı oluyor. Örneğin böbreğe ait bir anormallik tespit edilerek, böbrek yetmezliğinin önüne geçilebiliyor.
Nedenleri araştırılmalı
Vajina kısalığı veya yokluğuyla doğan bebeklere; kromozom analizi, hormon ve enzim çalışmaları, ultrason, MR, idrar yollarının görüntülenmesi gibi birçok tanı yöntemi uygulanmalı. Soruna neden olan tüm sebepler araştırılmalı ve kesin tanı net bir şekilde ortaya konmalı. Mesela rahimi olmayan bir hastada kromozom analizi 46XY olarak bulunursa, MRKH sendromu olmadığı anlaşılıyor.
Sebebi açıklanıncaya kadar tedavi yok
Sebep net olarak ortaya konulmadan yapılan tedaviler, başarısızlığa yol açıyor. Bazı hastalıklarda tedavi daha yenidoğan ve çocukluk çağında yapılırken, bazı durumlarda ergenlik yaşı bekleniyor.
MRKH sendromlu hastalar; vücut büyümesi ve meme gelişiminde bir anormallik olmadığından, genelde ergenlik çağında adet kanamalarının başlamaması şikayetiyle doktora başvuruyor.
13-14 yaşındaki kızınız adet görmemişse dikkat
Rahimi olup vajinası olmayan hastalarda; her ay adet kanamasının içeride birikmesinden dolayı ağrı gelişebiliyor. Bu da karında bir kitle meydana getiriyor. Sorun bu aşamada fark edilip rahimle vajina arasında kanal oluşturularak adet kanamasının dışarıya akışı sağlanabiliyor ve üreme organlarının kalıcı zarar görmesi engellenebiliyor. Bu yüzden 13-14 yaşında halen adet kanaması görmemiş ve her ay 2-3 gün karın ağrısı çeken çocukların bu açıdan değerlendirilmesi gerekiyor. Bazı olgularsa kişi evlendikten sonra ilişkiye girememe şikayetiyle başvurduğunda ortaya çıkıyor. Erişkin hastalarda jinekolojik muayeneyle vajina yokluğu rahatlıkla anlaşılabiliyor. Ultrason ve MR kullanılarak tanının doğrulanması sağlanıyor. Aynı zamanda bu görüntüleme yöntemleriyle vajina yokluğuna eşlik eden diğer anormallikler de saptanabiliyor.”