Karısı için 'Doğa Dede' oldu! Tek isteği var: 'Afyon'daki şehitliklere yetiştirdim'
Muğla'nın Datça ilçesinde 18 yıldır fidan yetiştiren emekli Albay Ali Avsever, Türkiye'nin dört bir yanını yeşillendirmek için yola çıktı. Tek başına yürüdüğü bu yolda başta çocukları ve çevresindekiler olmak üzere herkes de destekçisi oldu. Pek çok kişiye ilham veren ve yıllar önce kaybettiği eşinin anısına binlerce fidan diken Avsever'in ise şimdi tek isteği var.
Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr - Şimdilerde 84 yaşında olan emekli Albay Ali Avsever, namıdiğer 'Doğa Dede' yaşadığı toprakları yeşillendirmek için var gücüyle fidan dikiyor. Yıllarca asker olarak hizmet verdiği vatanına emekli olduktan sonra da hizmet etmeyi bırakmadı. Aysever, "İnsan mesleğini severek yaparsa hayattan zevk almaya başlar. Şunu söyleyebilirim ki benim mesleğim herhangi bir ekonomik beklenti içerisinde olmaksızın, çok sevdiğim ve uğruna yıllarca hizmet ettiğim vatanımı ağaçlandırmak için fidan yetiştirmek ve devlet kurumlarımıza çeşitli ağaçlandırma projelerinde kullanabilmeleri için bağışlamak. Ben bunu çok severek yapıyorum, aşkla yapıyorum, tutkuyla yapıyorum. Beni hayata bağlıyor, hayattan zevk almamı sağlıyor" diyor. SEN ANLAT'a konuşan emekli Albay Avsever'in işte 7'den 70'e herkese ilham olacak hikâyesi.
EŞİNİN ANISINA BAŞLADI
Türkiye'nin dört bir yanını yeşillendirmek için uğraşan Ali Avsever yaşadığı ve fidanlarını yetiştirdiği Datça'yla 1993 yılında tanıştı. Öncesinde Ankara’da yaşayan ve TSK bünyesinde albay olarak görev yapan Avsever, emekli olduktan sonra şehir hayatının yoğun ve yorucu temposundan uzaklaşmak, toprakla, doğayla iç içe olabilmek istedi. İlk başta sakin ve dingin bir hayat için belli bir süre yazlıkçı olarak Datça’da yaşamaya başladı. 3-4 ay Datça’da kalıp sonrasında Ankara’ya dönüyordu ancak 2000’li yılların başlarından itibaren Ankara’ya gidiş gelişleri azalmaya başlayınca artık tamamen Datça’ya taşındı.
Datça'ya taşınmasının bir anlamı vardı. Bu güzel vatanı daha yeşil kılabilmek için ağaçlandırma yapmak en büyük hayallerinden birisiydi ve bu hayalini gerçekleştirebileceği en uygun yer olarak Datça’yı seçti. Bir başka hayali ise 1993 yılında kaybettiği eşi adına kendi yetiştirdiği fidanlardan oluşan bir hatıra ormanı oluşturmaktı. Ali Avsever, bu istek ve arzunun onu hayata bağladığını söylüyor.
Eşini kaybettikten sonra eşinin anısını bir şekilde yaşatmak, ölümsüzleştirmek isteyen Avsever, "Yetiştirdiğim fidanları eşime adadım. Bağışladığım yerlerden iki isteğim vardı. Birincisi, fidanlarıma gerekli en ideal bakım şartlarını oluşturmaları ve fidanlarımın toprakla buluştuğu yere küçük bir tabela koymaları. İkinci ise tabelada, 'Buradaki fidanlar E. Alb. Ali Avsever tarafından rahmetli eşi Makbule Avsever anısına bağışlanmıştır' yazacaktı" dedi.
HER ŞEY 2006 YILINDA BAŞLADI
2006 yılından 2020 yılına kadar en az 10 bin fidan yetiştiren Avsever Uşak, Yatağan, Datça başta olmak üzere muhtelif belediye ve muhtarlıklara bu fidanları bağışladı. 2021’de Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin 100. yıl dönümü hazırlıkları öncesinde Afyon Kocatepe'deki Atatürk anıtının çevresinin ne kadar çorak olduğunu fark etti ve bölgenin yerel gazetelerine o bölgeyi ağaçlandırma isteğini bildirdi. Ardından Afyon Garnizon Komutanlığı ve Milli Parklar Müdürlüğü onun çağrısına yanıt verdi ve 700 kadar fidanını da 2022’de Afyon Kocatepe'ye bağışladı. Hâlâ her biri ortalama 3 yaşlarında olan 10 bin adet bölge iklimine uygun fidan ise Afyon'daki diğer şehitlikleri ağaçlandırmak üzere hazır bekliyor.
Avsever'in fidan yetiştirme arzusu ve isteği meslek hayatı boyunca hep vardı. Emekliliği sonrasında TEMA gönüllüsü olarak birçok yere arkadaşlarıyla birlikte ağaç dikmeye gidiyordu. Datça’da 2006 yılından sonra fidan yetiştirmeye başlayan Avsever, dile kolay yaklaşık 18 yıldır fidan dikiyor.
Emekli olduktan sonra evde oturup boşa zaman geçirmek yerine çevresine, vatanına, milletine yararı olacak bir faaliyette bulunmak isteyen Avsever, meslek hayatı boyunca da imkan buldukça görev yaptığı birliklerde ağaç dikme faaliyetleri düzenledi. Özellikle tohumları toprakla buluşturduktan bir süre sonra tohumun yeşillenmesi, giderek büyümesi ve sonunda genç bir fidana dönüşmesi onu daha da üretken olmaya sevk etti. Bu zamana kadar evinde binlerce fidan yetiştiren Avsever, bunun yanı sıra Datça’daki okullardan öğrencileri ağaç dikme faaliyeti için öğretmenleri gözetiminde misafir etti ve her birinin isminin yazılı olduğu birer fidan dikmelerini sağladı. Çünkü ona göre insan yaptığı işlerin güzel sonuçlarını gördüğü sürece motivasyonunu asla kaybetmezdi.
Emekli Albay Ali Avsever bu yolculuğunda yalnız değildi, kendisine eşlik eden başka doğaseverler de vardı. Fidan yetiştirme ve bahçe bakımı konusunda çevresi de yardım ediyor. Son derece olumlu tepkiler alan Avsever'in özellikle yaz aylarında yaşadığı yere gelenler bahçesini gezmek, onunla tanışmak ve fotoğraf çektirmek istiyor. Birçok ziyaretçi, yaşına rağmen bu ölçekte bir bahçe ve binlerce fidanla nasıl baş ettiğini görünce gözlerine inanamayıp takdir ediyor.
'DOĞA DEDE' DİYE SESLENDİLER
Ali Avsever'in hikâyesini duyanlar kendisinden ilham alıyordu. Yaşı 84, ruhu gencecikti. Ancak Datça yerel basını kendisinden bahsederken 'Doğa Dede' başlıklı manşetler atınca artık Ali Avsever, 'Doğa Dede' olarak anılmaya başladı. 'Doğa Dede' lakabı torunlarından birinin de adının da 'Doğa' olması sebebiyle hoşuna gitmişti.
İlk hedefi vatanını daha yeşil kılmak olan Avsever'in bir diğer hedefi de Afyon Kocatepe’deki şehitliklerimizin çorak görünümünü ortadan kaldırmak, onları hak ettiği yeşil örtüye kavuşturabilmek. "Küresel ısınma, hızlı nüfus artışı, insan faaliyetleri sonucunda dünyada ve ülkemizde orman alanları hızla daralıyor, su rezervleri azalıyor ve toprak çoraklaşıyor. Türkiye için bu gidişe 'dur' diyebilmek adına imkanlarım ve sağlığım el verdiğince fidan yetiştirmeye devam etmek istiyorum" diyen Aysever'in çocukları ise maddi manevi hiçbir desteğini babalarından esirgemiyor. Bu değerli mirası zamanı geldiğinde babalarından devralmaya da hazırlar.
Emekli Albay Ali Avsever'in gençlere ise bir notu var: "Vatanımızın her karış toprağı binbir mücadele ile elde edilmiştir. Bu uğurda sadece Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nde 137 bin şehit verilmiştir. Bizlere düşen en önemli görev de ülkemizin topraklarına gereken özeni göstermek, onu en güzel ve en hak ettiği haliyle korumaktır. Ülkemiz insanı olarak mutlu ve huzurlu bir yaşam sürebilmek ancak bu şekilde mümkün olabilir."