Genç-yaşlı dinlemiyor! Kansere 'dur' demek elimizde mi? 2 uzman listeyi sıraladı
Kanser hastalığı hemen her yaşta ortaya çıkabilirken, yapılan yeni bir araştırmaya göre dünya genelinde 50 yaş altı vaka sayısında 'son 30 yılda keskin bir yükseliş' görülüyor. Akıllarda ise tek bir soru var: Kansere 'dur' demek elimizde mi? Kanserden koruyan besinler hangileri? Prof. Dr. Yavuz Yörükoğlu ve Dr. Ender Saraç’a sorduk.
Betül Topaklı / Milliyet.com.tr - Kanser araştırmalarına yer veren bilimsel yayın BMJ Oncology'de yayımlanan çalışmaya göre, 2019 yılında 50 yaşın (14-49 yaş arasında) altındakilerde görülen kanser vakası sayısı 3,26 milyona fırladı. Bu, 1990 yılına göre vakalarda yüzde 79 artış yaşandığı anlamına geliyor. Peki, günümüzde kanser neden bu kadar yaygınlaştı? 1950-1960 yıllardan itibaren insanların beslenme alışkanlıklarının çok değiştiğini söyleyen Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Yavuz Yörükoğlu, “Öncelikle kilo almaya bir eğilim oldu. İnsanlar aşırı yüksek kalorili gıdalar yemeye başladılar. Bütün dünyada obezite oranlarında çok önemli bir artış var. Söz konusu yağlanma kanserleri tetikleyen faktörlerden bir tanesi. Öte yandan yine 1950-1960 yıllardan önce bu kadar kimyasalla karşı karşıya değildik. Tarımsal ilaçlar ve suni gübreler azar azar da olsa kanserleşmeye katkıda bulunan zararlı maddeler. Bunların yanı sıra bütün dünyada sigara ve alkol kullanımında ciddi bir artış var. Amerikan Kanser Derneği, alkolü birinci sınıf kanserojen madde olarak sınıflandırıyor. Dolayısıyla bunların hepsi kanserleşmeye katkısı olan şeyler” dedi.
‘BAĞIŞIKLIK DÜŞÜNCE’ ORTAYA ÇIKIYOR
Hepimizin bedeninde sessiz sedasız duran kanser odakları olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yavuz Yörükoğlu, “Kanserler bizim bağışıklık sistemimizle kanser dokusu arasında bir denge halindedir. Bağışıklık sistemimiz bu kanserlerin büyümesini ve gelişmesini genelde baskılar. Bağışıklık sistemimizde bir zayıflama olduğu takdirde kanserler kendilerini göstermeye başlar. Dolayısıyla kansere karşı yapılabilecek en önemli şeylerden biri sağlıklı olmak. Dolayısıyla meyve, sebze, vitamin, mineral ve antioksidanlardan zengin beslenmek kanserlere karşı en önemli sigortalarımızdan biridir. Özellikle bazı gıdalar var ki kanserlerle birebir savaşıyor” bilgilerini paylaştı.
“Bunların başında brokoli geliyor. Brokolinin içinde sülforafan denilen bir madde ciddi antikanserojen özelliklere sahip. Sülforafan maddesi kanser hücrelerinin bölünmesini yavaşlatıp, kanserlerle mücadele eden birtakım bağışıklık sistemi unsurlarını güçlendiriyor. Bu bakımdan brokoli ve brokoli benzeri aynı aileye ait olan karnabahar, lahana, brüksel lahanası, roka gibi besinlerin düzenli olarak tüketilmesinde çok büyük fayda var. Kanserlere karşı etkili olduğunu bildiğimiz bir başka gıda ise sarımsak. Antibiyotik özelliklerinin yanı sıra antioksidan faydaları sayesinde kanserleri baskılıyor. Dolayısıyla uygun olan yemeklerde başta sarımsak olmak üzere çeşitli baharatlar kullanmamız gerekiyor. Baharatlar denince yine antikanserojen özelliğini bildiğimiz başka bir baharat var. O da son yılların parlayan yıldızı zerdeçal. Çok güçlü antioksidan özelliklere sahip olan zerdeçal, hücrelerde kanserleşmenin önüne geçiyor, oluşumunu yavaşlatıp baskılıyor.” - Prof. Dr. Yavuz Yörükoğlu
DÜZENLİ HAREKET, İDEAL KİLO VE SAĞLIKLI BESLENME ŞART
“Düzenli hareket sayesinde hem genel sağlığımız düzelir hem de bağışıklık sistemimiz güçlenir” diyen Yavuz Yörükoğlu, “Hareket etmek kilo kontrolünde çok önemli bir rol oynuyor. Hareket sayesinde bağışıklık sistemimizde önemli bir güçlenme olduğunu biliyoruz. Bizim en önemli sorunlarımızdan bir tanesi çağın hastalığı obezite. Obezite sadece estetik bir sorun değil. Yağ dokusu aktif olarak hormonal aktivitesi olan bir madde. Bu hormonların birçoğu son derece zararlı. Gerek kadınlarda gerek erkeklerde yağ dokusundan östrojen salgılandığını biliyoruz. Östrojen, östrojene duyarlı kanserleri tetikliyor. Dolayısıyla gerek kadınlarda gerek erkeklerde kilo kontrolü ve yağ dokusunun azaltılması kanserlerden korunma bakımından çok çok önemli. Dolayısıyla ideal bir kilo, düzenli bir hareket ve sağlıklı beslenmeyi uyguladığımız zaman kanserlere karşı çok önemli bir koruma sağlamış oluruz” diye konuştu.
KANSERE YÜZDE 100 ‘DUR’ DEMEK MÜMKÜN MÜ?
Kanserin obezite, hareketsizlik, aşırı kimyasal maddelere maruz kalmak, vücuda giren yabancı madde ve sıvılar, çok yüksek şekerli beslenmek, genetiği değiştirilmiş gıdalar, artan elektromanyetik kirlilik, ağır metaller ve stres nedeniyle bu kadar çok yaygınlaştığını söyleyen Dr. Ender Saraç, kansere yüzde 100 dur demenin mümkün olmadığını ancak riskleri azaltmanın elimizde olduğunu söyledi.
“Kansere tamamen dur demek mümkün değil. Bunun genetik olarak bir yatkınlığı da var. Bazı insanlar nedeni bilinmeyen bir şekilde sağlıklı yaşasalar da umulandan daha erken bir yaşta kanser olabiliyorlar. Bazı insanlar ise sağlıklı yaşamadıkları halde kansere çok geç yakalanıyor ya da yakalanmayabiliyorlar. Demek ki hâlâ tıbbın yüzde 100 çözemediği birtakım faktörler de var. Örneğin, genetiğin yüzde 100 kaç etkili olduğunu kestiremiyoruz. Ancak bazı kurallara uyarsanız direkt kanser olursunuz ya da bazı kurallara uymazsanız asla kansere yakalanmazsınız gibi bir netlik yok. Ancak riskleri azaltmak mümkün. Bunun için obeziteyle mücadele, manevi yönü güçlendirmek, fit olmak, göbek bel civarının aşırı kalınlaşmaması, ağır metalleri temizlemek, eksik vitamin ve mineralleri tamamlamak, düzenli egzersiz yapmak, iyi bir uyku ve en önemlisi erken tanı büyük önem taşıyor.” - Dr. Ender Saraç
KANSERDEN KORUYAN İPUÇLARI
"D3 vitamininin kansere karşı riski azalttığı bilimsel olarak kanıtlandı” diyen Ender Saraç, “Kanser riskini azaltmada yiyip içtiklerimiz büyük önem taşıyor. Yeşil çay, beyaz çay, kefir, boza ve şalgam suyu içilmeli. Siyah sarımsak, pırasa, bamya, kuşkonmaz, tam tahıllar, derin denizin bol omega 3 içeren balıkları, kefir, doğal yoğurt, tarhana çorbası, ev yapımı turşu, tane karanfil, zerdeçal ve sülfür kokan sebzeler sofralardan eksik edilmemeli. Propolis, mumiyo, biberiye, mercanköşk, doğal C vitamini, haftada bir-iki kelle paça ve kemik suyu tüketilip, organik beslenmeye geçilmeli. Yine sağlıklı bir cinsel yaşantı yani cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı kondom kullanmak ve tek eşliliği tercih etmek kanser riskinin önüne geçiyor” diye konuştu.