Ülkemizde yaklaşık 18 milyon insanda görülen, küresel bir halk sağlığı sorunu olan yüksek tansiyon; kalp ve böbrek hastalıkları, inme (felç), erken yaşam kaybı gibi birçok durumla ilişkilidir. Dünya’da her 10 kişiden 3’ünün tansiyon yüksekliği olduğu bilinirken hastaların yarısından fazlasının hastalıklarından haberdar olmadıklarına dikkat çekilmektedir. Tansiyon ya da kan basıncı, kalbin kanı pompalarken damar duvarında oluşturduğu basınçtır mm cıva (Hg) olarak ifade edilir. Bu basıncın istenilen değerlerin üzerinde olması durumu ise hipertansiyon olarak tanımlanır. Kan basıncı sistolik (halk arasında büyük tansiyon) yani kalbin kanı pompalarken oluşturduğu basınç ve diyastolik (halk arasında küçük tansiyon) ya da kalbin kan pompalamaya ara verdiği dönemdeki basınç olarak iki farklı değerden oluşur. Normal kan basıncı değerleri sırasıyla sistolik (büyük tansiyon) için en çok 120 mmHg, diyastolik (küçük tansiyon) için ise en çok 80 mmHg olmalıdır. Bu değerler normal kan basınç değerleridir. Evet, ülkemizde 28 yaşın üzerindeki erişkin erkeklerin %49’unda, erişkin kadınların ise %56’sında kan basınç yüksekliği vardır. Bir başka deyişle ülkemizde yaklaşık 18 milyon insanın hipertansiyonlu olduğu söylenebilir. Bu nedenle toplumda her yaş grubundan bireyler, yılda en az bir kez tansiyonlarını kontrol ettirmelidir. Evet edilebilir. Fakat hipertansiyon tedavisi ömür boyudur. Tedavide kullanılan ilaçlarla kan basıncı normal sınırlara düşer ancak tedavi kesilirse kan basıncı yine eski değerlerine ulaşacaktır. Bu nedenle tedaviye ara verilmemeli ve en az yılda bir kez doktor kontrolüne gidilmelidir. Bazı özel durumlarda hipertansiyon bir böbrek hastalığına veya hormon artışına bağlı olabilir. Bu durumlarda böbrek hastalığının veya hormonal bozukluğun tedavisi ile kan basıncı düzenlenebilir veya daha az sayıda ilaçla daha rahat kontrol edilebilir hale gelir.