İntihar dehşeti

Karşılık olarak da cep telefonu bayii Mustafa Sunaya beyaz eşya verdi. Ancak Suna buna rağmen cep telefonu için düzenlediği senedi icraya verince, Candoğanın evine haciz için icra memurları geldi. Manisada beyaz eşya mağazası bulunan ve çıkar amaçlı teşekkül oluşturma suçlamasıyla gıyabi tutuklama kararıyla aranan Mehmet Candoğan (47), bir süre önce Ata İletişim Şirketinden bir cep telefonu aldı. Onurlu adamım Candoğan bağırıyordu: "Ben onurlu bir insanım. Beni icraya veren alacaklılar gelsin. Eğer haksızsam, ben bu dünyadan giderim."Olay üzerine vatandaşlar adliye etrafına toplanırken, polis bariyerler koyarak yolu kesti. Bu orada olay yerine gelen Candoğanın eşi Zehra ve babası Fahri Candoğan, çılgın işadamını ikna etmeye çalıştılarsa da başarılı olamadılar. Saatler ilerlerken, Candoğan silahının boş olmadığını göstermek için havaya tek el ateş etti. Bunun üzerine çılgına dönen Candoğan, Manisa Adliyesi önüne geldi ve belinden 14lü tabancasını çıkarıp şakağına dayadı. 4 saatlik gerilim Bu sırada dikkati dağılan Candoğanın bir anlık şaşkınlığından yararlanan Emniyet Müdürü Çapkın, bileğini bükerek silahı elinden almayı başardı. Ve tam dört saat süren gerilim mutlu sonla noktalandı. Saat 14.00 sıralarında olay yerine Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın geldi. Candoğanla konuşmaya başlayan Çapkın, "Çocukluk etme. Kanun haklıdan yana. Sana birşey olmayacak" diye onu ikna etmeye çalışırken, çevrede toplananlar da, alkışlayarak işadamının silahını bırakmasını istedi. Minibüsü taranmıştı Gözaltına alınan Candoğanın geçen yıl büyük oğlunu trafik kazasında kaybettiği, geçen kış bacağından vurulduğu, iki ay önce de minibüsünün kurşunlandığı öğrenildi. Ya silah ateş alsaydı? Mehmet Candoğan, silahı boğazına dayalı halde 4 saat boyunca etraftakilere korku yaşattı. Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, öfkeli işadamıyla bir süre konuştuktan sonra, bir anlık dalgınlığından yararlanarak Candoğanın bileğini büktü. Bu sırada silah ateş almış olsaydı, çevrede şaşkınlıkla olayı izleyen vatandaşlardan bir ya da birkaçının yaralanması ya da hayatını kaybetmesi mümkün olacaktı. Allahtan korkulan olmadı. Candoğan tetiğe basmadan Çapkın silahı elinden alıverdi ve herkes derin bir "Oh" çekti.