İlk Türk ‘civelek’ profesörü
Prof. Erdem, Türkiye’de jeologlara ‘civelek’ dendiği dönemlerde yaptığı bilimsel çalışmalarla Türk kadınının adını taa Amerika’larda duyurdu...
SERHAT OĞUZ İstanbul
Prof. Dr. Nuriye Pınar Erdem, Türkiye’nin ilk kadın jeoloğu. Jeolog kelimesinin ‘civelek’ bilindiği 1940’lı yıllardan itibaren bütün hayatını depremle mücadeleye adayan, Türkiye Jeologlar Birliği’ni kuran, milletvekilliği macerasında bile bilime hizmet için çalışan Erdem, bugün unutulmanın hüznünü yaşıyor.
Nixon’ı da etkiledi Erdem (88), Anadolu’da sismik araştırmalar yaptığı o günleri şöyle anlatıyor: "Yenice’de fayları izlerken, bölgedeki insanlar beni duyunca, ‘Çok iyi bir civelek gelmiş, araştırma yapıyormuş’ diyorlardı. 1956 yılında ABD’de ilk kez yapılan Dünya Deprem Mühendisleri Konferansı’na da tek kadın jeolog olarak katıldım. ABD Senatosu’nda beni takdim ederlerken, Başkan Nixon, ‘Dr. Pınar, lütfen burada deprem yapmayın’ dedi."
Ve Yassıada macerası 1940’lı yıllarda bilinmeyen birçok fayı da tespit ederek Türkiye Deprem Haritası’na yerleştiren Prof. Erdem, Çanakkale’ye fay incelemesine geldiğinde, parti toplantısında bulunan dönemin Başbakanı Adnan Menderes ile tanışmış. Deprem tehlikesini anlatınca kendini Meclis’te bulan genç bilim kadınından etkilenen Menderes, Erdem’i iki dönem İzmir milletvekili yapmış. Ancak bu siyasi macera, 1960 İhtilali ile Yassıada’da bitmiş ve Prof. Erdem’in 2.5 yıllık cezaevi çilesi başlamış. Bugüne kadar, Türkiye Jeologlar Birliği ve Türkiye Jeoloji Kurumu’nu kurarak başkanlık yapan Erdem, bugün Türk Kadınlar Konseyi İstanbul Şube Başkanı.
Kadınlar Günü nedeniyle, Manisa’da düzenlenecek konferansa katılarak, Türk kadınının toplumdaki yerini anlatacak Erdem’in 1950 yılında yayımladığı, bugün yenilenerek yeniden basılan ‘Türkiye Depremleri İzahlı Kataloğu’ ise, günümüzde de bilim adamlarının bilgi kaynağı olmaya devam ediyor.
‘İstanbul için tehlike yok..’ Bugünkü deprembilimcilerin, jeloji bilgilerinin zayıf olduğunu savunan Erdem, 60 yıl önce kendisinin ciltler halinde yayınladığı deprem haritalarının, bugün yeni bilgiler gibi sunulduğunu iddia ediyor. Erdem, karamsar tablolar çizen bilim adamlarının aksine, İstanbul için şunları söylüyor: "Marmara Denizi’ndeki üç çukurun faylı durumlarının kesin olmadığı görülüyor. İzmit depreminde, çukurlarda bir değişme olmadı. İzmit depremiyle sismik enerji, batıya değil, doğuya doğru hareket etti. 1894 yıkıcı depreminden sonra İstanbul, 1999 depremiyle sırasını savdı. Büyük bir enerjinin toplanabilmesi için en az 100 yıl geçmesi gerekir. 1912 depreminde olduğu gibi, Mürefte’de deprem olacaktır ama bu İstanbul’u fazla etkilemez."
YAŞAM