Güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmamız için nelere dikkat etmeliyiz?
Kullandığımız ilaçlar, hava kirliliği, sürekli değişen çevre koşulları ve stres gibi faktörler bağışıklık sistemini olumsuz etkiliyor. Bağışıklık sistemi normalin daha alt seviyelerinde veya daha üst seviyelerinde etkinlik gösterdiğinde tekrarlayan enfeksiyon hastalıklarına yol açabilir. Peki, güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmamız için nelere dikkat etmeliyiz? Uzman Diyetisyen ve Yaşam Koçu Tuğba Yaprak konu hakkında önemli bilgiler verdi.
Bağışıklık sistemi, vücuttaki sağlıklı canlı hücreler ile mikrop ve virüs gibi yabancı maddeleri ayırt edebilen denge ve uyum içinde çalışan bir savunma sistemidir. Kısaca canlıları hastalıklara karşı koruyan bir gardiyan.
"Vücudumuz sistematik bir şekilde çalıştığı için, yeterli miktarda kaliteli protein, karbonhidrat, yağ, vitamin, mineral gibi makro ve mikro besin öğelerini tüketmek, dengeli beslenmek, uyku düzeni ve egzersiz metabolizma hızımızı yüksek tutmamıza yardımcı olacaktır. Bu sayede bağışıklıklığımız da kuvvetlenecektir. Bu süreçte vücut direncini arttırmak için A, C, E, D vitaminleri ve demir, magnezyum mineralleri ile omega-3 yağ asitlerini beslenme programını eklememiz gerekiyor" diyen Uzman Diyetisyen ve Yaşam Koçu Tuğba Yaprak, bağışıklık sistemini güçlendiren mineral ve besinleri paylaşıp, dikkat edilmesi gerekenleri açıkladı.
Bağışıklık kuvvetlendiren mineraller
Ginseng, Koenzim Q10, Gojiberry, Çinko, Selenyum serbest radikallerin yol açtığı hasarı önlemede oldukça pozitif etkiye sahiptir. Bunun yanı sıra vücudumuza enerji vererek metabolizmamızı hızlandırır. Sabahları veya açlık hissettiğiniz zamanlarda bir, iki fincan soğuk yeşil çaylı gojiberry çayı içebilirsiniz böylece gün boyunca kendinizi zinde hissedeceksiniz.
Mükemmel ikili zerdeçal ve karabiber
Ara öğünlerde veya yemeklerin yanında kurkuminden zengin olan zerdeçal güçlü bir antioksidanttır. Karabiber ve kırmızı biberin aktif bileşeni olan piperin ile birlikte zerdeçal tüketmek, kurkumin emilimini binlerce kat daha arttırdığı ve anti-artirik özelliğe sahip olduğu yapılan bilimsel çalışmalarla kanıtlanmıştır.
Güçlü antioksidant kaynakları olarak E ve C vitaminleri
Özellikle maydanoz, yeşil biber, greyfurt, kivi, çilek, enginar, kuşburnu yüksek miktarda C vitamini içermektedir. Bol mevsim yeşillikleri ile hazırlayacağınız bir salata kasesinin içerisine öğütülmüş keten tohumu, çiya, çörek out gibi omega-3 yağ asitleri içeren alternatifleri veya E vitamininden zengin ceviz, badem, zeytin ve zeytinyağı ekleyebilirsiniz.
Bitkilerden gelen şifa
Yapılan bilimsel araştırmalarda çörek otunun, immün sisteminin vücudu enfeksiyonlara karşı koruyan T lenfosit ve akyuvar sayılarını arttırdığı bulunmuştur. Buna ek olarak hazmı kolaylaştırır ve kilo vermede etkilidir. Kahvaltınızda haşlanmış yumurta, avokado, limon suyu ve lor peynirini tam tahıllı ekmek üzerinde servis ederek rahatça tüketebilirsiniz. Diğer bir alternatif olarak ise sabah uyandığınızda aç karnınıza 1 bardak ılık su içerisine birkaç damla limon suyu ve öğütülmüş çörek otu ekleyerek içebilirsiniz.
Yeşil çayda enfeksiyonlara karşı koruyucu bir madde olan kateşin kan şekerini düzenler ve kötü kolesterolü düşürmeye yardımcı olur. Yapısında bulunan polifenollerin, soğuk demleme ile etkinliklerini daha iyi korudukları yapılan çalışmalarda gözlemlenmiştir.
Keçiboynuzu zengin lif içeriği sayesinde sindirim sistemini düzenler ve kilo vermeye katkıda bulunur. Kemik sağlığına faydalı olan yüksek düzeylerde kalsiyum içerir. Tatlı krizlerinizde 1 su bardağı süt içerisine ekleyeceğiniz 1-2 tatlı kaşığı keçiboynuzu tozunu kolayca tüketebilirsiniz.
Bağırsak dostu probiyotik
Bağırsaklarımzı ‘ikinci beyin’ olarak da adlandırılmakta, bunu nedeni ise bağırsak floramızın milyonlarca sinir hücresine ev sahipliği yapıyor olması. Probiyotikler immunolojik veya enflamatuar hastalıklar, allerji, kanser gibi birçok karşı koruyucu görevi bulunmakta ve LDL kolesterolü düşürüp HDL kolesterolü yükseltmektedir . Ayrıca kronik kabızlık ve düzensiz bağırsak sendromunda mikrobiyotayı dengede tutmak oldukça önem arz etmektedir. Diyetimizde ev yapımı yoğurt, kefir, ayran, turşu gibi fermente ürünleri eksik etmemeliyiz. Ödem sorunumuz yok ise, akşam yemeklerinin yanına lahana ve pancar tüketebiliriz.
Mucizevi etkileriyle su
En önemli kuraldan birisi de su tüketimini atlamamak. Su, vücuttaki metabolik atıkları uzaklaştırmada, kilo vermede, makro besinlerin sindirimi ve emiliminde görev alır. Gün içerisinde 2-2,5 lite su içmek halsizlik, baş ağrısı gibi problemlere karşı etki götererek aynı zamanda vücudumuzu da destekleyecektir. Ama unutulmamalıdır ki çay ve kahve diüretik yani idrar söktürücüdür, içtiğimiz her 1 fincan çay ve kahve için aynı oranda su da içmemiz kaybettiğimiz suyu telafi etmek amacıyla çok önemlidir.
Sonuç olarak beslenmemize dikkat ederek savunma sistemimizi güçlendirmiş olacağız. Bu sayede nezle, grip ve diğer enfeksiyonlara yakalanma riskini düşürecek, aynı zamanda toksik kimyasalların organizma içerisindeki etkinliğini de en aza indirmiş olacağız.