Dünya pandemiyle savaşırken Donatella Versace, yeni koleksiyonunda bizi suların altında Medusa'nın yaşadığı Versacepolise götüreceğini söylediğinde hepimiz heyecanlandık. Tasarımcıların pragmatik olmayı seçtiği ya da fantezi dünyalar yarattığı bir sezonda Versace de yepyeni bir dünyaya kaçmaya karar veriyor. Bikini üstleri ve mini eteklerle büyük beden ceketler, mercan kayalıklardan ilham alan baskılarla neon mini elbiseler, renk bloklu pastel şortlu takımlar ile parlak bra üstlerle kombinlenmiş sarong etekler... Donatella Renk patlamalarından ve fantastik yaratıklardan oluşan ve hep birlikte huzur içinde yaşayabileceğimiz bir dünya sunuyor. Veronica Etro, tamamen İtalya'dan ilham aldığı İlkbahar 2021 koleksiyonunda bikini üstleri, bermuda şortlar, halat sandaletler, hasır şapkalar, Etro baskıları, naval renkler ve dokularla adeta Amalfi Coast'ta bir tatile çıkarıyor. Yeni koleksiyonunda, bilinçli olarak eski koleksiyonlarının neredeyse üçte biri kadar görünüm hazırlayan Etro, israftan kaçındığını ve özellikle informel bir koleksiyon hazırladığını vurguluyor. Gidecek hiçbir etkinlik yokken resmi kıyafetleri kim ne yapsın? diye ekliyor. Milan Moda Haftası'nın kapanışını yaparken Valentino'nun estetiğinden çok kimliğine odaklandığını söyleyen Pierpaolo Piccioli, romantik İlkbahar 2021 koleksiyonunda bireyselliği, özgürlüğü ve çeşitliliği ön plana çıkardı. Koleksiyondaki her parça başka bir bireyi temsil ederken hiç olmadığı kadar birbirine bağlı görünmeyi başarıyordu. Piccioli canlı renkler, çiçek baskıları, feminen şifon, püsküller, büyük beden silüetler, lazer kesim ve düz tabanlı ayakkabılarla özgürlük hissini ve çeşitliliği bütün bir koleksiyonda bir araya getirerek bir kez daha ustalığını sergiledi. Pandeminin ortasında bile minimalizm asla Domenico Dolce ve Stefano Gabbana'ya göre değildir. Dolce ve Gabbana'nın yama koleksiyonu olarak hatırlayacağımız İlkbahar 2021 koleksiyonu Sicilya'dan ilham alıyor. Modaevinin klasikleri kum saati elbiseler ve mükemmel kesimli ceketler brokar, şifon, jorjet ve pamuklu kumaşlarla bir araya getiriyor. Dolce koleksiyondan bahsederken, her bir parçanın kendi karakteri, hikayesi, tutkusu ve vizyonu olduğunu söylüyor. Ancak ince işçiliğin ötesinde ülkenin ve dünyanın geçtiği zor günlerde bu yamalar ve renkler kültürel hassasiyetleri, geçmişi, birlikte güçlü olmayı ve ayrılmamayı sembolize ediyor. Miuccia Prada ve Raf Simons'un birlikte çalışması belki de bu yıl Milan Moda Haftası'nda en heyecanla beklenen şeylerden biriydi. Yepyeni bir Prada için el ele veren iki moda efsanesi yaratıcılık ve pragmatizmi bir arada dengede tutabilecekleri bir koleksiyon hazırladı. İlkbahar 2021 koleksiyonunun teması üniformaydı. Üniformanın sezonluk değil zamansız olduğunu vurgulayan Simons, bir üniformadan diğerine geçerken karakterimizi yansıttığımızı söylüyor. Dış giyimde oldukça çarpıcı parçalarla dikkat çeken koleksiyonda logo baskılı saten üstler, pencereli kazaklar, pileli midi etekler ve rengarenk stilettolar göze çarpıyor. İlkbahar 2021 koleksiyonunda zamansız zarafete dikkat çeken Giorgio Armani, karantina sürecinden çıkarılması gereken dersleri 99 görünümlük koleksiyonunda yansıtıyor. 86 yaşındaki modacı, gri tonlarının ağırlıkta olduğu nötr bir koleksiyon hazırlayarak stilin zamansızlığına vurgu yaparken kullan-at kalitesiz ürünlerle dünyada yarattığımız tahribata da dikkat çekiyor. Zarif kesimli klasik ceketler fütüristik dokularla birleşirken karantina etkisi, pijama rahatlığında pantolonlarda hissediliyor. İtalyan modaevinin kreatif direktörü Paul Andrew'un, karantinada bolca izlediği Alfred Hitchcock filmlerinin kadın yıldızlarından ilham aldığı İlkbahar 2021 koleksiyonunda klasik silüetler zengin dokularla bir araya geliyor. Kalın dokunmuş trikolardan elle işlenmiş tüylere, kanvas trenç kotun üzerine basılan çiçek motifinden modevinin iddialı ayakkabı dokunuşuna kadar ince ince işlenmiş bir koleksiyonla Hitchcock klasiklerini yan yana koyan Andrew, Karantina karanlık, gerçeküstü ve gizemliydi ama garip olan şu ki Hitchcock filmlerindeki gibi son her zaman bir şekilde güzeldir. Ben de bundan çıkacak güzelliği kutlamak istiyorum. diyor. Max Mara'nın alışık olduğumuz monokrom görünümleri yeni sezonda yeni silüetlerle buluşuyor. Klasik ceket, kaban, gömlek ve kazaklarda pelerin hissi yaratan kol yırtmaçları, şalvar ve eşofman görünümleri, erkek gömleğinden bozma silüetler, kollarda büzgü detaylarıyla Max Mara klasiklerinden ödün vermeyerek kendini tekrar etmemeyi başarıyor. Romantik ve feminen stilini her koleksiyonunda yepyeni silüetlerle yansıtan Alberta Ferretti, bu zor sahnede içgüdüsel olarak iyilik ve baştan çıkarıcı bir yumuşaklığı benimsediğini; bunun da özgüven ve feminenliğin doğal gücünü kabul etmekten geldiğine inandığını söylüyor. Bu sözler elbette feminen uçuş uçuş muslin elbiselerde, gecelik ve iç çamaşırını andıran parçalarda, makrome ve kroşe detaylarında vücut buluyor. Ferretti'nin fantezisi fiziksel dünya için de bir o kadar cazip ve kullanışlı. Karantinada zamanının büyük bir çoğunluğunu yatak odasının camından dışarıyı seyrederek geçiren Silvia Venturini Fendi'nin elbette en büyük ilham kaynağı pencere camı ve yatak odası oldu. Transparan kumaşlardan kafes işi örgülere ve dantel detaylarına kadar Fendi'nin karantinada geçirdiği günlerden yansıyanlardı. Jeremy Scott söz konusu olduğunda hayal gücünün sınırı yok elbette. İlkbahar 2021 koleksiyonunu bir kukla şovuyla sergilemek de tam olarak ona yakışır bir hareket. Her şeyin gerçeküstü göründüğü bu günlerde, bir kukla gösterisiyle bizi alternatif bir evrene götüren Scott, bütün tasarımlarının proporsiyonunu kuklaların üzerine göre yeniden hazırlıyor. Koleksiyonun her detayı da bu fantezi dünyasına uyum sağlıyor. Boncuklar, çiçek işlemeleri, tüyler, tüller, fiyonklar fanteziye eşlik ediyor.