Hemoroid deyip geçmeyin
Hemoroid günümüzde kısa sürede kolay ve hızlı bir şeklide tedavi edilebiliyor.
Uygulanan tedavi hastalığın evresine göre değişiyor. Erken evrede diyet ve ilaç tedavisi yeterli olabiliyor. Orta evrede iğne ve bağlama yöntemi gibi ameliyat dışı yöntemler devreye giriyor. Son evrede ameliyat kaçınılmaz oluyor. Halk arasında ‘basur’ olarak bilinen hemoroid hastalığı anal kanalda mevcut damardan zengin yastıkçıkların sarkmaları, şişmeleri ve kanamaları ile meydana gelir. Toplumda tabu haline gelen ve yaşam kalitesini düşüren hemoroid kadınlar ve erkekler arasında sıkça görülüyor. Liv Hospital Ankara Genel Cerrahi Uzmanı Prof Dr. Bülent Menteş, genellikle doktora geç başvurulduğuna dikkat çekerek, bu hastalıkla yaşamak zorunda olunmadığının altını çiziyor. Prof. Dr. Bülent Menteş hemoroid ile ilgili merak edilenlere yanıt verdi.
Hemoroidler iç ve dış olarak ikiye ayrılıyor
İç hemoroidlerin klasik belirtisi, tuvalete çıkma sırasında kanamadır. Belirgin bir ağrı olmaz. Kanamayla birlikte şiddetli ağrı olduğunda hemoroid dışında veya hemoroide eşlik eden başka bir hastalığın da (anal çatlak gibi) olduğundan şüphelenmek gerekir. İleri vakalarda dışa çıkan kitleler (memeler) ve anal ıslaklık hissi ya da rahatsızlık hissi oluşacaktır. Dış hemoroidler ise pıhtı biriktirip (tromboze olup) ani olarak şişerler ve şiddetli ağrıya sebep olurlar.
Hemoroid genellikle 20 ve 40’lı yaşlarda görülüyor
Çocukluk çağı dâhil her yaş grubunda rastlanmakla birlikte, hemoroid hastalığının yoğunlaştığı yaş grubu 20-40 yaş arası genç erişkinlerdir. Bunun olası sebepleri; askerlik, evlilik, yer değiştirme gibi olgular nedeniyle yemek yeme ve tuvalete çıkma alışkanlıklarındaki değişikliklerin bu yaş grubunda yoğunlaşması, yine hemoroidal hastalığı provoke edebilen hamilelik ve doğum olgusunun bu yaş grubuna denk gelmesidir.
Posalı yiyecekler tercih edilmeli
Hemoroid gelişiminin yanlış, düzensiz dışkılama ve ıkınmayla ilgili olduğunu biliniyor. Bu durum da temelde beslenmeyle ilişkili. Bazı araştırmalar yüksek posalı hemoroid tedavisinde etkili olduğunu gösteriyor. Sağlıklı bir barsak fonksiyonu için örneğin sabah meyve salatası, zeytinyağı ve kepek ekmeği, öğlen sebze yemeği ve yoğurt, akşam yemeğinde büyük bir tabak zeytinyağlı, marul salatası ve gece de küçük bir kase dolusu kabak çekirdeği yenmesi ve bol su içmek büyük önem taşıyor. Günde 15-20 g lif alınması ise kilit nokta. Bazı durumlarda artırılması gerekirse çorbaya veya yoğurda 1-2 kaşık kepek ekleyerek bunu sağlamak mümkün. Ancak aniden çok fazla posa alımına geçmek fayda yerine zarar getiriyor. Karın ağrısı ve aşırı gaz oluşumu sorunlarını ortaya çıkarabiliyor.
İleri evrede ameliyat şart
Hemoroid tedavisini hemoroidin tipi ve evresine göre kararlaştırmak gerekir. Dış hemoroidlerin tanınmaları ve tedavileri iç hemoroidlere göre daha kolay ve basittir. Dış hemoroidlere sorun yaratmadıkları sürece müdahale edilmez, sıkıntı yarattıklarında (pıhtı birikmesi, şişme, ağrı,vs) ise basitçe çıkarılmaları gerekebilir. Daha yaygın olan iç hemoroidler ise anal kanal içindeki damardan zengin yastıkçıkların sarkmaları, şişmeleri ve kanamaları ile ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla tedavinin temelini bu sarkma ve kanamayı engellemek ya da ortadan kaldırmak oluşturmalıdır. Erken evre iç hemoroidlerde posalı diyet ile rahat dışkılamanın sağlanması, sıcak su banyoları ve alevli dönemde bazı ağızdan alınan ilaçların kullanılması genelde yeterli olmaktadır. Evre 2 ve 3 hemoroidlerde bu tedbirlere ek olarak köklerin bantlanması, lazer ve kurutucu madde injeksiyonu gibi yöntemler uygulanıyor. Yöntemler doğru uygulandığında ağrısız, yatış gerektirmeyen ve çok kısa işlemlerdir ve sarkan hemoroid köklerinin tekrar yerlerine oturtulmasını hedefler. Evre 4 yani en ileri evrede hemoroidlerin genellikle cerrahi olarak çıkartılmaları gerekmektedir.
Hemoroid deyip geçmeyin!
Hemoroid hastalığıyla barsak kanserlerinin geliştiği doku tipi ve mekanizması birbirinden tamamen farklıdır bu nedenle hemoroidin kansere dönüşmesi mümkün değildir. Özellikle hemoroidi olan kişilerde altta bir tümörün olabileceği her zaman akılda tutulmalıdır. Bu nedenle, ileri yaşta hastalarda hemoroid gelişmesi durumunda, altta yatabilecek başka bir patoloji açısından daha uyanık olunması gerekecektir. Hatırlanması gereken en önemli husus, bazı vakalarda hemoroidin aysbergin suyun üstündeki kısmı olabileceği, yani altta yatan barsak fıtığı, barsak kanseri gibi daha önemli hastalıkların atlanmaması ve hemoroid denilerek geçiştirilmemesi gerektiğidir.