HEM ANNE ADAYLARINI HEM DE BEBEĞİ OLUMSUZ ETKİLİYOR
Her kadının hamilelik ve doğum sürecine yönelik benzersiz deneyimleri bulunuyor. Ancak toplumda doğru sanılan bazı yanlış bilgiler var ki, bu eşsiz sürecin huzurla geçmesi yerine stres ve kaygılarla hem anne adaylarının hem de bebeğin olumsuz etkilenmesine yol açabilir. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Güliz Sıdar, “Her ne kadar doğum hayatın en doğal süreçlerinden biri olsa da neredeyse her anne adayı özellikle hamilelik döneminin sonlarına doğru doğum korkusu yaşayabilir. Aşırı kaygı ve endişenin yanı sıra, uyku problemleri ve kabuslar, kaygı nedeniyle odaklanma sorunu, sürekli olarak doğumla ilgili olumsuz senaryolar üretme, mide bulantısı, baş ağrısı, kas gerginliği veya hızlanmış kalp atışı gibi fiziksel semptomlar, aşırı duygusallık ve sosyal etkileşimlerden uzaklaşma eğilimi gibi belirtiler doğum korkusu yaşandığının en temel göstergeleridir” diyor. Anne adaylarının doğumla ilgili endişelerinin genellikle fiziksel ve duygusal zorluklarla ilgili olduğunu; ağrı ve acı korkusu, uzun süreç, doğum komplikasyonları, epizyotomi (dikiş) endişesi, kontrol kaybı, bebeğin sağlığına yönelik kaygılar ve yetersizlik hissi yaşanabildiğini belirten Dr. Sıdar sözlerine şöyle devam ediyor: “Bu belirtilerden biri veya birkaçının yoğun şekilde yaşanması durumunda mutlaka sağlık profesyoneline danışmak gerekir. Bu sayede doğum süreci sağlıklı ve pozitif bir deneyime dönüştürülebilir.”