Gündüz maden kazdı, gece büyü yaptı! Korkunç Çin taktiği günde 27 bin lira kazandırdı
Kömür madenlerinde kayaları kırarak ve hendekler kazarak zorlu günler geçiriyor, geceleri ise iblisleri öldürüyor, goblinlerle savaşıp büyü yapıyordu. "Günde 27 bin lira kazanıyorduk. Ancak bu parayı hiç görmedik" diyen eski gardiyanın anlattıktıları bu kadar da olmaz dedirten cinsten.
Derleme: Fazilet Şenol / Milliyet.com.tr - Liu, memleketinde, hükümete 'yasadışı dilekçe vermek' suçundan 2004 yılında üç yıl hapis cezasına çarptırılan eski bir gardiyandı. Mahkum olduğu 3 yıl boyunca oldukça ilginç bir ceza yöntemine maruz kaldı: Bilgisayar oyunu oynamak. Liu bu operasyonun, mahkumların yapmaya zorlandığı fiziksel emekten bile daha kazançlı olduğunu düşünüyordu.
'12 SAATLİK VARDİYALAR ŞEKLİNDE OYNUYORDUK'
"Hapishane patronları, mahkûmları oyun oynamaya zorlayarak, kömür madeninde çalıştırdıklarından daha fazla para kazandılar" diyen gardiyan Liu yaşadığı günleri şöyle anlattı:
"Oyun oynamaya zorlanan 300 mahkum vardı. Kampta 12 saatlik vardiyalar halinde çalışıyorduk. Günde 5-6 bin yuan (yaklaşık 22-27 bin lira) kazanabileceklerini söylediklerini duydum. Parayı hiç görmedik. Bilgisayarlar hiçbir zaman kapatılmadı."
2004 yılında Heilongjiang eyaletindeki Jixi iş kampında gözaltında tutulmasına ilişkin anılar Liu'nun aklını hâlâ kurcalıyor. Yorucu madencilik çalışmalarının yanı sıra, işlenmemiş hale gelinceye kadar tahta kalaslardan yemek çubukları ve kürdanlar oydu, hapishanenin Güney Kore ve Japonya'ya ihraç ettiği araba koltuğu kılıflarını monte etti. Ayrıca topluma olan borcunu ödemek için komünist literatürü ezberlemesi sağlandı. Ancak hapis cezasının en akılalmaz kısmı, zorunlu çevrimiçi oyunlardı. Zorlu çaba sanal olabilirdi ancak geride kalmaya karşılık verilen ceza gerçekti.
KOTA DOLMADIĞI ZAMAN İŞKENCE GÖRÜYORDU
Liu o cezayı, "Çalışma kotamı dolduramadığım takdirde beni fiziki olarak cezalandırıyorlardı. Ellerimi havaya kaldırıp beni ayakta tutuyorlardı ve döndüğümde beni plastik borularla dövüyorlardı. Gücümüz yetene kadar oynamaya devam ettik ve bazı şeyleri hâlâ zar zor görebiliyorum" diyerek anlattı.
World of Warcraft gibi çevrimiçi oyunlar, temel görevlerin monoton bir şekilde tekrarlanması yoluyla kredi ve çevrimiçi değer oluşturma uygulaması olan 'altın çiftçiliği' olarak bilinir. Sanal varlıkların ticareti son derece gerçek ve oyun yapımcılarının kontrolü dışındadır. Dünya çapında milyonlarca oyuncu, çevrimiçi oyunlarda ilerlemek için kullanabilecekleri bu tür çevrimiçi krediler için gerçek para ödemeye ise hazır.
'SANAL ÜRÜNLERİN FABRİKASI'
Liu, "Çin'in kuzeydoğusundaki birçok hapishane de mahkûmları oyun oynamaya zorladı ve bu hâlâ oluyor" dedi. Çin'deki altın çiftçiliği olayını belgeleyen California San Diego Üniversitesi'nden araştırmacı Jin Ge, "Çin, sanal ürünlerin fabrikasıdır. İşverenlerin işçileri günde 12 saat çalıştırdığı bir sömürüyü görürsünüz. Yıl boyunca hiç dinlenmezler. Bunlar sadece bu sektörün sorunları değil, genel sosyal sorunlardır. Maaşlar, alacaklarından daha iyi. Bir fabrikada çalışmak çok farklı" dedi.
Washington merkezli Laogai Vakfı'ndan Nicole Kempton da, "Hapishane işçiliği hâlâ çok yaygın. Sadece mallar bugünlerde ABD'ye gelmek için çok daha karmaşık bir yol kat ediyor. Ayrıca hapishane mallarının Avrupa'ya ihraç edilmesi yasa dışı değil" şeklinde konuştu.