Estetik Cerrah Serdar Bora Bayraktaroğlu, günümüz insanının ciddi dertlerinden olan migrenin, tedavisinde kullanılan botulinum toksin yani botoks uygulamasının depresyon gibi migrenin yan etkilerini yok etmesi bakımından da etkili olduğunu ifade ediyor. Gündelik dilde şiddetli baş ağrısı olarak bilinen migren hayatı olumsuz yönde etkileyen bir hastalıktır. Migren sadece hastanın hayat kalitesini değil yakın çevresini de kötü etkiler. Zamanlaması ve oluşma koşulları belli olmayan migren, farklı tipleriyle günümüz insanının dertlerinden birisi. Öyle ki sandığınızdan fazla insan çeşitli seviyelerdeki migren ağrılarından mustarip. Estetik Cerrah Serdar Bora Bayraktaroğlu, “Tıp bilimi uzun zamandır migren tedavisinde botulinum toksin uygulaması ile kronik baş ağrılarında iyileşme sağlıyor. Son yapılan bilimsel araştırmalar, migren tedavisinde botulinum toksin enjeksiyonlarının giderek artan oranda faydasını gösteriyor.” dedi. Dr. Bayraktaroğlu, tedavinin önemli olduğunu belirterek: “Amerikan Plastik Cerrahlar Derneği'nin (ASPS) resmi tıp dergisinde, yakın zamanda bu konuda güncellenmiş bir inceleme yayınlandı. Dergide, botulinum toksininin, migren hastalarına önerilmesi gereken güvenli ve iyi tolere edilen bir tedavi yöntemi olduğu belirtildi. ABD Gıda ve İlaç Dairesi FDA’de, 2010 yılından bu yana botulinum toksini kronik migren tedavisi için onaylamış durumda.” dedi. Söz konusu tarihten bu yana, gittikçe artan sayıda hasta, botulinum toksin enjeksiyonları ile başarılı sonuçlar aldıklarını bildirdi. Migren tedavisinde botoksu tercih eden hastalarda üç ay sonra daha az oranda atak görüldüğü saptandı. Etkisi iki ay süren bu tedavinin en az üç ayda bir tekrarlanması öneriliyor. Estetik Cerrah Serdar Bora Bayraktaroğlu, araştırmalardan elde edilen diğer sonuçların botulinum toksin ile tedavi edilen hastaların yaşam kalitesinde önemli bir iyileşme sağladığını gösterdiğini ifade ediyor. Migrenin yol açtığı depresyon ya da depresif belirtilerin azalması söz konusu olduğunu söyleyerek “Baş ağrısı ve migrene bağlı kötücül etkinin azalması, depresyon ve endişe semptomlarının azalmasını sağlıyor.” diyor. Hastanın yaşamında görülen kayda değer iyileşme tedavinin önemli olumlu sonuçlarından birisi olarak dikkat çekiyor.