Pierpaolo Piccioli, söz konusu Z kuşağını anlamak olduğunda bunu 25 yaş altında üç çocuğuyla en yakından deneyimliyor. Onlar sayesinde yeni jenerasyonların bireyselliği kabullenme şekillerini; cinsiyet, cinsellik ve görünümleri konusunda birbirinden bağımsız olduklarını ifade etme şekilleri yakinen anlayabiliyor. Valentino Sonbahar/Kış 2020 koleksiyonunda da Valentino'nun değerleriyle Z kuşağının değerlerini bir araya getiriyor. Zamanımızın bir portresini çizmek istedim. diyen Piccioli, Her şey daha pürüzsüz. İnsanları kutulara koymamak önemli. İnsan haklarını destekliyorsanız bütün insanların hakkını gözetmelisiniz. Bir grubu diğerinden daha fazla desteklemek istemiyorum. diye ekliyor. Bu özgürlük prensiplerini de cinsiyet ayrımı yapmadığı farklı yaş gruplarından ve vücut tiplerinden bir kastla gösteriyor. Siyahın ağırlıklı olarak kullanıldığı koleksiyonda Valentino'nun imzası kırmızı da büyük oranda yer buluyor. Böylece Piccioli, cinsiyetlere göre ayrılan renk kodlarını da nötrleştiriyor. Ünlü tasarımcı cinsiyetler arası geçişi, erkekleri Valentino balo elbiseleri içinde podyuma çıkararak değil, yeni jenerasyonun yaptığı gibi birbirine entegre ediyor. Tolerans, eşitlik ve insanlık temalarına dikkat çeken Piccioli, Ben feminen ve feminist bir adamım. Umurumda değil. Sadece kadınların değil bütün insanların eşitliğinden yanayım. diyor. Valentino'nun alışılagelmiş romantik zaafının dışına çıkmayı başaran Piccioli, modernizmin sert dokunuşlarını hissettiğimiz Yeni Romantik modernitesine vites kırıyor. Dış giyimde kadın gardırobunun seksi zarafeti ve erkek gardırobunun militer sertliği bir araya geliyor. Sezonun favorisi platform ayakkabılar Valentino'da da cinsiyetsiz stilleriyle yer buluyor. Elbette ki şovu daha romantik ve yumuşak elbiselerle kapatarak daha feminen müşterilerinin de gönlünü yapıyor. Valentino Sonbahar/Kış 2020