Gümüş suyu nedir, faydaları nelerdir?
Koloidal gümüş, popüler bir alternatif terapidir. Koloidal gümüşün faydalı olduğunu savunanlar kanserden birçok hastalığa iyi geldiğini savunuyorlar. Peki, gümüş suyu nedir, gümüş suyu hakkında yeterince bilgi sahibi olmayanlar Koloidal gümüş suyu hakkında aşağıda vermiş olduğumuz bilgileri inceleyebilirler. İşte gümüş suyu hakkında tüm bilinmeyenler…
Koloidal gümüş, bir sıvı içinde asılı olan küçük gümüş parçacıklarını tarif etmek için kullanılan terimdir. Koloidal gümüş içindeki gümüş parçacıklarının büyüklükleri değişebilir, ancak bazıları çok küçüktürler ki “nanopartiküller” olarak adlandırılırlar. Bu, 100 nm'den küçük ve çıplak gözle görünmez oldukları anlamına gelir. Modern antibiyotikler geliştirilmeden önce, koloidal gümüş çeşitli enfeksiyonlar ve hastalıklar için çok amaçlı bir çare olarak kullanılmıştır. Gümüş suyu son zamanlarda, bazılarında antibiyotikleri veya bakteriyel, viral ve fungal enfeksiyonları tedavi etmek için diğer tıbbi tedavilerin yerini alabileceğini iddia ederek, popülerlik bir canlanma yaşadı.
Gümüş suyunun aynı zamanda en önemli faydalı arasında lyme hastalığı, tüberküloz ve hatta HIV / AIDS gibi hastalıkların tedavi edilmesine yardımcı olabileceği bilinmektedir.
Koloidal gümüş ne işe yarar?
Koloidal gümüş suyunun oral olarak alındığında veya bir yara üzerine yerleştirildiğinde geniş antibakteriyel ve antiseptik etkileri olduğu söylenir.
Koloidal gümüşün nasıl kullanıldığı tam olarak bilinmemektedir. Bununla birlikte, araştırmalar, hücre zarlarına zarar veren bakterilerin hücre duvarlarındaki proteinlere bağlandıklarını ileri sürmektedir
Bu gümüş iyonlarının hücrelere geçmesine izin verir, burada bakterinin metabolik süreçlerine müdahale edebilir ve DNA'sına zarar verebilir ve hücrenin ölümüne yol açabilir.
Koloidal gümüşün etkilerinin, gümüşün partiküllerinin büyüklüğüne ve şekline ve bunların bir solüsyondaki konsantrasyonuna bağlı olarak değiştiği düşünülmektedir. Gümüş iyonları, vücut sıvıları gibi neme temas ettiğinde gümüş parçacıklarından salınır.
Bunlar, koloidal gümüşün tıbbi özelliklerini veren “biyolojik olarak aktif” parçası olarak kabul edilir
Koloidal gümüşün gümüş suyunun faydaları nelerdir?
Yapılan araştırmalar koloidal gümüşün bakteriyel, viral ve fungal enfeksiyonların tedavisine yardımcı olabileceğini iddia ediyorlar.
Zamanla, antibiyotikler enfeksiyonla mücadele etme yeteneklerini kaybederler. Gümüş suyunun, enfeksiyonla savaşmak için bağışıklık sistemini güçlendirdiği görülmüştür.
Kaşıntıyı ve tahrişi azaltır
Kızarıklıklara ve kaşınan bölgeye gümüş suyu uygulamak o bölgedeki tahrişin ve kaşıntının azalmasına yardımcı olur. Özellikle güneş yanıklarına uygulamak o bölgenin hızlı bir şekilde iyileşmesini sağlar.
Sinüziti tedavi eder
Uluslararası Alerji ve Rinoloji Forumu’nda yayınlanan bir araştırmaya göre, sinüs enfeksiyonlarını kontrol etmek için yaygın olarak kullanılan koloidal gümüş suyu, burun spreyi olarak da faydalı olabilir.
Dezenfektan olarak kullanılır
Tüm yüzeylere sürülerek mikroplardan arınmak için kullanılabilir.
Yaraları iyileştirir
Ağır olmayan yaraların çabuk bir şekilde iyileşmesini sağlar.
Eklem romatizması
Gümüş suyunun eklem romatizması hastalığına iyi geldiği bilinmektedir.
Prostat hastalığı
Prostat gibi hastalıklarda etkili olduğu bilinmektedir.
Gümüş suyu nasıl kullanılır?
Gümüş suyu ağız yoluyla kullanıldığında 6 dakika içerisinde etkisini gösterebilen bir üründür. Koloidal gümüş suyu, gümüş parçacıklarının saf su içerisinde homojen olarak dağılmış halidir. Çözülen gümüş partikülleri aynı elektrik yüküne sahip oldukları için birbirini iterler. Bu sayede çözücü içerisinde tamamen homojen olarak dağılmış olur. Gümüş partiküllerinin aynı elektrik yüküne sahip olup birbirini itmesi ve homojen olarak dağılması, vücutta yığılma yapmamasına olanak sağlar. Belli bir süre dolaşım sisteminde görevlerini tamamladıktan sonra sindirim sistemi yoluyla dışarı atılırlar. Hem homojen olup birbirine temas etmemesi, hem de sindirim sistemi yoluyla kolaylıkla atılabilmesi özelliklerinden dolayı, koloidal gümüş suyu hiçbir yan etkiye ve kalıcı etkiye sahip olmadığı söylenmektedir.