'Katil dalgalar'ın ortasında bir Türk! 'Arkanızı dönmeyin, 1 saat sonra kurtarıyorlar'
Dünyanın pek çok yerinde denize girmek veya plajda zaman geçirmek rahatlatıcı bir aktivite. Ancak dünya üzerinde öyle yerler var ki yakınında olmak bile ölümcül olabilir. İzlanda’nın en ünlü plajı Reynisfjara da onlardan biri. Bu plaj sizi sadece dakikalar içinde ölüme sürükleyebilir. 4 senedir sırt çantasıyla dünyayı gezen Ahmet Eren Avcı, gittiği bu plajda yaşadığı deneyimleri ve plajın korku dolu hikâyesini anlattı.
Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr - Doğası ve iklimiyle birçok turist için adeta bir cazibe merkezi olan İzlanda'nın siyah kumlu plajı Reynisfjara, kartpostalları andıran görüntüsüyle herkesi büyülüyor. Ancak plajın coğrafi konumu ve dev okyanus dalgaları bu plajları oldukça tehlikeli bir hale getiriyor. Atlantik Okyanusu'nun tam ortasında bir ada ülkesi olan İzlanda'nın genelinde etkili olan bu dalgaların şaşırtıcı bir özelliği bulunuyor. Dalgalar, sanılanın aksine çok yüksekten değil bilek seviyesinde karaya varıyorlar. Hızlanarak geldikleri için çok güçlü bir etki yaratan bu dalgaları ölümcül yapan sebeplerden en büyüğü ise İzlanda'nın mistik siyah kumsallarındaki turist yoğunluğu. 4 yıldır dünyayı gezen bir Türk'ün 'katil dalgalar'a dair anlattıkları ise plajın korkutuculuğunu net bir şekilde ortaya koyuyor.
ÇARPIŞMANIN ETKİSİYLE SİYAH KAYALAR OLUŞTU
Reynisfjara Plajı'ndaki bazalt sütun, siyah kum ve doğal oluşumlar yerli ve yabancı birçok turisti buraya çekiyor. Özellikle yabancı olmayan turistler kilometrelerce buranın fotoğrafını çekiyor, ancak bunu yaparken farkında olmadan kendilerini gizli bir tehlikeye sokuyorlar.
Plajın yakınındaki Katla Yanardağı yüzyıllar önce patlayarak erimiş ve sıcak lav ile buz gibi Atlantik Okyanusu çarpışmıştı. Bu çarpışmanın etkisiyle de denizin ortasındaki siyah kayalar oluşmuştu. Yüzyıllar boyunca bu siyah kaya, toz büyüklüğünde parçacıklara dönüşerek günümüzde sahilde görünen siyah kumları oluşturdu.
Bu doğal güzellik insanları kendine çekse de gizli bir tehlikeye de ev sahipliği yapıyor. İnanılmaz derecede güçlü olan bu dalgalar bir yetişkini saniyeler içinde denize sürükleyebiliyor.
'DENİZE ASLA ARKANIZI DÖNMEYİN'
'Sneaker waves' adı verilen dalgalar, birkaç küçük dalga enerjisinin birleşerek büyük dalgaları oluşturmasıyla meydana geliyor. Böylesi bir dalgaya yakalanan insanlar kıyıya geri kaçmakta çok zorlanıyorlar. Donma derecesine çok yakın olan bu sudan çıkamadıklarında hızlı bir şekilde hipotermi başlıyor ve bu noktada ölüm de kaçınılmaz oluyor. Turist rehberleri, merakla plajı ziyaret eden turistlerin karşılaştıkları manzara karşısında büyük bir tedirginlik yaşadıklarının altını çiziyor. Rehberler, turistlere normal kumsallarda yaptıklarını unutmamalarını, asla denize arkalarını dönmemelerini ve dalgalara karşı tetikte olmaları gerektiklerini sıklıkla hatırlatıyor ve uyarılarda bulunuyor.
KUMSALI BAŞTAN SONA YÜRÜMEK 1.5 SAAT SÜRÜYOR
Kilometrelerce uzunluğundaki kumsalı baştan sona yürümek yaklaşık 1.5 saat sürüyor. Burayı ziyaret edenler, dalgaların oldukça sinsi olduklarını ve bir anda sizi içlerine aldıklarını söylüyor. Üstelik bir kez dalgalara kendisini kaptıranın sonrasında kurtulması da oldukça güç.
Geçtiğimiz yıllarda plajı ziyaret eden bir turistin denize doğru çekildiği ve yaşanan olayda onu kurtarmak isteyen ailesinin dahi hayatlarını kaybettikleri biliniyor. Hatta 3 arama kurtarma çalışanının da hayatını kaybettiği biliniyor. Tüm bunlar plajın aslında ne kadar tehlikeli olduğunun en somut kanıtları arasında yer alıyor.
Yaşamla ölüm arasında yalnızca dakikaların olduğu plajda karşılaştıkları manzara karşısında büyülenen birçok kişi karşılarındaki uyarı levhasını dikkate almıyor. Ulaşımın da güç olduğu bu bölgede arama kurtarma ekiplerinin de yalnızca havadan destek olabildiği ve çoğu zaman insanlara yardımcı olma konusunda coğrafi dezavantajdan ötürü geç kaldıkları da dikkat çeken bir diğer ayrıntı.
21 YAŞINA KADAR TAM 41 ÜLKEYİ ZİYARET ETTİ
Tam 4 senedir sırt çantasıyla dünyayı gezen tıp fakültesi öğrencisi olan 21 yaşındaki Ahmet Eren Avcı, İzlanda seyahatinde gittiği Reynisfjara Plajı'nda yaşadıklarını anlattı. Lisede yeni kültürleri tanıma merakı Eren’i yollara düşüren en önemli sebeplerden biri oldu. Avcı, 4 sene boyunca gerek otostopla gerek farklı ailelerin yanında konaklayarak kimi zaman da hostellerde kalarak tam 41 ülkeyi ziyaret etme şansı buldu.
Tıp fakültesine devam ederken yoğun geçen okul ve gezi döngüleri arasında kendi serüvenini çizen Avcı, amacının farklı kültürleri tanımanın yanında insanlara ne kadar yoğun olursak olalım her zaman gezmeye ve dünyayı keşfetmeye vakit bulunabileceğini göstermek olduğunu da dile getiriyor. İzlanda’nın bu popüler sahilini ziyaret ettiğinde adeta büyülendiğini dile getiren Avcı, şunları anlattı:
"Denizin ortasında yükselen kayalar ve bunların İskandinav tarihinde troller olduklarına inanılması, anlatılan hikâyeler derken, siz bunların büyüsüne kapılıp suya yaklaştığınızı fark etmiyorsunuz bile. Dalgaları fark ettiğinizde de çok geç oluyor ve kaçma şansınız maalesef olmuyor. Dalgalar bileğinize vurduğunda sizi yere düşürüyor ve okyanusa çekiyor. Haliyle okyanus da buz gibi olduğu için bu kazaya uğrayanlar boğularak değil de birkaç dakika içerisinde hipotermiden can veriyor. Sahil güvenlik ekipleri de kurtarmada aktif rol oynayamıyorlar çünkü sadece kurtarma helikopteriyle müdahale edebiliyorlar ve onun da noktaya ulaşması tam 1 saati bulabiliyor."
'ÇEKİM YAPARKEN GÖZÜM SÜREKLİ DALGALARDAYDI'
Plajın, mistik ve efsaneden fırlamış gibi göründüğünü söyleyen Eren Avcı, "Ben oradayken kendimi çok farklı hissetmiştim. Dalgaların ürkütücü sesi anlatılan Viking ve trol efsanelerini adeta gözünüzün önünde canlandırıyor. Kesinlikle gittiğim en güzel noktalardan biri ve aynı zamanda en tehlikelisi" dedi.
"Dalgaların gücünü biz de çok merak ettiğimiz için çok dikkatli bir şekilde kıyıya vururken dalgalara yaklaştık, pür dikkat olmamıza ve dalgaların en güçsüz kısmına denk gelmemize rağmen dalgalar bileklerimi oldukça acıttı. Dalgaların sesi ve etraftaki kayalar durumu çok daha ürkütücü yapıyor, o yüzden çekim yaparken sürekli gözüm dalgalardaydı." - Ahmet Eren Avcı
'DENETLEYEN BİRİ YOK, UYARILAR DİKKATE ALINMIYOR'
"Sahilin büyüsüne kapılmış bir şekilde fotoğraf çekerken dalgalara yakalanırsanız düşüp okyanusa çekilmeniz çok olası" diyen Ahmet Eren Avcı, plajdaki tehlikeyi şöyle özetledi: "Dünyanın en güzel 10 plajından biri olarak seçilmiş ve bence de öyle ama ziyaret edenlerin trajik bir kaza yaşamaması için çok dikkatli davranmaları gerek. Bunun için İzlanda hükümeti sahilin girişine plajı renk kategorilerine ayıran bir harita yerleştirmiş. Bu harita yeşil, sarı ve kırmızı bölgelere ayrılmış. Sahilin girişinde bir de dalga yoğunluğuna göre yanıp sönen renkte ışıklar var. Kırmızı ve sarı ışıklar yandığında o renkteki bölgelere geçmemeniz gerekiyor ama bunu denetleyen olmadığı için turistler uyarıları dikkate almayabiliyor. Son 10 yıl içerisinde en az 5 kişinin burada hayatını kaybettiği biliniyor."