Geçmişini silen mor çantalı adam! Yaşanan ne varsa muamma, geride tek şey bıraktı
Takvimler 2009 yılının haziran ayını gösterdiğinde şehre bir adam geldi. Ne kimliği ne adresi ne de kendiyle ilgili bir bilgi vardı. Sanki daha önce hiç var olmamıştı; hareketleri hayalet gibi, konuşmaları ve gülüşleri silikti. Hiç kimse tarafından tanınmayan bu adam, kurduğu planını tıkır tıkır işletti. Ölümünün ardından ise kimse ne yapmaya çalıştığını çözemedi.
Derleyen: Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr - Bundan 15 yıl önce, 2009 yılının haziran ayında siyahlar giymiş zayıf bir adam, İrlanda sınırına yakın küçük bir sahil kasabası olan Sligo'ya giden bir otobüse bindi. Otobüse bindiğinde oldukça sıradan biriydi ancak sonrasında yaşayacakları onu kelimenin gerçek anlamıyla sıra dışı yapacaktı. Otobüsle bambaşka bir yere gelip kimseyi tanımadığı ve kimsenin de onu tanımadığı o yerde artık polis güçleri, gazeteciler, film yapımcıları ve internet dedektifleri onun peşindeydi. Peki aniden beliren bu adam kimdi?
OTELE BİR İSİM VE BİR ADRES VERDİ
Binlerce kişinin konuştuğu biri haline gelen adamın hikâyesi, İrlanda'nın Sligo kentine gelmesiyle başladı. Peter Bergmann olarak kendini tanıtan, 50'li yaşlarda olduğu tahmin edilen adamın Sligo'dan önce nerede nasıl yaşadığına, kim olduğuna dair hiçbir bilgi yoktu. Bir haziran günü kasabaya gelen adam otobüsten indikten sonra taksiye bindi ve kendine kalacak bir yer aradı. İlk gittiği otel doluydu, bu yüzden orada kalamadı ancak sonra Quay Caddesi'ndeki Sligo City Oteli'nde boşluk buldu ve peşin ödeme yaparak oda kiraladı. Otel yetkilileri kayıt defterine, Ainstettersn 15, 4472, Viyana, Avusturya şeklinde bir adres yazdı. Aynı kişi müşteriye ismini sorunca adam adının Peter Bergmann olduğunu söyledi ve hiçbir şekilde kendisine kimlik sorulmadı. Otel yetkilisi kimliğini isteseydi belki de adı 'Peter Bergmann' olarak bilinen bu adam hakkında daha fazla şey biliyor olabilirdik.
Bergmann otele yerleşti, ertesi gün oldukça normaldi ancak Sligo'daki üçüncü gününde adam sabah 10.49'da postaneye gidip buradan 8 adet pul satın aldı. Kasabada bazı işlerini halletti ve yemek yemek için otele geri döndü. Ara sıra sigara içmek için otelin bahçesine çıkan adam iletişim kurduğu kişilerin aklında da hep kibar ve sessiz biri olarak kaldı. Bergmann her gün otelden belirli saatlerde elinde bir poşetle çıkıyor ve sonra gün bitiminde geri dönüyordu.
EN GÜZEL PLAJI SEÇTİ
Bir pazar günü öğleden sonra erken saatlerde, kasabanın tek taksi durağına gitmek üzere otelden ayrıldı ve taksiciye yüzebileceği sakin bir plaja gitmek istediğini söyledi. Şoför ise Bergmann'ı bölgenin en güzel yerlerinden Rosses Point'e götürdü. Bergmann araçtan indi, uçsuz bucaksız mavi denizi inceledi ve taksiye geri dönerek otele gitmek istediğini söyledi.
15 Haziran pazartesi günü saat 13.00'ten sonra Peter Bergmann otelden çıkış yaptı ve anahtarını resepsiyona bıraktı. Odasına da siyah bir çanta bıraktı. Otobüs terminaline gitmek istedi ve oldukça dolambaçlı bir yol tercih etti. Yolda bir alışveriş merkezinin kapısında durup geri dönecekmiş gibi bekledi. Sonrasında otobüs durağına gitti ve vardığında cebinden bazı notlar çıkararak onları okudu, ardından bunları yırtıp yakındaki bir çöp kutusuna attı. Rosses Point'e giden otobüs saat 14.20'de kalktı. Sonunda bir gün önce taksiyle gittiği plaja bir gün sonra otobüsle vardı.
O gün hemen hemen 15-16 kişi Rosses Point plajındaydı ve sonrasında olayla ilgili ifade verdiklerinde plajdakiler, tarif edilen adamı gördüklerini etrafına karşı güleryüzlü olan ve sorun çıkarmayan biri olduğunu söyledi.
HIRPALANMIŞ VE HARAP EDİLMİŞTİ
Ertesi sabah 06.00'da plaja yürüyüş yapmak için gelen bir baba-oğul Bergmann'ın cansız bedenini bulan ilk kişi oldu. Peter Bergmann'ın cesedi otopsiye götürüldü. Çıplak bulunmuştu, kıyafetleri kıyıya dağılmıştı. Cepleri boştu, parası, cüzdan, kimliği yoktu. Otopside birileri tarafından değil de kendi kendine boğulduğu tespit edildi. Birkaç dolgusu dışında dişleri iyi durumdaydı. Ancak dikkat çeken şey vücuduydu. Hırpalanmış ve harap edilmişti. Testlerde ilerlemiş prostat kanseri ve kemik tümörleri olduğu ortaya çıktı. Daha önce kalp krizi geçirmişti ve bir böbreği de yoktu. Toksikoloji raporu, çektiği acının yoğunluğuna rağmen vücudunda ilaç olduğuna dair hiçbir kanıt ortaya koymadı. Otopside birileri tarafından değil de kendi kendine boğulduğu tespit edildi.
Peter Bergmann'da tuhaf bir şeyler olduğu kısa sürede ortaya çıktı. Yetkililer kimliği olmayan, elbiselerinin etiketlerinin makasla kabaca kesildiği bu adamda gerçek bir gizem olduğunu düşündü. Onun adresini kontrol eden yetkililer otele verdiği adresin Avusturya'da boş bir arsa olduğunu gördü. Kapsamlı aramalarda ise adamın tanımına uyan herhangi bir 'Peter Bergmann' bulunamadı. Sligo'dan pul satın aldıktan sonra onun ismiyle gönderilmiş hiçbir mektuba rastlanmadı.
KAMERALARA OYUN OYNADI
Polis her bakımdan gizemli sayılan bu ölümü araştırmaya devam etti. Peter Bergmann'ın son günleri Sligo'nun CCTV ağını (kamera sistemlerini) tarayarak bir araya getirildi. Titizlikle hareket eden bu kişi, her gün otelden içi dolu mor plastik çantasıyla çıkıyor ve boş olarak geri dönüyordu. Aradaki saatler bir sırdı. Güvenlik kameralarına yakalanmamak için eşyalarını kasabanın farklı yerlerindeki çeşitli çöp kutularına bıraktığı ortaya çıktı. Son günlerini 'Peter Bergmann' olarak geçiren adamın neden bu tarz hareketler yaptığı hiç çözülemedi, dahası gerçek kimliğinin Peter Bergmann olduğundan bile emin olunamadı.
Bir anda belirip yine bir anda ortadan kaybolan, ardında hiçbir iz bırakmayan bu adam için sayısız dedektif bir araya geldi. 2009 yılından bugüne dek kaç kişi Sligo'ya bu olayı araştırmaya gitti bilinmiyor. Belgesellere, dizilere, şehir efsanelerine konu olan Bergmann, ölmek için Sligo'yu rastgele seçmemişti. Uzmanlara göre giysilerinin etiketlerinin kesilmesi ve yaptığı her şeyin bir amacı varmış gibi görünüyordu.
Bazıları Bergmann'ın bir istihbarat ajanı ya da şaibeli bir organize suç grubundan kaçan bir gangster olduğunu öne sürdü. Bazıları ise sevdikleri için ölmeden önce 'hayat sigortası' yaptırmaya çalışan basit biri olduğunu.
ÖLMEK İÇİN NEDEN SLIGO'YU SEÇTİ?
Peter Bergmann'ın hikayesi en başından bugüne dek cevaplanmamış yüzlerce soruyla son yılların en gizemli olaylarından birine dönüştü. Takma adından ölüm yeri ve zamanına kadar her şeyi kendisi seçmiş, tasarlamıştı. Belki de hastalığının sonuna gelmişti ve ölmek istiyordu, bu yüzden de kendine bir son yazmıştı. Sıradan bir haziran gününde bir şehre bir adam geldi, kendine bir yer seçti ve orada yaşamı sonlandı. Peter Bergmann olarak bilinen kişi kimdi, bir ailesi var mıydı, neden onu kimse aramadı ve dahası ölmek için neden Sligo'yu seçti?
Bergmann, yapılan araştırmalar sonlanınca 18 Eylül 2009'da yalnızca 6 kişiyle düzenlenen bir cenaze töreniyle Sligo Mezarlığı'na isimsiz bir şekilde gömüldü. Bunca sır arasından geride bıraktığı tek somut şey, cansız bedeniydi. Bugün 'Peter Bergmann' olarak bilinen kişiyle ilgili sayısız belgesel, kitap, internet yazısı bulunuyor. Dedektifler ise işin peşini bırakmış değil. Ölümünün ardından 15 yıl geçmesine rağmen hikâyesini duyanlar bir ipucu bulabilmek adına düzenli olarak Sligo'ya gidiyor ancak ne yazık ki bugüne dek bir arpa boyu bile yol alabilen olmadı.