Kamptan büyük firar! Al yanaklı 200 maymun, şehri cehenneme çevirdi: 'Ödülüm var'
Dünyanın çeşitli bölgelerine seferler düzenleyip farklı türdeki canlıları ülkesine getiren biriydi. Mesleğini satırlara döküp beyaz perdede canlandıran yazar ve film yıldızı kimileri için zalim bir avcı kimileri için maceraperest ruha sahip biriydi. Ancak getirdiği 200 maymun akla hayale sığmayacak bir olaya imza atmıştı.
Derleyen: Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr - Hayvan avcılığı konusunda büyük bir şöhrete sahip olan Frank Buck, dünyanın dört bir yanındaki vahşi hayvanları yakalayıp teknelerle Amerika Birleşik Devletleri'ne getirmesiyle ünlü isimlerden biriydi. Uluslararası hayvan avcılığının yanı sıra kitapları çok satan bir yazar ve film yıldızıydı. 1910 yılında egzotik hayvanları avlamak ve toplamak amacıyla Asya'ya birçok sefer düzenledi, hayvanat bahçeleri ve sirkler için 100 binden fazla canlıyı ülkesine getirdi. Onun seferlerinden eli boş dönmemesi ünlü bir maceracı olarak anılmasını sağladı. Dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşayan hayvanları 'incitmeden' yakalayan ve bunları ülkesindeki sirklere kazandıran Frank Buck kimileri için eğlenceli kimileri için zalim biriydi. Ancak onunla ilgili hafızalarda kalan en büyük olay 21 Ağustos 1935 yılında gerçekleşti.
AFRİKA'DAN ASYA'YA DÜNYANIN HER YERİNDEN HAYVAN GETİRDİ
Frank Buck 1900'lü yıllarda Amerika'da meşhur biriydi. Binlerce hayvanı Afrika ve Asya'ya düzenlediği seferler sırasında yakalayıp ülkesi Amerika'ya getiriyordu. Getirdiği hayvanları sirklere, zengin kişilerin evlerine ve kendi çiftliğine yerleştiriyordu. Buck, birçok türde hayvanı getiriyordu ancak ona göre içlerinde en önemli olanlar al yanaklı Makak maymunlarıydı (Rhesus Macaque). Hayvanat bahçelerinde ve fuarlarda görev yapan Buck, ilerleyen günlerde makakların başına ne derece bela olacağını bilmeden işlerine devam ediyordu. 1932 ile 1943 yılları arasında, çoğunluğu çeşitli vahşi hayvanlarla sahnelenen yedi macera filminde rol aldı.
1933 yılında Frank Buck'ın makaklarla ilgili yaptığı açıklamadan sonra başına gelmeyen kalmadı. Buck, 1939 tarihinde yayınlanan bir kitabında, "Başka hiçbir canlı bu kadar yaramazlıkla dolu değildir, insanın rahatsızlığından bu kadar bu kadar zevk almaz veya bu kadar çıldırtıcı derecede yaramaz olamaz. Maymunlar her küçük hareketinin arkasında sorun çıkaran bir niyet barındırırlar" demişti.
BÜYÜK FİRAR: MAYMUNLAR İŞ BAŞINDA!
Frank Buck'ın ülkesindeki sirk ve hayvanat bahçelerinde sergilemek için diğer hayvanların yanında 200'e yakın maymunu vardı. 1933-1934 Chicago Dünya Fuarı kurulmuş ve bu fuarda maymunlar gelen ziyaretçilerin favorisi haline gelmişti. O yıllarda Maymun Dağı adı verilen insan yapımı bir yapı üzerinde bulunan Frank Buck'ın Orman Kampı'nda şenlik yapıldı. Buck bu kampa her hafta gelen kişilere ücretsiz evcil maymun vereceğine dair ilanlar verdi ve ziyaretçileri çekmeyi başardı. Fuar kapandığında ise Buck, hayvanat bahçesini Long Island'da bir köy olan New York, Massapequa'ya taşıdı ve burada yerel turistler için kendi Maymun Dağı'na sahip yeni bir Orman Kampı açtı. Ne olduysa bu orman kampında oldu.
21 Ağustos 1935'e kadar her şey barışçıl gidiyordu, ta ki 175 kadar makak maymunu, kampta çalışan bir işçisinin bir anlık dikkat dağınıklığından faydalanıp kaçana kadar. Hayvanat bahçesinden kaçan maymunlar şehrin her yerine yayıldı ve günlerce adeta terör estirdi, banliyö trenlerini durdurdu, bayrak direklerine tırmandı ve yerel meyve tezgahlarına baskın düzenledi.
Firar eden 200'e yakın maymunun liderlerinin Capone adında kurnaz bir maymun olduğu söyleniyordu ve söylenenlere göre tüm planı Capone yapmıştı. Yaşanan bu arbade 1968 yapımı bir bilimkurgu gerilim filmi olan 'Maymunlar Cehennemi'ni akıllara getiriyordu. Maymunların kaçışının ertesi gününde, New York Daily News "Maymunlar her yerde koşuşturuyor, ağaçtan ağaca atlıyorlar. Long Island Demiryolu'nun geçiş yolunda çalışan 100 işçinin üzerine üşüştüler, tren raylarını kapattılar" yazıyordu. Büyük kaçışın dördüncü gününde, Associated Press, en az 35 maymunun bir yola barikat kurduğunu ve bunu gören bir sürücünün direksiyonu kırarak arabasını bir hendeğe sürdüğünü ve maymunlardan birinin öldüğünü yazdı.
YAKALAYIP GETİRENE 'ÖDÜLÜM VAR' DEDİ
New York Times'da ise Massapequa İtfaiye Departmanındaki çalışanların maymunları bayrak direklerinden indirmek için 65 fitlik bir merdiven dikmek zorunda kaldığı, başka bir maymun çiftinin Hicksville kasabası yakınlarındaki yüksek gerilim iletim kulesine tırmandığını ve bu da iki suçlu maymunun 30 dakikalık bir elektrik kesintisine ve birkaç kişinin ölümüne sebep olduğu yazıyordu.
Maymunlar şehrin birden fazla bölgelerinde büyük sorunlara yol açacak derecede çığırdan çıkmışlardı. Frank Buck'ın kamp yönetimi kaçan maymunlardan herhangi birini yakalayıp geri getirebilen herkese ödül verileceğine dair ilan yayınladı. Bu ilanı gören kişiler bunu milli bir mesele olarak kabul edip maymun avına çıktı ve başarılı da oldu. Birkaç maymun bu sayede yakalandı ve Buck'a teslim edildi.
Gazeteler gün geçtikçe kaç maymunun yakalandığını ve kaç tanesinin hâlâ firarda olduğunu hesapladı. Bir noktada, kalan kaçakların listesi beşe düştü: Lider Capone artı dört dişi maymun arkadaşı hâlâ sokaklarda dolaşıyordu. Dişi makaklar kısa sürede muz ve tatlı patatesle yemlenmiş tuzaklara yakalandılar ancak Capone hiçbir şekilde kandırılıp yakalanamadı.
PLANLI BİR REKLAM KAMPANYASI OLABİLİR Mİ?
Yaşanan bu olay Buck'ın itibarını zedeleyecek gibi görünse de öyle olmadı. Şehri alt üst eden maymunların tekrar kampa dönmesi o ay içinde 100 bine yakın kişinin Frank Buck'ın kampına ziyaretiyle sonuçlandı ve bu işten Buck oldukça kazançlı çıktı. Sonlarında bazı gazetelerde bu olayın en başından itibaren bir reklam gösterisi olduğundan şüphelendikleri yazıldı. Bu firarın planlı bir reklam çalışması olduğunu düşünenler Frank Buck'ı suçladılar ancak yapılan araştırmalar firar gününde Buck'ın, şehir dışında olduğuna işaret etti. Dahası maymunları kaçarken Buck başka maymunları ülkesine getirmeye çalışıyordu. Güney Asya'nın çeşitli bölgelerinden 15 çeşit maymun getirmiş ve kaba bir tabirle adeta koleksiyonuna yeni maymunlar eklemişti. Güney Asya seferi Buck'ın hayvan avındaki son seferi oldu. Frank Buck'ın şöhretinden hiçbir şey eksilmedi, yaşanan bu olay da onun kariyerine damga vuran olaylardan biri olarak tarihte yerini aldı. Dahası 1935 firarından sonra insanların Buck'ın hayvan kampına olan ilgisi daha da arttı ve işler yolunda gitti.
Yaşanan büyük firar bile onun işlerini durduramazken 1939 yılında başlayan II. Dünya Savaşı, Buck'ın başka kıtalara olan seferlerini tamamen durdurdu. Ancak o bu süreyi de bir fırsat olarak gördü ve savaş yıllarında birçok konferansa, radyo programına katıldı ve birçok kitap yazdı. Yaşamı boyunca 8 kitap yazdı ve bazılarının yapımcılığını üstlendiği 8 filmde oynadı.
Frank Buck son anlarına kadar çalışmaya ve üretmeye devam etti. 66 yaşındayken 25 Mart 1950'de Houston'daki çiftliğinde akciğer kanserinden hayatını kaybetti. Peki onun ölümünden sonra hayvanat bahçesine ve dünyanın dört bir yanından getirdiği hayvanlarına ne oldu? 1930 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde 30 dönümlük bir alana kurulan hayvanat bahçesi 130'dan fazla hayvana ev sahipliği yapıyordu ve ismi Gainesville Community Circus'du. Ancak Frank Buck'ın ölümünden 4 yıl sonra hayvanat bahçesinde büyük bir yangın çıktı ve sirk ekipmanları yok oldu. Yangından sonra hayvanlar kalıcı olarak başka bir yerde muhafaza edildi ve yangından sonra hayvanat bahçesinin adı, dünyanın dört bir yanından vahşi hayvanlar toplayan ve aynı zamanda hayvanat bahçesinde sirk yöneticisi olarak çalışan film oyuncusu ve yönetmeni Frank Buck'ın adıyla değiştirildi.
Yangından sonra onarılan hayvanat bahçesine canlılar yeniden yerleştirildi ve hizmet vermeye devam etti. 2008 yılında hayvanat bahçesinde 'Frank Buck Sergisi' açıldı ve Buck'ın kızı Barbara Buck tarafından bağışlanan ve bir zamanlar babasına ait olan kamp araçları ve medya hatıraları gibi eşyaları sergiledi. Frank Buck'ın hayvanat bahçesi şimdilerde dünyanın çeşitli bölgelerinden getirilen sayısız hayvanın yaşadığı ve her yıl binlerce ziyaretçinin uğradığı bir yer olarak hizmete devam ediyor.