Dış kulak yolunu kapatabilen kulak kirleri, kulak zarı delinmeleri, orta kulak enfeksiyonları ve orta kulak kemikçiklerinin bazı hastalıklarında çınlama gelişebiliyor. Bu hastalıkların tedavisi ile çınlama sorunu ortadan kalkabiliyor. Sesleri algılayan iç kulak organında yaşanan sorunlar da kulakların çınlamasına neden olabiliyor. İç kulakta bulunan ve işitmeyi algılayan tüylü hücrelerde oluşan bozuklukların çınlamaların önemli bir kısmına neden olduğu düşünülüyor. Özellikle uzun süre gürültüye maruz kalanlarda, iç kulak basıncının arttığı meniere hastalığında, ileri yaşlarda görülen işitme kayıplarında sıklıkla çınlama gelişebiliyor. Hipertansiyon, damar sertliği, boyun damarlarındaki daralmalar, diyabet, kanda yağ ve kolesterolün artması da çınlama sebebi olabiliyor. Damarsal kaynaklı çınlamalar kalp atımı ile ritmik bir ses üretiyor ve bu ses dışarıdan başka bir kişi tarafından da duyulabiliyor. Halk arasında kansızlık olarak adlandırılan anemide kırmızı kan hücrelerinin az olması nedeniyle kan incelerek hızla akmaya ve bunun sonucunda da çınlamaya yol açabiliyor. Çinko, B12 vitamini ile magnezyum gibi vitamin-mineral eksiklerinde de çınlama görülebiliyor ve bu da beslenme bozukluğunun habercisi olabiliyor. Depresyon, anksiyete, migren, stres ve epilepsi gibi hastalıklarda sıklıkla çınlama gelişiyor. Ancak psikiyatrik hastalıklarda duyulan sesler gerçek çınlamadan farklı olup, işitsel halüsinasyon olarak adlandırılıyor. Üst solunum yolları enfeksiyonlarından sinüzit, grip ve nezle gibi hastalıklar da kulak basıncını dengeleyen östaki tüpünde geçici bozulmalar yaparak çınlamaya neden olabiliyor. Bazı antibiyotikler, kanser ilaçları, aspirin, sıtma ilaçları, idrar söktürücüler de çınlama yapabiliyor. Baş ve boyun travmaları ve çene eklemi hastalıkları da çınlama nedeni olabiliyor. Nadir olarak görülse de kafa içi yerleşimli tümörler, işitme sinirinden ve orta kulaktan kaynaklı tümörler, boyunda damarlara bası yapabilen tümörler değişik derecelerde çınlama yapabiliyor.