İstifa edip cebindeki son kuruşla yola çıktı! 'Bazen su bile alamadım'
Samsun doğumlu Uğur Kola, 4 sene satış danışmanlığı yaptığı işinden ani bir kararla istifa edip dünya turuna çıktı. Önce Türkiye’yi otostopla gezen ve bileklik satarak geçinen Uğur, şimdilerde paylaştığı videolarla kendini finanse ederek dünyayı geziyor.
Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr - Evin en büyük çocuğu olan Uğur Kola, eğitimini Samsun’da tamamladıktan sonra, 4 sene satış danışmanlığı yapıp, ani bir kararla işinden istifa etti ve yollara düştü. İşinden ayrılmadan önce de izin günlerinde kendini yollarda bulan Uğur, bazen otostop bazen ise bisikletiyle Samsun’a yakın şehirlere gidiyordu. İzin günlerini de doğa da çadırı, bisikletiyle geçiriyor, yeni insanlarla tanışmaktan çok büyük keyif alıyordu. Bir süre sonra bunun kendisine yetmediğini fark edip işinden ayrıldı ve tam zamanlı yollara düşme kararı aldı. İşinden ayrıldıktan sonra her şeyin kolay olacağını sansa da öyle olmadı. 1 ay boyunca kendini, çantasıyla karşı karşıya kalmış durumda bulan Uğur, ”Kapının eşiğini geçmek çok zor geliyordu. Tertipli ve titiz olmaya önem veren bir adamın yollarda çadırı ve cebindeki son parası 220 lira ile uzun süreli ne yapacağını bilemiyordum” diyor.
‘YAPTIĞIM BİLEKLİKTEN SATIN ALARAK PARAMI 5’E KATLADI’
Sadece izin günlerinde 1 günlüğüne evden ayrılan Uğur için o gün gelip çattı. Bir sabah uyanıp ailesine hazır olduğunu söyledi ve hayalini kurduğu o yolculuk için yola koyuldu. Önce Samsun’da otostop çekebileceği bir yere ulaştı. Çantasında satmak için hazırladığı bileklikler, biraz ip ve biraz boncuk ile kendini yolda buldu. Uğur, ilk otostopu büyük şehirlerden birine yapmak istiyordu. Elini kaldırdığında duran ilk araba İzmir, Ankara, İstanbul bu 3 şehirden hangisine doğru gidiyorsa rotasını oraya doğru çevirdi. İlk uzun süreli yolculuğunda çektiği otostopta 10 saatlik yolu tek arabada Samsun’dan İstanbul’a giden Uğur, “Yol boyunca Halil abi ile sohbet ederek yola devam ettik. Bana yemek ısmarladı. Hazırladığım bileklik denmeyecek şekilde olan, sadece ipin ortasına boncuk geçirdiğim bilekliklerden alarak cebimde olan paramı 4’e 5’e katladı. Ve o gün beni yeni açtığı iş yerinde ağırladı ve ilk hikayem böyle başlamış oldu” bilgisini paylaştı.
‘CEBİMDEKİ PARAYA GÖRE YEMEKLER YİYORDUM’
İlk yola çıktığında herhangi bir plan yapmadan seyahat eden Uğur, ilk önce Türkiye’nin 81 şehrine ayak basmayı, sonrasında ise yurt dışına açılmayı hedefledi. Yol onu nereye götürürse oraya doğru gitti. Önce elindeki bileklikleri satabileceği şehirler aradı kendine. Gittiği her şehirde bir şeyler satmayı deniyor ve en çok hangi şehirde satış yapıyorsa o şehirde uzun kalıyordu. Bütçesi ise ilk başlarda sattığı bileklikler kadar oluyordu. Tabii ona göre de yemekler yiyordu; marketlerde satılan konserve ve ekmek gibi. Bir süre sonra bu bilekliklerden gelen paranın kendisine yurt dışında yetmeyeceğini fark edip kendini Antalya’ya doğru giderken buldu. Bir otelde iş bulup çalışacak ve kazandığı para ile pasaportunu çıkartıp sonra yurt dışına gidecekti. Antalya’ya vardığında Olympos bölgesinde iş bularak 4 ay çalıştı. Kalacak yere ve yemeğe para vermediği için de çalıştığı para cebine kalıyordu ve bu sayede rotasını hazırlayabiliyordu. İlk olarak pasaportunu çıkarır çıkarmaz Balkanlar’a giden Uğur, “Önümde ki 3-4 ülkeyi planlayabiliyordum, sonrasını ise planlayamıyordum. Bazen ne kadar plan yapsam da yollarda her şey akışında gidiyordu ve planladığım hiç bir şey olmayıp kendimi yolların akışına bırakıyordum. Ve bu bazen çok daha güzel olabiliyordu” ifadelerine yer verdi.
‘EŞİNİ ARAYIP, BENİ O GECE EVLERİNDE MİSAFİR ETTİLER’
Tek başına seyahat etmenin kendisini ürkütmediğini ve her zaman pozitif düşünen biri olduğunu söyleyen Uğur, “İyi düşünerek iyi şeyler ile karşılaşacağımı düşündüm sürekli. Tabii annemin ve babamın duaları da var. Tek başıma seyahat etmeyi seviyorum ve korkmuyorum. Başıma bir şey gelecekse her yerde gelebilir bence. Otostop çekerken de korkmuyorum. Otostop çekerek hiç giremeyeceğim evlere misafir oldum. Belki de hiç oturamayacağım sıcacık sofralara oturdum, belki de hiç binemeyeceğim arabalara bindim ve bir sürü hikaye dinledim” deyip ekliyor:
“Her insandan, bir şey öğreniyorum. Otostop sayesinde bir sürü arkadaşım var. Mardin’in Nusaybin ilçesinden otostop çekip Mardin’e doğru giderken, bir abi beni arabasına aldı ve çay içmek için evine götürdü. Arabada, eşini arayıp bir şeyler söyledi ve eve gittiğimde sobanın başında hazırlanmış bir sofra ile karşılandım. Sobadan dolayı terlediğim için çorabımı çıkarıp sol tarafıma koyup arkamı döndüğümde çorabımın orada olmadığını fark ettim. Beni arabasına alan abinin eşinin çorabımı yıkamak için aldığını öğrendim. O evde 2 gün kaldım ve bir aile kazandım. Tabi ki dikkati elden bırakmamak lazım. Ama iyi insanlar bu dünyada hala çok fazlalar bunun bilincindeyim.”
Uğur, ilk başlarda bütçesi kısıtlı olduğu için çadırda ve bazı uygulamalar sayesinde gezginlere evini açan insanlarda kalıyordu. Bir süre sonra sosyal medyaya giriş yapıp Youtube üzerinden gelir elde etmeye başlayınca ara ara hostellerde (paylaşımlı odalarda) kalmaya başladı.
‘BAZEN SU ALACAK BİLE PARAM OLMUYORDU’
Yolculuğunun ilk 1 senesinde harcamalarının çok düşük olduğuna dikkat çeken Uğur Kola, “Hem param olmadığı için hem de bazen su alacak para bulamadığım için çok dikkatli harcamam gerekiyordu. Her şeyi terk edip yola çıkmıştım ve ailemden destek alamazdım. O yüzden ne yaparsam kendim yapacaktım. Sonralarda ise sosyal medyadan gelir elde etmeye başlayınca her şey çok daha güzel oldu. Minimum harcayarak daha fazla gezebileceğim şekilde yaşamaya çalışıyorum. Ne kadar az harcarsam o kadar çok yer görebilir o kadar çok yeni insanla tanışabilirim” dedi.
Şimdiye kadar sırt çantalı gezginlere çok kötü bakan bir ülke ile karşılaşmadığını dile getiren Uğur Kola, Türkiye hakkında genelde bilinen şeylerin dizilerimiz ve müziklerimiz olduğuna değiniyor. Şaşırdığı şeylerden bir tanesinin de gittiği birçok ülkede dizilerimiz sayesinde dilimizin öğrenilmesi olmuş. Çok kısa sürede dizilerimizi izleyerek dilimizden birçok kelimeyi öğrenebildiklerini, hatta bir kesim insanın çok rahat bir şekilde Türkçe konuşmaya başladığını söyleyen Uğur, “Dizilerimizi iyi pazarladığımızı düşünüyorum ülkelere. Çok seviliyorlar. Özellikle orta doğu ülkelerinde tarihi dizilerimize çok büyük hayranlık var. Bu da Türklere karşı olan sevgilerini arttırıyor gibi hissettiriyor insana” yorumunda bulundu.
‘1 AY SADECE MUZ YİYİP SU İÇTİM’
Yollarda en zorlandığı şey çok soğukta otostop çekmek olan Uğur Kola, bazen ise gittiği ülkelerin yemekleri ile arasının barışmadığına dikkat çekiyor. 1 aylık Hindistan seyahati boyunca sadece muz ve su ile beslenmek zorunda kalan Uğur, Nepal’de de zehirlenerek 1 hafta sadece otelde kaldığının bilgisini verdi. Bazı ülkelerde hijyen ve yemek sorunun kendisini en zorlayan şeylerden biri olduğunu söyleyen Uğur, onu da bir şekilde aşıp bağışıklık sistemini güçlendirdiğine değindi. Uğur, yolculuğunun ilk senelerinde sokaklarda bileklik satıp ara ara yaz dönemlerinde de otelde çalışıyordu. Son 1.5 senedir ise, sosyal medyaya içerik üreterek gelir elde ediyor ve bu gelir ile seyahatini karşılayabiliyor.
‘BURADA BİR EVİN ÇATISI, BAŞKA BİR EVİN BAHÇESİ OLUYOR’
Şimdiye kadarki en farklı seyahatinin İran’ın Çaharmahal ve Bahtiyari Eyaletinde bulunan Sar Agha Seyed adlı köy olduğuna değinen Uğur burayı, “Dağların arasında üst üste yapılmış bir evin çatısı, bir evin bahçesi olan köy” olarak tanımlıyor. Oraya giderken ne ile karşılaşacağını bilmeden yola çıkan Uğur, İsfahan şehrinden yola koyulduğunda yolun 3-4 saat süreceğini biliyordu ama bu denli kötü yolda gideceğini hiç düşünmemişti. Uğur, “Haritama bakarak yolu takip ediyordum yakınlaşıyordum köye, biliyordum ama gözüme köy ile alakalı hiç bir şey görünmüyordu. Bir anda aracı süren şoför ‘abi geldik’ dedi. Geldik diyor ama ben yine de köyü göremiyordum” deyip devam ediyor:
“Taksiden inip 5 metre yürüdükten sonra o muazzam köyü dağların arasında görmüştüm. Tamamı kerpiçten yapılmış bir evin çatısı diğer bir evin bahçesi olan Bahtiyari halkının yaşadığı bir köy; Sar Agha Seyed. Gün boyu evinde kaldığım abinin oğlu ile köyü gezip büyüleniyordum. O zorlu yollarda abinin oğlu yolları tazı gibi çıkarken ben düşe kalka adım atıyordum. Köyü güzelce gezdikten sonra akşam evinde kaldığım güzel yürekli abi bana tavuk ızgara yapmış, güzel yürekli eşi ekmeğimizi pişirmiş. Hayatımın en unutulmaz ve en farklı yeri benim için bu köy olmuştu. Seyahat ettiğim dönem boyunca buradan daha farklı bir yer gördüğümü henüz hatırlamıyorum.”
Böyle bir yolculuğa çıktığı için pişmanlık duymadığına değinen Uğur Kola, “Benim bu Uğur’a ihtiyacım olduğunu, benim bu hayatı isteyen Uğur olduğumu fark ettim. Hayatım boyunca bu fırsatı kendime sunduğum için kendime teşekkür edeceğim. Babamı kanserden ne yazık ki kaybettim. Babamın söylediği bir cümle vardı bana hiç unutmam. Kanalım 20 bin aboneye ulaştığında acaba 100.000 olabilecek mi diye. Buradan söyleyeyim, oldum baba. Sen göremedin ama geçtim bile. Mekanın cennet olsun. Seni seviyorum” açıklamasını yaptı.